Demiş ki...

Kim ne demiş, ne demiş?

Canan Karatay… “ Ben Sağlık Bakanı olsaydım”…

Rüyanda görürsün sayın doktorum! Senin gibi daha çok halk yararını düşünüp endüstriyi sokanı, sen yaşattıklarına şükret! Sakın siyasete atılayım falan deme! Yaşatmazlar alimallah!

Sedat Peker… “ Kanlarınız ile duş alacağız”…

İşte çok televizyon izleyerek yetişen bir neslin dışavurumu ifadeler…  Vampir güruhu eğer gerçekten var olsaydı, bu özdeyiş onları ziyadesiyle tahrik ederdi.

Cem Yılmaz…“ Çağan ( Irmak) ile yeni bir proje üzerinde konuştuk. Bu bir drama toplantısıydı. Şu an için komediyi bir kenara bıraktık. İlerleyen zamanlar neyi gösterir hep beraber göreceğiz”

Ne yapsın ki dilinden yetenek fışkıran bu zavallı adam? Ortada bol bol konuşmakta olan siyaset, din, medya, akademisyen vs vs düzeyindeki “akil”lerimiz sayesinde her bir yeni gün o kadar çok hakiki komedi yaşıyoruz ki, onun çevirdikleri tutmaz tabii! Modaya uy ey sevgili Cem; drama ile devam et sen… Ama traji komediyi de deneyebilirsin bak; benden söylemesi!

Sadettin Tantan:“TBMM’nin hareket kabiliyeti yok. Her gün şehit veriyoruz, bu konuda TBMM ne yapıyor? Sadece birbirlerini yiyorlar!”

Sayın eski Bakan’ımız ve polis şefimiz! Ne istiyorsunuz TBMM’den? Birbirlerini yiyecekler tabii! Yoksa âlem onları nasıl işte görecek?

Sezen Aksu: “ Anadolu’da cinsiyet fark etmeden kız diye hitap ederlermiş. Keşke herkes kız olsa. Erkekler oldu da ne oldu? Erkekler üremeye programlı… Adam üresin. Üst taraf boş….”

Sevgili minik serçe! Anadolu işin doğrusunu söylemiş gelgelelim onun âsi evlatları bugün “etek giyme”yi hâlâ aşağılanma aracı olarak kullanıyor sövmelerinde. Erkekler oldu da ne mi oldu? Dayak, kötek, savaş, ırza geçme, uçkur ile yatıp kalktığı için kadın ile boğuşayım derken, bu şekilde uygar medeniyeti de aşağı çekme… ( adam olan erkekleri tenzih…)

Kim ne demiş… devam edecek…

Akıl sağlığınız ile kalınız…