Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Dernekçilik - Particilik

Ulusal gazetelerden ziyade yerel gazetelerde sık sık kalabalık resimler görürsünüz. Bilmem hangi dernek veya siyasi bir partinin yeni kurulan yönetim kurulu, başkanları ortada etrafında bir çelenk gibi yönetim kurulu görüntüleri ile poz verirler ve bu görüntünün yerel gazetede yayınlanması onları mutlu eder, ödevlerini yapmış olmanın huzuru ile bir müddet görünmezler.
Daha sonra kurulmuş Dernekleri, kuruluşları, gazete idarehaneleri ziyaretler başlar. Öğleden sonraları yapılan hanım günleri gibi veya sıra günleri gibi biri birine ziyaretler ve okşayıcı sözlerle yanınızdayız mesajları verilir.
Sonra da para kazanmak için verilen yemekli toplantı. Dikkat edilirse bu derneklerin başında çok zaman, bu işleri bilen, daha önce derneklerde çalışmış, dernekçilik veya particilik tecrübesi olanlar vardır.
Bakarsınız bir partide çalışmış hatta yıllarını vermiş kişi veya kişiler başka partiye geçmiş veya yeni bir partinin yönetiminde çalışıyor, çalışmak ne demek başkan olmuş. Sonra da bir yemekli toplantılarında göbek atıyor.
Beyler, paşalar, dernekçiler, particiler ayıp olmuyor mu? Oyun oynamaya, göbek atmaya meraklısınız tamam, tamam da sözde temsil etmeye çalıştığınız fikirlere, prensiplere, onlar için çalışacağınızı, mücadele ortaya koyacağınız söylediğiniz, deklare ettiğiniz halk grubuna, meslek grubuna ayıp olmuyor mu?
Adam aç, açık, işsiz evine akşam ekmek götürmenin derdi içinde, sen de bunun için kurulduğunu söylüyorsun, onların isimlerini taşıyorsun ama dertlerden bihaber gülüyorsun, oynuyorsun, göbek atıyorsun. Senin yerin o gazinolar, restoranlar, konferans salonları değil , onların mahallesi – sokakları, evleri mutfakları olmalı.
Sen göbek atarken o garibanların içinde bulundukları zavallılık hiç aklına geliyor mu? Dertlerine çare olabiliyor musun? Ben zannetmem diyorum. Kendin çalıp, kendin oynuyorsun.
Bırakın bu eskimiş usulleri, çocuklar gibi dernekçilik –particilik oyunları oynamayın. Geçti o günler… Halkın arasına girin. Biraz yorulun, terleyin, hayatın hiç de sizin zannettiğiniz gibi olmadığını artık anlayın.
Bilhassa particilere sesleniyorum; Onun için hep kaybediyorsunuz. Kaybetmeye de devam edersiniz.
Sözüm bu işleri böyle yapanlara. Kızmak yok. Sizlere işin doğrusunu göstermeye çalışıyorum…. Anlarsanız.

 
Toplam blog
: 453
: 1059
Kayıt tarihi
: 24.07.06
 
 

1933 Kayseri'de doğdum. Kayseri Lisesi Ankara Veteriner Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Diş Heki..