Deliler şehri

Hiç güneşin olmadığı bir şehirde yaşadın mı, sen?
Hiçbir sesin duyulmadığı
Ve hiçbir zaman matemlerin eksik olmadığı
Kanı, toprağa değmeden sevilemeyenlerin şehri
Senin memleketin oldu mu, hiç?
Ya da sen, hiç
Kendi memleketinde,
Aşık olmak için, kolluk kuvvetlerinden izin istedin mi?

Ruhların bile gezinmediği sokaklar,
Ve, bu sokakların içindeki herhangi bir lambanın altında
Sen, hiç sevdiğinle birlikte ayrılığa lanet ettin mi?
Ya da, boşver
Sen bu deliler şehrinde sevilme şerefine eriştin mi?
Bir yanlışın tüm doğruları yok ettiği bir düzende
-Aklın başındayken-
Hiç, şehrin yalancı sessizliğine şerefli küfürler hediye ettin mi?

Sabit, hep mesafeli ve gelişmeyen dostluklar
Bir umut, okunmamış ya da ulaşmamış mektuplar
Gizemli, ama içten duygular uğruna
Gece yarısı başında bir bela
Malum, şehir yalancı
İnsanları derin bir beyin uykusunda
Hayvansal hayattalar, keşke bitkisel olsa
Peki, sen hiç?
Deliler Şehri'nin isimsiz bir sokağında
Doya doya, "seni seviyorum" diyen dudakları izledin mi?