Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Depremle yaşamayı öğrendik mi ?

Depremle yaşamayı öğrendik mi ?
 

Deprem Afeti


17 Ağustos Körfez ve 12 Kasım 1999 Düzce’de yaşadığımız depremlerden sonra, Televizyonlara çıkan bilim adamları moda, güncel, yaşadığımız afetin ruhuna uygun bir söylem geliştirdiler. “Depremle yaşamayı öğrenmek”.

Ülkemiz, jeolojik ve topoğrafik yapısı ve de iklim özellikleri nedeniyle büyük can ve mal kayıplarına yol açan doğal afetlerle sık sık karşılaşmaktadır. Ülkemizde doğal afetlerin son 60 yıl içerisinde yol açtığı yapısal hasar istatistikleri dikkate alındığında, bu tür hasarların 2/3 ünün deprem nedeniyle meydana geldiği ve tarihsel kayıtlardan elde edilen sonuçlara göre de geçtiğimiz yüzyıl içerisinde ülkemizde 5.5 ve üzeri büyüklükte meydana gelen ve hasar yaratan depremlerin sayısının 118 olduğu bilinmektedir. Öte yandan;

- Ülkemiz topraklarının %96 sının farklı oranlarda tehlikeye sahip deprem bölgeleri içerisindedir.

- Nüfusumuzun %98 i bu bölgelerde yaşamaktadır.

- Nüfusumuzun %70i 1. ve 2. Derece deprem bölgesinde yaşamaktadır

Bu durumda özetle;

- Toplum olarak mal ve can güvenliği bakımından büyük bir çoğunluğumuz deprem riski ile karşı karşıyayız.

- Deprem riski az bir bölgede yaşıyorsak da deprem afetinden sonra ekonomik olarak olumsuz yönde etkilenmemiz kaçınılmazdır.

- Ülkemizi terketmeyeceğimize göre, o zaman deprem ile birlikte yaşamanın yollarının bulunması ve bu yolların uygulanmasında da bize yükleyeceği sorumluluk ve bedelleri de üstlenmemiz gerekecektir.

“Depremle yaşamayı öğrenmek” söylemini kültürel bir slogan olarak algılamamak gerekir. Bunun için bireysel olarak kendi koruyucu tedbirlerimizi almak zorunldayız. Bizim yapmamız gerekenlerle yanında yönetim erklerinin de yapması gerekenlerde var ayrıca.

1- Depreme dayanıklı, sağlam, güvenilir sağlıklı yapılar ürettik mi?

2- Depremde hasar gören ve güvensiz, sağlıklı olmayan yapıları yıkıp yenileri yapıldı mı?,

3- Güvensiz, emniyetsiz, sağlam olmayan yapılar teknik kurallara uygun olarak güçlendiril dimi?,

4- Depremde konutu yıkılana konut edinmesinde veya kredi verilmesinde kolaylık sağlandı mı?,

5- Toplum deprem konusunda yeterince eğitildi mi?,

6- Yapılarımızda TSE belgeli, sağlıklı malzeme kullanıldı mı?,

7- Yerel depremsellikle ilgili zemin haritaları yapıldı mı?,

8- Yeni konut ve kent merkezleri planlandı mı?,

9- Çağdaş Sismik uyarıcı sistemler kuruldu mu?,

10- Yeterli derece ve nitelikte Kurtarma ekipleri kuruldu mu?,

11- Yapı denetim firmaları yeterince denetleniyor mu?

Bir şeyle yaşamayı öğrenmek; hoşgörüye, birlikte yaşayacağımız şeyin temel özelliklerini, bize vereceği olumsuz etkileri bilmek temel ön görüsüne dayanır. Gerçekten “depremle yaşamayı öğrenmek” için, deprem adına gerekenleri yapıp öğrendik mi? Yoksa kuru bir slogan olarak mı kullanıyoruz bu sözü?

Ulusumuz bir daha asla, ülkemizdeki sismik boşluklardaki enerjilerden afet şeklinde etkilenmez ümit ederim.

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..