Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

Depolardan önce akılları dolduralım

Medeniyet ahlâkının huyuna suyuna sütüne yakıtına hayran olayım.

Avrupalılar enteresan insanlardır. İngilizler daha da enteresandır. Bendeniz İngiltere’deyken, Kaldığım evden hanım arkadaşımdan çok daha önce çıkacağım için, hanım arkadaşımdan daha önce kalkar, sütü ve gazeteyi kapıdan alır. Ben süt içmediğim için, şimdi de yaptığım gibi, çayımı demlerken kahvemi içerek, gazeteye göz gezdirip, afyonumu patlatırdım. Bu arada hanım arkadaşım ise, kalkar kalkmaz, gözünü da’hî açmadan mutbağa gider, süt şişesini kafaya diker, şişedeki süt bitince de gözlerini açıp, beni öper ve tuvalete yönlenirdi. O gün de sabah süt ve gazeteyi almak için kapıyı açtığımda, karşı dairemizde oturan, oldukça lânet yaşlı bayan komşumuz “- Sütü alma bırak.” dedi. Buyur bakalım şimdi. “-İyi de içerideki süt içmeden gözlerini açmaz.” dedim. Dik dik suratıma bakıp, “-Süte Bir krş. zam geldi. O zam inene kadar süt içmeyecek.” dedi. Hatunla kapışacak halim yoktu tabii. Sütü kapıda bırakıp, gazeteyi aldım. Bizim hatun kalkıp mutbağa giderken de, durumu kendisine anlattım. Süt yerine büyük bir bardak su içip, gözünü açtı. O gün baktım ki; kimse sütlerini almamış, bütün sütler kapılarda kalmıştı.. Bu hâl, bu şekilde bir hafta kadar devam etti. Ve süt fiyatları, öncekine kıyasla İki krş. indi.

Gözünü açamayan milletler, önce kendi üreticisinden kazık yer.

Bir tarihlerde bizim ülkemizde de et sorunu olmuştu. Sözüm ona kimse et almayacaktı. Utanmadan et alanlar, utanarak tezgâh altından bu işleri yürütüyordu. Et almayanların çoğu, lokantalarda kuyruklar halinde, masaların boşalıp da, kendilerinin oturup, et zıkkımlanması için, sıralarda bekliyorlardı. Normâl zamana göre tüm et satışları patladı. Et ucuzlamadığı gibi, o sene içinde, sadece et değil; balık ve tavuk fiyatları daha da arttı. Oysa, bir tek kuş başı et bile yemek bir yana; günde tek ya da yarım öğün tarhana çorbası, veya üzüm hoşafı veya çeyrek kuru ekmekle, Çanakkale’de savaşanlar savaşmışlar ve şehit olmuşlardı. İnsan o şehitlerden utanır!.. Proteine de ihtiyacı varsa; kuru fasulye, mercimek gibi bir nimetten, bu ihtiyacını karşılar.

Azgın nefisler, arsız milletler yaratır.

İkinci Dünya harbinde, Almanya’da bulunan, Türk ataşe militeri, o yıkıntılar cesetler ve karmaşa arasında, bir kuyruk görüyor. Kuyruğun yumurta dağıtım kuyruğu olduğunu öğrenince, sıraya dahil oluyor. Sıra kendisine gelmeden önce, önündeki yaşlı kadınla yumurta dağıtıcısı arasında geçen konuşmayı dinlerken, kulaklarına inanamıyor. Yaşlı Alman kadın yumurta dağıtıcısına “-Geçen haftaki Yedi yumurta hakkımdan, ancak Üçünü tükettim. Dört yumurtam evde duruyor. Siz bana Yedi değil, üç yumurta verin.” diyor. Bizim ataşe militerin ise; evinde On yumurtası var. Sıra kendisine gelince, utançtan kızarmış yüzü ile yakınlardaki bir yerin adresini soruyor. Adresi tarif ettikten sonra, kendisine yumurta vermek isteyen memura, hiç yumurta sevmediğini ve pek yemediğini söylüyor.

Yaygın akıl ve ahlâklar şâyet mükemmelse

Asırlara hükmeden milletleri yaratmak mucize olmaz.

Yaygın akıl ve ahlâklar şâyet müptezelse

bir yanda azgınları diğer bir yanda da bezginleri yaratmak hiç de zor olmaz.

Yukarıda okuduğunuz, kıssadan hisse çıkartılacak kısa yazılar ve öz değişler, İnşâallah önümüzdeki sezonda basılacak olan, Bin sayfalık “Çekemediğim Fotograflar” isimli kitabımdan alıntılardır. Bin sayfalık tuğla gibi bir kitabı kim alır? Ne zaman nasıl okur? Bunları bilemem. Ancak, benim bildiğim çok önemli bir mesele var. Biz çok kısa bir zamanda ve de bugünün ekonomik koşulları muvacehesinde, şu an bulunduğumuz gayr-ı medenî konumdan, medenî konuma geçemezsek; bizim ekonomimiz daha fazla sınıf atlayamaz. Ve de gelen geçen bizim üzerimizden gelip geçer. Ve bunu da ilk önce bizim bahçemizde cirit atan, ecnebi yatırımcılar bizimkilerle birlikte yaparlar. O ete zam geldiği zaman, ne kasabın, ne de kebapçının kapısına uğramasak, et fiyatları iyice düşene kadar beklesek, durumu fasulye mercimek ile idare etsek, sonradan yediğimiz binlerce kazığı yemeyeceğimiz gibi; EPDK’nın sert ihtarına rağmen, akaryakıta yine zam yapılmasını da yaşamazdık. Medeniyeti ve medeniyetin kesin ve keskin kurallarını, henüz kavrayamamış olan Türk milletinin, kendini beğenmiş aklı, bu ülkede Dünya akaryakıt fiyatlarına kıyasen, en az bir misli fiyata depo dolduruyor. Bu durum günün ekonomik koşulları muvacehesinde, tam bir fiyasko ve rezalettir. Bu duruma da, bu ülkede, bu anlayışlarla, tabii hiç şaşırmamak gerekir.

Bilgi ve görgü dağarcığını zamanında doldurmayanlar

medeniyet çuvalını çok pahalıya doldururlar!

Haydar Volkan

Çiftehavızlar: 10.06.2009

 
Toplam blog
: 148
: 492
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Haydar Volkan: 21.05.944 Rebabi bestekar Sabahaddin Volkan ve Piyanist Mukadder Volkanın oğlu olar..