- Kategori
- Siyaset
- Okunma Sayısı
- 118
Demokrasiyi içselleştiremiyoruz

Yüksek Yargı ile ilgili yapılan Anayasa değişikliklerinin, yargıyı siyasallaştıracağını ve zamanla siyasi iktidarın güdümüne gireceğini yazılarımda belirtmiştim. Gelen bazı yorumlarda aksi savunulmuş, verdiğim cevaplar ise, bekle gör şeklinde olmuştur.
Şimdi geldiğimiz noktayı, demokrasiye gönül vermiş insanlar içine sindirebiliyor mu? Bunuda düşünmeden edemiyorum.
Olup bitenler, hepimizin gözü önünde cereyan ediyor. İktidar elindeki gücü hoyratca kullanmakta bir beis görmüyor. Muhalefet eden yazar, çizer terör suçuyla suçlanıp tutuklanabiliyor. Dört yıldır tutuklu olan insanlar hapishanelerde çile çekiyorlar. Halkın iradesiyle seçilmiş milletvekillerinin hapishanede tutulmasına gözlerini kapıyorlar. ''Ya benden olacaksın ya bertaraf olacaksın'' mantığıyla demokrasi de dağıtılamıyor.
Hiç kendimizi kandırmayalım, iktidar yaptığı hataları, yine hatalar sinciriyle kamufle etmeye çalışsada gerçeklerin üstü örtülemiyor. Ne evrensel insan haklarıyla ne AB normlarıyla uyuşan bir hukuk sistemi içinde adalet dağıtılamıyor.
Beğenmediğimiz vesayet sistemini kaldırmak isterken, hiç arzulanmayan, sivil vesayet sistemine demokrasimizi kurban ediyoruz. Askeri otoritenin yıllarca seçilmiş otoriteye karşı yaptırımlar uygulamasına nasıl karşıysak, bugün sivil seçilmiş otoriteninde demokrasi ve hukukun temel ilkelerine saygılı olmasını bekliyoruz. Öyle olmasıda, demokrasinin olmaz olmazıdır.
Eğri oturup, doğru karar verme zamanımız geldi de geçiyor. Ülke zayıflıyor, kan kaybediyor.
Dış basında yazılanlar, Türkiye'de hukukun üstünlüğüne dair ciddi sorunlar olduğu yönünde ve taşıdıkları endişeleri dile getiriyorlar.
Komplo iddialarına bağlı tutuklamaların arttığı ve genişlediği, birçok gazetecinin tutuklanmasıyla AB ve diğer organların Türkiye'de ifade özgürlüğüyle ilgili endişelerinin olduğunu Finansal Times dile getiriyor. AP (ABD) Yayın organı, uzun tutuklamalar ve diğer hatalar hukuk sürecini lekelediğini yazıyor.
Ayrica;
Arap baharının, Arap hüznüne dönmesiyle, beklentilerimizin yerini, hayal kırıklığına bırakmış olmasından da çıkaracağımız dersler olmalıdır.
Demokrasi dersi vermeye kalktığımız ülkelerin durumuna düşmemek için, hukukun üstünlüğünü, belirli bir zümrenin lehine değil, herkes için geçerli olduğunu göstermek ilk görevimiz olmalıdır.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Kötü bir manzara, güzel ve içten anlatımla sunulmuş. Övgüyle, mutlulukla, gururla sunabileceğimiz yurt ve insan manzaralarını bir gün oluşması dileğiyle selamlar.
Turbest 12.01.2012 5:12- Cevap :
- Sn. Yazarım, yorumunuz için öncelikle teşekkür ederim. Dileklerinizin birgün gerçekleşeceği umudumuzu hiç kaybetmeden yola devam edeceğiz. Çünkü bu ülke bunları hiç haketmiyor. Selamlar, saygılarımla.. 12.01.2012 13:07