- Kategori
- Gelenekler
Delik çorap
Yazımın konusunu, şuradan yakaladım... Eski bir haber ama Dünya bankası başkanı, Selimiye Camiini gezmek için ayakkabısını çıkardığında her iki çorabının da başparmak bölgesinden delik olduğu ortaya çıkınca “Konu” yaramakta üzerine olmayan foto muhabirleri tarafından flaşlar patlatılmış.
Sonuç; “Ya delik çorabınla Türkiye’ye kredi vermeye kalkıyorsun” sorusuna muhatap olmuş…
Aklıma bu gelince, bu gün “Delik çorap” konusunda yazayım dedim. Kendimi ona göre hazırladım. Yazı yazma vaktine kadar bekledim ve daha önemli bir konu da çıkmadığında diz üstü bilgisayarımın başına geçtim…
Yazacağım…
Ama fark ettim ki ne yazacağımı unutmuşum. Oysa sabah “Delik çorap” konusunu kafamda oluşturmuştum.
Tam bir saat yazma konum olacak “Delik çorap” meselesinin aklıma gelmesini bekledim.
Böyle anlatınca da “İhtiyarlarmışsın” diyorlar…
Hadi oradan… Bu durumu sadece asrın “Sıkıntısı” olarak değerlendiriyorum.
Sonra aklıma geldi tabi “Delik çorap” konusu ve de işte yazmaya başladım…
“Delik çorap” benim en korktuğum şey. Yani ayakkabımı çıkardığımda bir anda çorabımın “Delik” olduğunu görebilirim. Birçok kez başıma geldi. Onun için de sabah çorap giyerken enine boyuna iyice inceler öyle giyerim.
Buna rağmen her hangi bir zamanda ayakkabımı çıkardığımda “Delik çorap” ile karşılaşma olasılığım yüksektir.
“Delik çorap” bizim kusurumuz değil, ayak başparmağımızın kusuru. Kimsenin başına gelmesin ama eğer ayak başparmağınız “İçine” doğru batıyorsa, bunu önlemenin çıkar yollarından bir de ayak başparmağı tırnağının kesilme şeklidir.
İşte sorun orada başlıyor…
Başparmak tırnağınız “Etinizin içine” batmaması için kestiğiniz tırnak şekli, çorabın da en büyük düşmanı oluyor.
Sabah taze çorap giyiyorsunuz, akşam eve geldiğinizde bir de bakıyorsunuz ki, çorabın ucu delik.
İşte bu durumda camie veya ayakkabıyı çıkaracağınız bir yere giderseniz, Dünya Bankası Başkanının başına gelen “Sevimsiz” duruma düşmeniz mümkün.
Bizim geleneklerimizde “Ayakkabı çıkarma” kültürü olduğu için biz onlardan daha dikkatliyiz. Gerekirse her ihtimale karşı benim gibi gün içinde “Yedek çorap” taşıma ile bu sorunu çözebilirsiniz ama Avrupalılar öyle değil. Adamlar neredeyse ayakkabıları ile yatağa da girecekler.
Dikkat ettiniz mi, televizyonlarda izlediğiniz dizilerde hiç kimse ayakkabısını çıkartmıyor. Aynen Avrupalı (!) gibi ayakkabısı ile evin içinde dolaşıyor.
İzlediğimiz dizler bizim kültürümüze uygun olmayan bazı görüntüleri de içeriyor. Bunların başında da “Ayakkabı çıkarmama” görüntüsü geliyor.
Bu dizileri izleyen gençler de, sanıyorlar ki evin içinde ayakkabı ile dolaşılır.
“Delik çorap” konusunu bu kadar lastik gibi uzatarak asıl gelmek istediğim nokta da bu. Yani ayakkabı ile evin içinde dolaşılması…
Dediğim gibi, bu bizim kültürümüz değil. Evimizin içi her bakımdan temiz olmalı. Sokakta giydiğimiz ayakkabı ile eve girip de yatağa girinceye kadar onunla dolaşmak bize göre değil.
Varsın çorabımızın deliği istem dışı da olsa görünsün ama ayakkabı ile evde dolaşma alışkanlığı yaratmayalım.
Aile büyüklerimizin bu konuda dikkatli olmalarını öneriyor ve “Deliksiz çoraplı günler” diliyorum.
25 MART 2007