- Kategori
- Güncel
Ey ölüm! Doğurgan ölüm!

Benim düşmanım savaşanlar değil, savaştıranlardır.
Savaşlarla zenginleşen, savaşlarla iktidarlarını pekiştirenlerdir benim düşmanım.
Ateş bacayı sardı. Düşmanlık, ateşi körüklemektir.
......................................
Yanıyor, yıkılıyor Diyarbakır, Şırnak, Cizre, Silopi, Nusaybin…
Savaştıkça düşmanlıklar bileniyor, kan bürüyor yoksul gözleri.
Ateş düşüyor, yakıyor her yeri.
Düşüyor yakıyor... düşüyor.....
................................................
Bir soluk alabilirsem yasaklardan, düşüyorum yollara.
Oysa savaştıran asla ben değilim! Ben değilim!
Savaşmaya itilmiş taraflardan biriyim.
Belki de tarafları hiç sevmeyen, savaştan nefret eden biriyim. Ne fark eder ki?
Üniformalıyım, üniformasızım, çok gencim, delikanlıyım.
Okul çağında bir çocuk, gencecik bir kız, gebe bir kadın, yaşlı bir dede, bir nine… Ne fark eder ki?
Savaştıran ben değilim! Değilim!
Hepimizin ortak yanı, payımıza düşürülen ÖLÜM!
Sahte düşmanlık tohumlarıyla döllenmiş doğurgan ölüm!
DOĞURGAN ÖLÜM!
Aç zenginliğin döllediği doğurgan ÖLÜM!
14.12.2015
Vildan Sevil