Demokrasi kültürü olmayan Başbakan'ın 'paketi' demokratik olur mu?

Demokrasi kültürü olmayan Başbakan'ın 'paketi' demokratik olur mu?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olaylarının arkasında ‘faiz lobisi’ var diyordu.

Ancak dün hedef değiştiren Başbakan Erdoğan, elinde hiçbir kanıt ve belge bulunmadan; ‘Şu anda ülkemizdeki Gezi olaylarının arkasında da başka olayların arkasında da CHP vardır. CHP milletvekilleri vardır. Olaylar görüntüler bunu açıkça gösteriyor’ dedi.

Başbakan Erdoğan; ‘Ülkemizi karıştırmaya yönelik bir çabadır bu…’ derken CHP’yi çok büyük ‘şaibe’ altında bırakıyor.

Ve Erdoğan sözlerini şöyle sürdürüyor; ‘Her alanda köklü reformlar yaptık, ama muhalefeti ve muhalefet partilerinin zihniyetini değiştirmede, dönüştürmede başarısız olduk’ derken ‘müdahaleci’ ve ‘otoriter’ tavır sergiliyordu.

Başbakan Erdoğan ‘çoğunlukçu demokrasi’ anlayışını(zihniyetini) da,‘Küçük azınlığın Türkiye’de kaos oluşturma, Türkiye’ye zarar verme girişimleri asla ve asla başarıya ulaşamayacak. Bu ülkenin sahibi artık millettir’ ifadesiyle vurguluyor.

Bu yaklaşım ‘şoven’ ve ‘ırkçı’ bir ‘anlayış’tır.

Ayrıca CHP’li milletvekillerin Mısır ziyaretine ‘Sen hangi sıfatla gittin?’ sorusu ‘demokrasi kültürü’ ile örtüşmeyen bir ‘ayıptır.’

Sayın Başbakan’ım, ‘Tüm demokratik ülkelerde ana muhalefet partisinin yurt dışında ‘ulusunun çıkarlarını’ kollayan ilişkilerde bulunması iktidarın ‘icazetine’ bağlı değildir. Bu yetkiyi millet vermiştir.  

Demokrasi, halkın çoğunluğunun yönetimi olduğuna göre, ‘’çoğunluğun yönetimi’ yani ‘çoğulculuk’ bir ‘demokratik ilke’ olarak kabul edilmiştir.

Ancak, Demokrasi, çoğunluğun baskısı değildir!

Eflatun, ölümü ile yasalara sonuna kadar bağlı olduğunu kanıtlayan hocası Sokrat’a baldıran zehir içirten çoğunluk kararlarının her zaman adil olduğuna inanmamaktadır.

Başbakan Erdoğan’ın ‘Küçük azınlığı Türkiye’de kaos potansiyeli’ olarak algılayan ve yorumlayan bir devlet adamının ‘demokrasi kültürü’ olabilir mi?

‘Demokrasi kültürü’ olmayan anlayışın ‘demokrasi’yi ‘çoğunluğun yönetimini’ ‘tek parti’ yönetiminin daha ‘istikrarlı’ oldukları savıdır.

Çoğunlukta olan AKP yönetecek, fakat çoğunluk olmayanlar ise temsil hakkı kazanmalıdır.

Bu da ancak seçimlerde barajın %10 altına düşürülmesi ile olasıdır.

Başbakan Erdoğan’ın bilmesi gereken, ‘Çoğunluk veya azınlık farkı gözetmeksizin tüm vatandaşların hak ve özgürlüklerinin hukuki güvence altına alınmasının güvencesi de ‘demokrasidir.’

‘Katılımcılık ilkesi’ oy vermeyi gerekli kılar fakat yalnızca oy vermek de demokrasi için yetmez .’

17.09.2013, İzmir, Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır.