Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '11

 
Kategori
Siyaset
 

Deliler bayramı?

Yine yağmur, kar ve kara kış geldi, ama ne hikmettense, Doğu’da buzdolabı ve derin dondurucu dağıtanlar bu yıl yoklar…

Neyse efendim; ben dallamaya göre deliler (şimdi bizlere ‘zekâ özürlü’ deniliyor ama, ben geleneksel anlatayım); akıllı deli, normal deli, zır deli, zırzır deli ve hınzır deli diye, beş gruba ayrılır (!?)

Belki bilenleriniz vardır: 17 Haziran 2007 tarihinde, Lapseki’nin Dumanlı Dağı’na çıkan “Çanakkale Deliler Derneği” üyesi 41 deli, dört gün boyunca orada eğlenmiş, seçim yapmış ve 105 maddelik “Delilik Anayasası” hazırlayıp, oy birliği ile kabul etmişlerdi. 

Dernek Başkanı sayın Osman Canik’in karşısına aday çıkan hınzır deli sayın Metin Kaya; “Herkese mazotu bedava vereceğim” deyince seçimi kazanmış, ‘en akıllı deli’ olan Osman Canik ise kaybetmişti.

17 Haziran 2008’de de aynı yere pikniğe gidip, yine seçim yapmışlardı. Seçimde, yeni Başkan Metin Kaya ile eski Başkan Osman Canik tekrar aday olmuşlar; dernek üyeleri sandıklarda ‘kâğıt oy’ yerine; Metin Kaya için birer domates; Osman Canik için de birer kayısı kullanmışlar, seçimi; “bedava odun, beleşe davul tozu ve pire yağı dağıtacağım” diye vaat ederek “16 domates oyu” fazla alan, mevcut Başkan Metin Kaya kazanmış; kendisi için hazırlattığı;  “17  DELİ  01”plakalı tekerlekli koltuğa oturup, meydanda ‘41 hınzır deli’ ile 41 defa zafer turu atmıştı. Biz de hemen kendisini kutlamış, hayırlara vesile olmasını dilemiştik…

Hazırlanan yeni “Deliler Anayasası” 105 maddeden ibaret olup, 105 maddesi de, aynen şu cümlelerden oluşuyordu: “Bizim adımız delidir, ne halt etsek yeridir” şeklindeydi…

Yapacak bir şey yok, adı üstünde, hepsi “deli” işte bunların, ne ölçü tutar, ne de tartı…

İyi de; bu konu benim aklıma nereden esti de, durduk yerde size bunları anlattım ki? Yahu, ben yine mi kafayı sıyırıyorum yoksa!? Allah Allah; niye bunlara takıldım kaldım, yemin olsun çıkartamadım!?

Atalarımız; “sakla samanı, gelir zamanı” demişler. Biz bugün daha akıllıca işlerden bahsedelim:

Efendim, geçen seçimlerde eski Tunceli Valisi “Devletin Sosyal Yardımı” diye, Tunceli halkına beyaz eşya, mobilya filan dağıttı ya? Buna ilk karşı çıkanlar da, aslen Tuncelili olan milletvekilleri sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile Kamer Genç olmuşlardı!..

Ba  ba  baaa… Böylesi bir krizde, bunca parasızlık, işsizlik ve züğürtlük sırasında, şunların karşı çıktıkları şeye bakar mısınız bir!? “Bedava sirke, baldan tatlıdır” demiş atalarımız!? (Şimdi düşünüyorum da; şu atalarımız da ne çok söz söylemişler, her konuya bir kılıf uydurmuşlar yahu!? Bu adamlar sanki hiçbir iş yapmamışlar da, Allahın günü ‘özlü sözler’ uydurmuşlar sanki?)

Neymiş efendim; “Tam seçim sırasında devletin Valisi bunu yapar mıymış? Tüm hediyelik eşyaları şahsi dostlarından ve ‘iktidar partisi üyesi’ mağazalardan almışmış? Tuncelililer, oylarını bir eşyaya değişmezlermiş de” filan… Ne alâkası var canım!?

Sonuçta da, Dersim Demokratik Haklar Federasyonu üyeleri de bu iki CHP’li vekilin gazına gelip, bir miting düzenlemişler ve o güzelim eşyaları getirip, AKP İl Başkanlığı önüne atıp gitmişlerdi! Yazık şu milli servete… 

Bunlar; vergilerini veren halktan, devletin topladığı parayla alınmışmış da!.. Olsun efendim, ne fark eder ki!? “Veren el, alan elden üstündür” derler. Hediye, hediyedir!

Gerçi, dağıtım tarihi bakımından ve Kış zamanı bu buzdolabı, derin dondurucu işi biraz tuhaf kaçmıştı, Yerel Seçimler arifesine de denk gelmişti, ama olsundu! Tesadüf diye bir şey var yahu; tesadüf olamaz mıydı yani!? 

Hani, diz boyu karda - kışta dağıtımı çok zor olmasına rağmen, adamcağızlar ayağınıza kadar getirmişler değil mi? Alıverin de, ettikleri hayır - hasenat, onların da içlerine sinsin kardeşim!..

Seçim sonrası bahar ve yaz aylarında, kar - kış bittiğinde de dağıtabilirlerdi; ama madem büyüklerimiz coşmuşlar ve illâ bu zorlu yollarda yardım dağıtmak istekleri depreşmişse, elden ne gelirdi ki?

Siz buradaki beyaz eşya hayırlarını baltalamaktan, ödenmeyen şu meşhur “KEY, kıdem, emekli fark paralarını” kovalamaktan, maaşlara zam vermeyen Maliye Bakanlarının canını sıkmaktan, böyle önemli bayramlara katılma fırsatı bulamıyorsunuz ki!.. Bak işte, geçmişte birinin kalbi tekledi sizin yüzünüzden de, sevgili eşi Ahsen Hanım onu taa Amerika’lara götürdü, bir saniye bile başından ayrılmıyor, yazık değil mi!?

Hadin bakayım; bırakın şu ‘akçeli, günahlı’ dünya işlerini de; 17 Haziran 2012’de kutlanacak “Deliler Bayramı”na hazırlanırken, önümüzdeki seçimindeki hediyeleri havada kapın, bayram edin… Bizim gibi ülkelerde yeni moda, geçim ve hayat böyle oldu çünkü…

Sakin KOŞAR.     

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..