- Kategori
- Güncel
Demokratik tepkide olgunluk (Haşim Kılıç'a atılan yumurtalar üzerinden)

Giriş
Bügünlerde çeşitli sebeplerle -özellikle gençler- dünyanın her yerinde ayakta. Almanya'da atomreaktörü karşıtları, İngiltere'de üniversite harçlarının artırılmasına karşı çıkan öğrenciler sokakta. Almanya'da tepkiler tren yoluna taş döşemeye, İngiltere'dekiler binaları, sokağı ateşe vermeye kadar vardı. Tepkinin geliş noktasında başlangıçta "haklı olanlar"ın -bir şekilde- mağdurların hâlâ aynı konumda olduklarını söylemek mümkün değil bence. Şiddete başvurma -sebebi ne olursa olsun- demokratik hak değildir olamaz da.
Türkiye'de Yumurtalı Protestolar
Ankara'da
Yakın geçmişte Ankara Üniversitesi'nde Kendini Türkiye Komünist Partisi üyesi olduğunu söyleyen bir grup, bakanı, bakana yumurta atarak protesto etti. Bakan kaçar gibi ayrıldı eylemcilerin arasından. Hak mı şimdi bu? Demokratik hakkın kullanılması mı? Olanları eylemcilerin ağzından özetlersek dedikleri şu: "Biz Ankara Üniversitesi'nde AKP'li istemiyoruz."
[Dipnot-1: Hep merak etmişimdir yumurtalı eylemleri. Hukukta yumurta atmanın cezası yok mu allasen? Taş ve / veya yumruk atan birine ceza oluyor da yumurta atana ceza yok mu? Geçin cezayı böyle eylemlerde gözaltına alınan bile yok yahu! Kuş uçup uçuyorlar, yaptıkları da yanlarına kâr kalıyor sanki. Bu uygulama geçen yıl birine sövdü diye 4 ay hapis ve 1750 TL. para cezası almış şu garibin kanına dokunuyor. Keşke ben de yumurta atsaydım, diyesim geliyor. ]
Eskişehir'de
Eskişehir'de bir üniversite salonu. Konuşmacı Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç. Rağbet fazla değil ki salon bomboş. Kılıç konuşuyor. O da ne bir genç kız Kılıç'a önce yumurta atıyor, ağzı kapatılana kadar da bir şeyler söylüyor. Kıza destek bir erkek öğrenciden geliyor. O önce kısa nutkunu (!) irat ediyor sonra da yumurtasını atıyor ama hedefi bulmuyor attığı yumurta. Karga tulumba çıkarılıyorlar salondan. Kim bunlar? Öğrenci Kollektifi adında bir grubun üç mensubu. Ağızlarından duyulan cümle ne? "Buraya AKP'liler giremez.!
[Dipnot-2: Aslında bu eylemin amacı grubun adının, sesinin duyrulması. Silahlı eylemlerden sonra da eylemi gerçekleştiren grubun eylemi üstlenmesi de bunun bir benzeridir. ]
Şimdi eğri oturup konuşalım: Bu eylem bu şekliyle bir demokratik hak mıdır allasen? Adam gibi otursalar, muratlarını adam gibi anlatsalar, isteklerini medeni bir şekilde seslendirseler (Üstelik Kılıç şikayet dinleme makamında da değildir.) daha olgun bir hareket olmaz mı? Üstelik eyleme maruz kalan kişinin -bırakın tekil kişiliğini- bir kurumun başkanı olduğu ve bu tür eylemlerle kurumların da yıpratılmıyor mu şu gibi eylemlerle?
Fiziki dokunuş -şekli olursa olsun- şiddettir. Şiddet başvurmak da asla tasvip edilemez ve demokratik haklar çerçevesinde sayılamaz. Zaten bu yolla demokratik hak da asla kazanılmaz.
Son sözüm mizahi olsun: Ben o üniversitede öğretim üyesi olsam, o öğrencilerin kim olduğunu tespit eder, içi çiğ ve çürük yumurta dolu bir torbayla derslerine girer, onlara en zor sorular yöneltir, bilemediklerinde de torbamdan çıkardığım yumurtaları en iyi giysilerine nişan alır, atardım (!)