- Kategori
- Kültür - Sanat
Deniz Kızı
Deniz kokusu vardı saçlarında, gözlerinde inci parlaklığı, kalbinde dalga dalga beyaz sahillere vuran suyun güzelliği...
Deniz kızıydı o. Issız bir adanın saklı bir koyunda gezinir kimse görmez, kimse bilmez ve kimsede inanmazdı.
Sevmeyi bilenin kalbinde yaşardı o... Göz göze gelmekti onu büyülü kılan, seveni kendine aşık eden. Güneşin ufukta doğuşuydu onu aydınlatan, vurdukça pare pare sarı saçlarına onu aydınlığa çıkaran.
Ellerini tutmaktı uçsuz bucaksız maviliklerde yüzmek, Belki de sarılmaktı; kuş teni titreyen bedeninde kalp atışlarını hissetmek. Bir deniz kızına aşık olmaktı, başını yastığa götürdükçe rüyalarda mutlu eden, denizlerden bulutlara gezdiren, yokluğunda kahrettiren...
Kavuşamamaktı onu sevmek; derinlere yüzdükçe onunla mutlu olup hissetmeden boğulmak, belkide bir sahilde deniz kızına sarılıp yaprak yaprak dökülen pullarında çırpınışına çaresiz kalmak...
Hasretti bizi bize bağlayan, lakin kavuşamamaktı ayrı koyan... Ben onu doğup batan güneşin ufkundaki denizlerde izledim, o ise anıyordu beni her gece ay ışığı vuran kalbinde .
Ben ona o bana hasret yaşadık,
Ama biz hep iki sevgili...