Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '10

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Demre- Kekova- Çayağzı- Myra

Demre- Kekova- Çayağzı- Myra
 

Kale(simena)


Kekova,

Görülesi, sevilesi, yaşanılası yerlerden bir yer ve hatta yaşadıkca sevilesi bir yer.

Huyumdur hiç bir yer vazgeçilmez değildir, bir yere bağlanmayı sevmem ama Kekova ve Karadeniz'in dağlarını başka severim.

Daha bu sabah TRT de izledim içim gitti ! Şavşat'ın Maden köyü'nün kış fotoğraflarını yayınladılar, anlatılır gibi değil harikaydı ! Zira kışını bir kaç gün yaşadım, biliyorum.

Kekova'dan döneli iki gün oldu suyun tuzu, tadı henüz aklımdan çıkmadan yazayım istedim..

Kekova adası Üçağız köyü güneyinde. Ülkemizin en büyük adası, insansız bir yer. Demre ilçesi sınırları içerisinde hem doğal hem arkeolojik sit ilan edilmiş özel çevre kanunu ile korunan sanıyorum ondört yerden birisi. Bölge içinde Üçağız köyü, Kale mahallesi(simena) ve Sıçak yarım adası Gökkaya bölgesinide içine alan muhteşemlikleri barındıran koylarla örülü. Tarihi kalıntılar denizin içine kadar sokulur, denizin maviliği ve temizliği halsiz düşene kadar sizi bırakmaz, sudan çıkar tekrar atlarsınız denize. Koylar havuz gibi bir çok koydan kaynak suyu çıktığından mıdır? bilemiyorum berrak mı berrak olur.

Bölgenin tamamı deniz içlerine kadar likya dönemi kalıntılarıyla, kaya mezarlarıyla dolu. Demre merkezde Noel baba kilisesi, Myra antik kenti, Çayağzında sanıyorum bizans dönemine ait liman ve ticaret binaları (bir kaç yıldır kazı çalışmaları başlatılmış) yine Myra yakınında yeni küçük bir kilise toprağın altından açığa çıkartılmış, yer gök tarihi, antik yapı dolu. Demrede de denize girilebilir enfes Çayağzı plajı ki her iki yanından billur, buz gibi kükürtlü ırmakcık denize ulaşır. Dehşetli sıcaklara bile eyvallahı olmayan iki koldan kuşatılmış, sarılmıştır plaj. Demre sahillerinin yarısı kum yarısı çakılla diğer yarısı da kayalıklarla bezenmiş, Taşdibi çakıl ve koy sevenler için, Sülüklü sığ ve kum sevenler için Kumdağı ise kayadan denize atlamak isteyenler için iyi birer seçenek.

Demre bugün için seracılığıyla önde bir yer ancak korkarak söylüyorum ki gelecek yıllarda turizimde kendi başına merkez olacak potansiyele sahip. İşaretler vermeyede başlamış, parası olan uzun vade yatırım düşünenlere duyurmuş olayım.

Bu güzelliklerin hakkıyla bilinmemesine neden ulaşım kolaylığının olmayışı ve Antalya merkeze uzak oluşudur. Şöhreti abartılı bir çok yer emin olun Kekova ve Demre yanında azıcık boydan kısa kalır, bu da böylece biline.:))

Demre Antalya merkeze 140 km. Yolun uzanca bir bölümü bölünmüş yol, kalan kısmı fena değil. Finike- Demre arası virajlı genişletilmiş, güzergahtaki koylar harika buralarda denize girebilirsiniz ama lütfen aracınızda değerli hiç bir şey bırakmayın ! Bu konu genel bir kural, bölgeyle alakalı değil. Demre'den Üçağıza karayoluyla ya da Demre-Çayağzından tekneyle Kekova'koylarına ulaşabilirsiniz.

Aslında hep söylemek istiyorum ne zaman bulunduğum şehrin ve dışına çıksam beni heyacanlandıran şeylere tanık oluyorum. Ülkemiz öylesine değişiyor, büyüyor ki bu beni hem çok mutlu ediyor, hem de geleceğe dair umutlarımı büyütüyor.İyi bildiğim Ankara, Gaziantep ve Antalya'nın dolu dizgin büyümeleleri buna en açık örnek.

Bir kaç ay önce Habur sınır kapısına kadar gitmiştim, bu seferde Demre'ye gittim, aralardaki kısa kısa yolculukları saymıyorum. Her yerde çok güzel yollar yapılıyor, kendi adıma ülkem için en çok istediğim şeylerden biriydi kaliteli karayolu. Görüyorum artık bizde de yapılmaya başlandı. Hatta bu yazıyı yazdığımda giriş-çıkış kapımız saat 18.00 kadar kapatıldı son kat asfaltı atıyorlar. İngiltereye gittiğimde sadece Hızlı trene binmek için 250-300 km otomobille yolculuk yapmıştım. Bir hafta önce Polatlı'ya giderken hızlı treni gördüğümde heyecanlandım, gururlandım, sevindim.

Sevgilyle herkese sağlık, huzur, varlık diliyorum...:))

 
Toplam blog
: 18
: 1436
Kayıt tarihi
: 14.03.09
 
 

............ ..