Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '09

 
Kategori
Öykü
 

Denizle mehtabın dansı

Mehtap ışıltılı gözlerle baktı dalgalara, bu gece bir başka mı güzeldi ne sevdalısı? Fakat çoşkun değildi sanki hüzünlüydü bu gece ışıltısının altında yanıp sönen deniz. Hüzün de ayrı yakışıyordu ya sevdiğine ama yine de dayanamazdı, mehtap onu böyle görmeye. Bir de ne derdi vardı bilir misiniz kara sevdalı mehtabın? O, sevdiğinin hep akşam ya da gece karanlığında yüzünü görebilirdi sadece, onun engin, sonsuz maviliğini düşlerinde saklıyordu.Gecenin karaltısı çökünce sularına mavicenin, yüzünü sevdiğinden saklayan nazlı bir dilber oluveriyordu sanki mehtabın karşısında.Maviceydi o, evet mehtabın mavicesiydi, daha çok ona ulaşamadığı için kıskandığında mavicem derdi ona.Yıldızların diyarından ancak bu kadar yakın olabilirdi ona. Şöyle bir umutla düşündü mehtap sonra, ama olsun ben ona yıldızlarımla da ışık oluyorum, sevdamı gönderiyorum onlarla, diye. Her gece yıldızların şahitliğinde hayatının en güzel valsini yapmıyor muydu sevdiceğiyle...Böyle umutlar filizlendirirken mehtap yüreğinde.Bir de baktı ki mavicesi yalnız değil ondan uzak diyarda. Naif melodiler geliyor kulaklarına. Kumsaldan gitar sesleri sarmalamış hüzünlü dalgalarını.Bir an gizli bir kıskançlık duysa da yine mehtap, mavicesinin ona serenat yaptığını düşündü.Hem nasıl yıldızlar kendisine yoldaşsa, ona da kumsaldaki sevdalıların melodileri arkadaştı.Yalnız değillerdi aslında.Gün doğduğunda mehtabı kavuran ayrılık dakikaları yine başalayacaktı. O yine her an onun günle göğeren maviliğini hayal ederek kavuşacakları saatleri beklemeye devam edecekti. Bilirdi onun dillere destan güzelliğini, adına gün derlerdi bir aşık vardı, o anlatırmış mavicenin en olgun güzellik zamanlarını.Ne kadar da isterdi gün gibi mavicenin en mavisini görebilmeyi. Bu sevda belki de karşılıksızdı , acaba bilir miydi , tahmin edebilir miydi mavice mehtabın kendine bu denli deli divane olabileceğini? Habersizdi her gece onu uzak alemlerden nasıl tutkuyla seyrettiğinden. Bir an ışığını düşündü sonra onunla eşsiz ışıltıları sayesinde nasıl düşlerinde dans ettiğini. Yok sadece düş değildi bu dans, sevdiceğine gönderdiği ışık hüzmeleriyle her gece dalgaları şıkırdamıyor muydu mavicenin? Demek bir şey vardı aralarında, her gece hayatının valsini yapıyor, ışıltılarıyla dokunabiliyordu onun güzel yüzüne. Bu valsin adı da yakamozdu işte, evet kara sevdasının yakamozuydu aşkının yüzünde yansıyan. Tebessüm ederek mehtap, mutluluğunu ilan ediyordu sanki yıldızlara nispet edercesine. Yakamozdu onun sevdasının tohumu. Onların dillere destan sevdaları yakamoz altında eşsiz melodiler eşliğinde devam edecekti sonsuza kadar. Ve o zamandan beri denizle mehtabın büyük aşk danslarına yakamoz denmeye başlandı bilir misiniz? İşte her şey mehtabın denize aşkıyla başladı.
 
Toplam blog
: 174
: 269
Kayıt tarihi
: 20.11.08
 
 

Yazmak bir sevda ..