Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Ocak '10

 
Kategori
Bilim
 

Determinizm-İndeterminizm karmaşık denklemleri

Gelecekbilim asla geleceği kesin olarak bilmez.

Geleceği bilme çabası onu değiştirir.

Geleceği etkilemek için hiçbirşey yapmamak, bazan onu çok fazla değiştirebilir ve tersi de.

Bugüne dek geleceği en çok belirlemek isteyen dünya devrimleri, devrimcileri, karşı-devrimcileri ve savaşlarının hiçbirinin istediği modelde kalıcı dünya düzeni kurulamadı.

Bunlardan ne sonuç çıkıyor?

İndeterminizm için, olasılık kuramını kullanırız. Determinizm için, Aristo içi 1 ve dışı 2-27 arasında değişen mantık modelini / akıl yürütmeler sistemini kullanabilirz.

Kullandık bile.

Ek şerh: Gelecekbilim söylemi dili ve geçmişbilimin (yani tarihin) geçmişi yorumlaması ve yeniden yorumlaması da geleceği etkiler.

Bu ironik ikileme uyularsa, bu denklemi kullanmak epeyi işimize epeyi yarıyor. Asimov’un Flechtheim’ın bunu ıskalaması ve de Jouvenel’in gelecekbilimi bilim yerine sanat sanması da, ironik bir durum.

Olsun, hepi topu 70 yıllık bir disipliniz ve bir meta-disipliniz.

Gelelim denklemlerimize:

Kolaylık olsun diye, somut ve yakın bir örnek seçilecek:

Türkiye 2010.

Elimizde bariz ve kesin bir sonuç var: 1. Cumhuriyet bitti.

Kesin olmayan şey şu: 2. Cumhuriyet ne zaman kurulacak?

1938’den beri kurulamadığına bakarak, umutsuzluğa kapılabiliriz veya epeyi sürenin geçtiğini düşünerek, olayın gerçekleşmesinin bize geçmiştekinden daha yakın olduğunu düşünebiliriz.

İroniktir ki 2009 gibi, 1909’da da ordu ve gelenekçiler karşı karşıya gelmişti. (Burada kimin değişimi istediği ve kimin değişime kesin karşı olduğunun nasılı, ne zamanı, neredesi, vd, vb, puslu mantık gerektiriyor.

O zaman da, arkamız savaştı ve önümüz savaştı.

İronik olan şu ki savaş baltasının, onu çeken dahil, kimi keseceğinin belli olmaması. (İroniklikten epeyi kez söz edildiğinin ayırdındayız, ironik olan durum, kimsenin bunun farkına varamamış olması, 1.000 global / yerel stratejisti kastediyoruz.)

Demek ki geçmiş momentimiz belli. Gelecek momentimiz belli.

2. Cumhuriyet, Fransa’nın 5 cumhuriyeti gibi bir şey: Orada; sağcılarla solcular yer değiştirmişti, krallık ve imparatorluk geri dönmüştü, devlet terörü tarihe onlar sayesinde kazandırılmıştı. Sonuncusu en ironik: Yeni tarihsel moda olan, ‘kadınlara iktidar’ savında, 6. Cumhuriyet’i kurmak isterken, kendisini aldatan kocasını parti başkanı dışılığına iten, iktidardaki kadın başkanın bir kadın tarafından ekarte edilmesi. Bu, bizim Hürrem Sultan modelimizden epeyi farklı, Tansu Çiller modelinden de. (Şu anda bunamış olan Thatcher’ın kendini hala başbakan sandığını ve başbakanlık odasına benzer bir mekanda hala başbakancılık oynadığını anımsatalım, yine ironi olsun diye.)

Bizde padişahlık geri dönmez. Bulgaristan’da başkan olamasa bile, 50 yıl sonra başbakan olan bir veliaht olması ve bu Bulgaristan’ın AB üyesi olması, artı ülkemizdeki koşulları beğenmeyen 1 milyon Bulgaristan Türk’ünün şu an AB vatandaşı olması ironi ötesi bir durum. Aynı insanlar, 1989’da az kaldı kendilerinin neden olacağı savaşta bize karşı savaşabilirlerddi.

Demek ki neymiş?

Mao’nun dediğince: Evetler hayır olabilirmiş ve tersi de.

Örneğin, askeri darbelerde hep askeri seçen TÜSİAD’ın, şu an askeri seçmemesi durumu pekala değişebilir. O zaman neler olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Dolar milyarderlerimiz, hemen her yıl değişiyor. Örneğin, bu yıl ilk 20’de bir tek Sabancı ve Koç yoktu.

Medya şaşkınlık içinde. Ne olup bittiğini kavramaya çabalıyor.

Demek ki iktidar seçkinleri de yolunu yitirmiş durumda.

Ortalıkta entellektüel bırakılmadı, hepsi kırımdan geçirildi.

Kitle ise tümüyle oyunu satmakla meşgul.

Peki, 75 milyon batacak mı?

Hayır.

En az 70 milyonu zaten daha önce nasıl yaşadıysa öyle yaşıyor ve yaşayacak.

İndetermenist modelde en çok kaotik patika (biyografi) yazacak olanlar marjinaller: Bukowski ve Burruoghs dönemi geldi ama bu dönem kısa sürecek.

Tam anlamıyla dekadansın içindeyiz. E olağan, çünkü cumhuriyet bitti.

Geçmiş, gelecek için fermente oluyor. Yani biyografilerimiz çürüyor.

Determinist modele göre, er geç 2. Cumhuriyet tam olarak gelecek. ‘90 yıl = 9 dönem’ modeline göre bu, 2013-2023 arasında gerçekleşecek. 2023’te gerçekleşmemişse, öne alınmış 2029 krizi ve daha birçok global makro kriz Türkiye’yi ezip geçecek.

Olabilir. Tarihtir bu, çok daha acı şeyler de olup bitmiştir çoktan ve onları anımsayan bile yoktur.

Determinist-indeterminist karmaşığı modelimiz / denklemimiz, kültürel ve zihinsel mutantların çoğalacağını ama onların pek kayda geçemeyeceğini öngörüyor, diğer bir deyişle erken ölecekler. Bir lider çıkamayacağını, çıksa da kitlenin onun peşinden gitmeyeceğini öngörüyor. Türkiyeliler istese bile, parçalanamayacaklarını, çünkü çevre ülkelerin bizden daha çok parçalanmak için uğraştıklarını söylüyor. Fetret Devri’nde olduğu gibi, en az şansı olan iktidar adayının kazanacağını söylüyor. Sosyal demokrasinin 2023’ten sonraya kaldığını söylüyor.

Somut önerimiz var mı?

Var:

30 yaş altındakiler yurtdışına gitsin.

30 yaş üstündekiler tarihin tecavüzünün zevkini çıkarsınlar.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara