Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '08

 
Kategori
Futbol
 

Derbiyi hak eden kazandı

Derbiyi hak eden kazandı
 

Beşiktaş 137 hafta sonra lider!


24.haftanın dev maçı hem Beşiktaş hem de Galatasaray için şampiyonluk yolunda önemli bir virajın dönülmesi demekti. Her ne kadar bu önemli virajda kaybedilecek 3 puan “şarampole yuvarlanma” anlamına gelmese de özellikle Beşiktaş açısından “mağlubiyet” beraberinde ciddi problemler getirebilirdi. Maç önü değerlendirmelerinde tartıya çıkarılan her iki takım kadrosundan Galatasaray’ın rakibine oranla “ağır basan” taraf olduğu pek çok platformda dile getirildi. Ön libero mevkiinde Cisse’nin yokluğu ve defansın taze futbolcusu Gordon’un anlaşılmaz sakatlığı Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam’ı farklı bir kadro seçimine zorladı. Gordon’un bölgesinde Baki’ye forma veren Sağlam, ön liberodaki tercihini de İbrahim Toraman’dan yana kullandı. Önemli iki mevkideki bu “vekâleten atamalar” Beşiktaş’ın maç öncesi problemlerinin büyük çoğunluğunu oluşturuyor ve karşılaşmanın gollü geçebileceğine dair ipuçları veriyordu. Defansın göbeğinde hamle zamanlaması sorunlarını sıkça yaşayan Baki ile ön liberoda topu kullanma becerisi kısıtlı İbrahim Toraman’ın görev alması siyah-beyazlıların defanstan organize çıkma konusunda epey sıkıntı çekeceğine dair göstergelerdi. Galatasaray takımının maç içinde dönem dönem uyguladığı etkili hücum presin Beşiktaş’a ciddi problemler yaşatabileceği düşünülüyor ve siyah-beyazlıların bol bol top şişireceği tahminleri yapılıyordu. Bu anlamda Beşiktaş ileri ucunda Nobre’nin oynaması topun ileride kalması ve defansın baskıdan kurtulması adına bir avantajdı. Galatasaray ise Lincoln’ün yokluğunda o bölgeye Arda’yı çekmiş sol kanada ise Hakan Balta’yı monte etmişti. Genç ve dinamik Galatasaray orta sahasının katkı yapacağı takım savunmasının sürekliliği merak ediliyor zorlu maç trafiğinin sarı-kırmızılılara etkileri zihinlerde sorgulanıyordu.

Gerçekten de maçın başlama düdüğüyle birlikte Galatasaray’ın durağan ve silik futbolunu izlemeye başladık. Beklentilerin aksine etkili presi yapan taraf siyah-beyazlılar oldu. İbrahim Toraman, Tello, Ali Tandoğan ve Delgado’dan oluşan Beşiktaş orta sahası topun arkasında kalarak Galatasaray’ın aksiyon alanlarında kalabalık olmaya gayret ederken, sarı-kırmızılılar ise probleme çözüm üretmek yerine Hakan Şükür’e top kaldırmayı tercih etti. Cepheden gelen topları birçok pozisyonda Gökhan Zan alınca Galatasaray adına ilk 45 dakika gol pozisyonu açısından oldukça kısır geçti. Sarı-kırmızılılar oyun karakterlerinin gereği olarak tandemi orta sahaya yakınlaştırarak oyunu rakip yarı alana yıkmaya gayret ettiler. Ancak Galatasaray’daki gözle görülür fizik düşüş, Beşiktaş’ı sahasına hapsetmeye yetmedi. Üstelik defansın ileride kurulması Beşiktaş’ın Filip Holosko’yu kullanarak baskın ataklar geliştirmesinin önünü açtı. Bu noktada siyah-beyazlıların problemi Holosko’nun ilk yarıda kendisinden beklenen derbi performansını sergileyememesi oldu. Müsait pozisyonlara giren Tello kaleyi bulamayınca Beşiktaş da ilk yarıyı golsüz kapattı. İlk 45 dakikada dikkat çeken iki takımın da kanatlarda birbirini kilitlemesi ve üst düzey defansif tedbirler uygulamasıydı. Maçta puan kaybı yaşaması durumunda daha dezavantajlı bir konumda bulunacak olan Beşiktaş gol yönünde daha istekli ve gayretli bir görüntü çizse de bitirici vuruşu bir türlü yapamadı.

İkinci yarının ilk dakikalarında Galatasaray biraz kıpırdanır gibi olduysa da beş dakika kadar devam eden bu periyot daha sonra yerini Beşiktaş’ın seri korner atışlarına bıraktı. Siyah-beyazlıların arka arkaya kullandığı 4 korner atışının her biri golün geleceğini haber veren tehlikeler yaratırken, Beşiktaş 5.denemesinde Nobre’nin kafasından aradığı golü buldu.

Golden sonra zaten riskli oynayan Galatasaray, savunmasını daha da ileri çıkardı ve her iki kanat bekini hücumlara göndermeye başladı. Teknik Direktör Karl-Heinz Feldkamp önce Hakan Balta-Nonda değişikliği sol kanada daha sonra da Sabri-Barusso hamlesi ile sağ kanada çözüm getirmeye çalıştı. Ertuğrul Sağlam ise düşmekte olan Delgado’yu çıkarıp yerine Galatasaray defansı arkasına top atabilecek bir diğer isim olan Serdar Özkan’ı sahaya sürdü. Kalan dakikalarda geriye yaslanan Beşiktaş defansı ile Galatasaray forvetleri arasında geçen maç, Beşiktaş’a birçok kontratak golü fırsatını da beraberinde getirdi. Bu pozisyonlarda siyah-beyazlıların farkı ikiye çıkaracak golü bir türlü bulamaması, maçın son bölümlerinde oyunun Beşiktaş ceza sahası ve ön bölgesinde kilitlenip kalmasına yol açtı. Bu bölgedeki kalabalığına rağmen Galatasaray’a pozisyon vermeyen Beşiktaş, 137 hafta sonra kendisini liderlik koltuğuna oturtacak 3 puanı da almış oldu.

Maçın genelini dikkate alarak bir değerlendirme yapacak olursak, Galatasaray’ın bu karşılaşmayı kaybetmesine neden olan iki temel unsur görüyoruz. Bunlardan birincisi ve en önemlisi Galatasaray’ın oyun anlayışı itibariyle dominant yapısı. Her şartta ve her rakip önünde oyunu ileride kabullenip rakibi baskı altına almaya çalışan Galatasaray’ın bu temel stratejisi Beşiktaş’ın özellikle Holosko ile en kısa yoldan rakip kaleye akmasına yol açtı. Bu durumun sonucu olarak siyah-beyazlılar -Nobre’nin de yardımıyla- topu ileride tutabildiler ve baskı yemediler. Bir diğer konu da Beşiktaş önünde sarı-kırmızılıların fizik güçlerinde yaşadıkları düşüş. Bu düşüşün etkileri alışılagelmiş Galatasaray hücum presini bu maçta izlememizi imkânsız kıldı, mücadele anlamında Beşiktaş Galatasaray’ın iki gömlek üzerine çıktı.

Bu maçtan sonra kesin olan bir şey var ki, o da bu sezon zirve mücadelesinin kalp sağlığını tehdit edecek kadar heyecanlı geçeceği gerçeği.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..