Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '10

 
Kategori
Havacılık
 

Yamaç paraşütü

Yamaç paraşütü
 

Bu resimdeki kişinin ben olduğunu benden başkası bilmiyor..


Sevgili Dostlar,

Uzunca zamandır üzerim'de bir tembellik bir tembellik sormayın.

Üstüne yoğunlaşan iş temposu tembelliğin devamı için iyi bir bahane oldu.

Uzun aradan sonra dostlarımında uyarılarıyla bir şeyler yazmak elzem oldu artık.

Ata Kemal abinin uçuş anılarından esinlenerek ve az çok bizimde gökyüzüne dokunmuşluğumuz var düşüncesiyle burdan yazayım istedim.

Ne zaman uçağa binsem Allah'ım bu kadar ağır gövde, yüzlerce insan, bir o kadar yükle nasıl kalkıyor ve uçuyor bu makina diye şaşkınlık yaşarım bir süre.

İnsan beyninin ihtişamı ve disiplinli bir emeğin birleşimi muhteşem alet der, duamı okur binerim makinaya.:))

Yılını Tam hatırlamıyorum (1995/1996) olabilir Ankara dan Gaziantep'e Uçakla gidiş dönüş bileti aldım, bindim. Uzunca bir zaman görmediğim arkadaş, gel beraber oturalım dedi, yanyana oturduk. Ben sakinim, kapılar kapandı ve benim 2.5 katım dev cüsseli çok ama çok uçan yol arkadaşım havalandırmalarla oynamaya başladı. Rengi esmerden kırmızıya döndü, terler boşaldı. Alah Allah ! korku bulaşıcı galiba, durup dururken benide tedirgin etti.:)) Ya hayırdır Cengiz bey, sakin ol vs. bir şeyler dediysem'de nafile, ay'da bir kaç kez uçtuğunu biliyorum. Bir süre sonra servis yapıldı, keyfle süzülüyoruz hava açık sandeviçten ısırdım, Cengiz kahve içiyor. Birden hooppp boşluğa düşmez miyiz (bu olay cümleyi kurduğum kadar sıradan, basit bir şey değil tabi) tabak, çanak, çay, çorba herşey toz duman, bağrışmalar, karıştı uçağın içi.Neyse bir süre sonra Antep'e indik... Onbeş yirmi dakika önce ısırdığım sandeviç hala ağzımda duruyor, ne çiğnemişim ne yutmuşum, teker yere değince fark ettim.:) Cengiz o telef... Ayrıntıya girmeyim..:))

Sonra dönüşü iptal ettim, otobüsle dönmeye karar verdim. Aylardan da (6/7) Mart hava güzel çıktık yola, Ankara'ya yaklaştık işte sana macera ve bir kar yağıyor kış ortası sanki. Kulu makas diye bilinen yere zar zor geldik, bilenler vardır Baran Tesislerine güç girdik abartmıyorum yarım metre kar, tesis dolu oturacak yer yok, kalöriferin dibinde bir sandalye kaptım. Sanıyorum bir güne yakın orada mahsur kaldık.:)

Havada başlayan macera karada devam etti anlayacağınız.

Sevgili blogdaşlarım aslında ben yamaç paraşütünden anlatmak istiyorum.

Ata abinin anısına atıfla bu minik yaşanmışlığı da paylaşmak istedim, biraz uzadı mevzuu.

Yamaç paraşütü,

Dalmak kadar keyfli, çok fazla malzeme gerektirmeyen ve çok ta masraflı olmayan harika bir spor.

Bir çok yerde yapılabilir, tabi rüzgarı okumasını bilmek gerekiyor.

Sanıyorum 120 saatlik bir eğitim süreci var ki yanlız uçabilesiniz.

Biraz da deli olmak gerekiyor.:)

Yamaç paraşütününün bilinen kubbe paraşütlerden farkları çok.

Paraşüt deyince herkesin aklına yukardan atlayıp kuş gibi süzülerek yere inmek gelir.

İşte yamaç paraşütü öyle değil. Keyfi, heyecanı ve muhteşemliği de burda.

Birincisi yamaç paraşütüyle havalandıktan sonra isterseniz saatlerce hava kalabilirsiniz.

ikicisi atladığınız yüksekliklikten çok daha yukarlara çıkabilirsiniz.

Kuş gibi ya da uçakdaymışsınız gibi mesafe kat'ede bilirsiniz .

Yüreğiniz yeterse ve benim gibi çılgın, milli bir sporcuyla atlarsanız sınırlarınızı zorlayabilirsiniz, anlatılır gibi bir heyecan değil.

Fırsat bulanlar denemezse yazık ederler kendilerine, benden söylemesi. Kaş ya da Fethiye'de denemenizi öneririm, ben Kaş'da yaşadım bu heyecanı, harikaydı.

Murat pilotum abi var mısın maceraya dedi, ben de elinden geleni ardına koyma Murat dedim.

Murat'ın lakabı çılgın sonrasını hatırlamıyorum aşağıda izleyenler indikten sonra nap'tınız siz diye takıldılar, biz naptık biliyor muyum ben.:))

Yeryüzünün harikalığını yukardan görmek istiyorsanız, hayata tepeden bakmak istiyorsanız ya yamaç paraşütü yapın yada microlayt denen şeytan bir alet var onunla uçun.:)

Bu şeytanı da başka bir yazıda anlatayım.

Sevgi ve selamlarımla, hoşbulduk.

Not:

Yazmaya başlayalı bir yıl olmuş yazmama vesile olan sevgili arkadaşım'a, bir yıl olduğunu fark ederek bunu kutlayan blogdaşıma, yorum yazan, yazılarımı okuyan insanlara bu güzel paylaşım ve hoş görü için teşekkür ediyorum. Tabii ki bu blog'u bize açan, yöneten ve emek veren blog çalışanlarına da teşekkürlerimi iletiyorum. Selam ve sevgilerimi gönderiyorum, lütfen kabul edin.

Güzel insan ve insanlar tanıdım, burada olmak gerçekten hoş bir şey...

 
Toplam blog
: 18
: 1436
Kayıt tarihi
: 14.03.09
 
 

............ ..