- Kategori
- Güncel
Deniz, Yusuf, Hüseyin :((
“Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.”
Oğlun Deniz GEZMİŞ
Bir babaya yazılan bu mektubu her okuduğumda boğazım düğümlenir, ne söyleyeceğimi bilemem… Şimdi de ne yazacağımı bilemedim bir süre…
Mektubun bu son cümlesi 25 yıllık kısa, ama çok anlamlı… Yoğun duygular sığdırılmış bir yaşam…
Duygulu, gözü pek, şakacı kişiliğiyle Deniz, ilk arkadaş ölümünün acısını tattığı 25 Temmuz 1968 den dört yıl sonra; cesareti, dayanıklılığı ve kararlılığıyla hareket içinde belirginleşen Yusuf ‘la ve ağırbaşlılığı, az ve öz konuşuşu, bilgisiyle öne çıkan Hüseyin’ le birlikte 6 Mayıs 1972 ‘ de darağacına doğru yürüdü… (*)
Bir yürüyüşün, bir düşüncenin, bir direnişin, bir özgürlüğün hatta hiçbir şeyin cezası İDAM olmamalı… Ne yaşanmışsa, ne yaşatılmışsa hiçbir sonuç, bir insanın yaşamını sonlandırma hakkına sahip olmamalı…
Toplumsal o kadar iğrençlikler yaşanıyorken insanların ideolojileri, düşünce ve eylem özgürlükleri (madem ki demokrasi var) daha hukuka dayalı sorgulanmalı… Farklı siyasi görüşlere sahip, o dönemi temsil eden grubun kısasa kısas tavrını yansıtmamalı…
38 yıldır her zaman, her 6 Mayıs ‘da bu ve buna benzer çok düşünceler, şiirler, makaleler yazıldı, şarkılar söylendi… Ama hiçbir şey onların geri gelmesini sağlamadı, ( gerçi bu zaten mümkün de değil de işte… ) ailelerinin – arkadaşlarının çektiklerine derman olmadı, ölüm şekilleri beyinlerdeki kötü izi silmedi… Daha fazla da yazacak, söyleyecek söz yok…
Devrimci, cesur, özgür ruhlu üç genç… ruhlarınız şad olsun. Nur içinde yatın.
Sağlıklı ve huzurlu olunuz.
(*) Nihat Behram – Darağacında Üç Fidan