Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Dejavu

Kapının kulbunu yavaşça çevirip sessizce odanın içine süzülüyorum. Tavan arasında, insanın çok mu küçük yoksa çokmu büyük kararını vermekte zorlandığı ikisi arasında gidip geldiği, hafif loş bir oda.
İçeride hiç kimse yok.
Kapıyı usulca kapatıyorum. Sırtımı kapıya dayayıp odaya şöyle bir göz gezdiriyorum.Her taraf çekmece dolu, sanki bankanın kiralık kasalar bölümündeyim.
İçimi garip bir his kaplıyor biraz ürperiyorum.
Yok yok yanılmıyorum.
Ben bu odayı tanıyorum.
Evet evet kesinlikle ben bu odayı tanıyorum.
Ben bu odaya şu an ilk kez girmiyorum, daha öncede bir çok kez ben bu odaya girdim çıktım.
Yok yok kesinlikle eminim.
Ama nasıl, ne zaman, niçin, neden tam olarak hatırlayamıyorum???

Elim bir çekmeceye çarpıyor yavaşça çekiyorum. Çok kolay açılıyor. Yağ gibi kayıyor sanki kenar raylarının üzerinde.
Açılması ile birlikte birden üç boyutlu bir görüntü beliriyor karşımda.
Bir anda yüzümü mutluluk bulutları kaplıyor, gözlerim buğulanıyor.
Oğluuuuummmmm benim, canııııııım, küçük kuzum, herşeyim benim.
Bu onun doğduğu gün.
Nasıl da mutluluk gözyaşları dökmüştük o günde aşkımla ben.
Onun o muhteşem bebek kokusu geliyor burnuma buram, buram.
Onun o kırmızı pamuk gibi yanakları, o minicik parmakları.
Allah herkese bu muhteşem duyguyu yaşamayı nasip etsin.
Yüzümdeki o mutlu gülümsemeyle yavaşça kapatıyorum bu çekmeceyi istemeye istemeye.

Gözüm başka bir çekmeceye takılıyor. Kir, pas ve toz içinde. Üstüne üstlük bantlanmış mı ne?
Zorluyorum ama açılmıyor bir türlü.
Kararlıyım açacağım ben bu çekmeceyi.
Olanca kuvvetimle asılıyorum bu defa. Büyük bir gacırtı ile açılıyor çekmece.
Açılması ile birlikte tıpki o günkü gibi hıçkırıklarım boğazımda bir bir düğümlenip kalıyor.
Başlıyor içimdeki yıllardır susturmaya çalıştığım o ses her zamanki gibi söylenmeye yine. Neden ona daha çok sarılmadın? Neden onu daha çok öpmedin diye?
Canım babaaaaaam benim.
Bu onun ölüm günü.
Evde benim dışımda herkes özgürce, hüngür hüngür ağlıyor. Benimse gözyaşlarım boğazımda düğüm düğüm düğümleniyor. İlk düğüm bir çözülse belki hepsi boşalacak ama olmuyor. Olamıyor.
Oda serinledi sanki ansızın. Biraz üşüyorum sanki ben?
Seni o kadar çok özledimki baba.
Sana layık bir evlat olabildim mi ben baba?
Açtığım gibi çok zor kapatıyorum bu çekmeceyi. Çok sık açılmadığı o kadar belli ki.

Çıkmak istiyorum bu ilk defa girdiğim ama yıllardır tanıyıp bildiğim bu odadan
Çıkmadan önce son bir kez bütün çekmecelere şöyle bir göz gezdiriyorum.

Kimileri az önce açtığım gibi bantlanmış kir, pas, toz içinde.
Kimileri ise ilk açtığım gibi, tertemiz, parlıyor, insanı çekiyor aç beni diye kendine.
Kimileri saklıyor adeta kendini. Sanki daha vakti gelmemiş bekliyor gibi açılacakları günü. Belki de kendileri de bilmiyor içlerinde var olan o gizemi..
Kimilerinin suçları her neyse kırmızı mühürleri sallanıyor iplerin ucundan.

Kapıyı açıp dışarıya atarken yavaşça kendimi, düşünüyorum odanın karanlık tarafında kalan gitmeye cesaret edemediğim bölümdeki, belki de özellikle unutulmak için gizlenmiş, varolan diğer çekmeceleri.

Kapıyı kapatıp çöküp kalıyorum kapının önünde. Her zamanki gibi kafamda uçuşan soru işaretleriyle.

Hiç düşündük mü acaba çatı katımızda, kapısında “beyin” yazan, o meşhur odadaki var olan çekmecelerimizi?
Bugüne kadar açtığımız içinde ne olduğunu çok iyi bildiğimiz kaç çekmece var?
Henüz zamanı gelmemiş, istesek de açamadıklarımız kaç tane?
Kaç tane kaldı geriye açılacak olarak kalan?
Kaçı elimizin altında sürekli, her seferinde açıp keyifle bakıp mutlu mutlu kapatıyoruz onları?
Açıpta gördüklerimizden hoşlanmayıp kapattıklarımız kaç tane?
Ya bilipte açmaya cesaret edemediklerimiz.
Sizinde var mı benim gibi bantladıklarınız, mühürledikleriniz, unutmak için karanlık ışık görmez bölgeye gizledikleriniz?

İnsanın çok mu çekmecesi olması iyi acaba?
Ya da sayısı ne olursa olsun rastgele elini atıp, hiç bir pişmanlık duymaksızın, gururla ve onurla açabilmesi mi bütün çekmecelerini?

21 Şubat 2007
Haşim Arıkan
http://hasimce.blogspot.com/

 
Toplam blog
: 110
: 1108
Kayıt tarihi
: 05.02.07
 
 

Kimliksiz bir yazanım aslında... Bazen benim, bazen senim, bazen de herhangi biriyim. Belki d..