Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

14 Kasım '13

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Dev Survivor adası Türkiye ! [Eskişehir]

Dev Survivor adası Türkiye ! [Eskişehir]
 

"Şehir Eskişehir'dir"

Kötü şehir planlamasında mucize nasıl yaratılır ?

UYARI: Bu yazı dizisinde gezilen her ilin kent yaşamındaki eksiklikler, çarpıklıklar varsa iyi yanları ele alınarak bu illere atanacak devlet memurlarını, bu illeri gezecek turistleri bilgilendirme amacı güdülmektedir. Dolayısıyla amaç hiçbir ili doğrudan kötülemek değildir. Yazının tamamı okunmadan, yazı içeriğinden bağımsız, salt hemşehrici zihniyetle yapılan "Sen memleketimin ağacına kurban ol ne anlarsın!" tipinden sığ ve kalitesiz yorumlar ciddiye alınmayacaktır.

- Müdüriyet-

GİRİŞ

Biliyorum meraklıları benden İstanbul yazımı yayınlamamı bekliyorlardı ancak geçerken Eskişehir'e uğrayıp bir süre kalmak istedim. Lanet olsun ki düşündüğümden çok daha uzun süre kaldım çünkü sanırım bu şehre aşık oldum!

Eminim her yazımda bir ili yerden yere vurduğumu bilen okurlar Eskişehir'le ilgili hiç kötü birşeyden bahsetmeyerek taraflı bir yazı yazdığımı düşünecekler ancak yanılıyorlar çünkü Eskişehir'in çarpıklıklarını da yazdım. Lakin ne demişler, yiğidi öldür hakkını yeme; birileri bu ilde ciddi ve profesyonel bir çalışma yapmış. O halde Sezar'ın hakkını Sezar'a vermeliyim. Yani isim vererek Büyükerşen başkanı kutluyorum.

Şehir, kötü mü? Evet, gerekçelerini açıkladığımda tüm Eskişehirlilerin hak vereceğinden şüphem yok. Peki durduk yere bu şehre aşık eden ne? Aşık eden şey azim! Şehir kötü diye yan gelip yatılsaydı o şehir yaşanmaz bir halde olurdu oysa yaşanması çok güç bir şehirde bile minik mucizelerin imkansız olmadığını kanıtlayan işleri görmek bir insanı Eskişehir'e aşık edebilir. Çok karmaşık oldu biliyorum. Şimdi bu yazdıklarımı açıklayalım.

 

ŞEHİR YERLEŞİMİ

Bilenlerin bildiği Eskişehir eskiden kimsenin yüzüne bakmadığı, pislikten geçilmez klasik bir Anadou şehriydi. Ancak şimdilerde ortasından kanallar geçen, her yerinde gerçek sanatsal değeri olan heykellerle dolu, ulaşımın çok rahat olduğu bir şehre dönüşmüş.

Aslına bakılırsa Büyükerşen'in şehir merkezinde kendi zevkine göre döşediği hayal dünyasını hariç tutarsak Eskişehir'in şehir planlamasının olmadığını ve bu ilde son derece çarpık bir şehirleşmenin olduğunu söylemek mümkün. Şehrin çeperleri çirkin ve eciş bücüş bir dolu yapı ile doldurulmuş. Çok büyük olasılıkla bu çirkin şehirleşme Büyükerşen'den önce de vardı ve şehrin göbeğini de sarmış durumdaydı.

Şehirde çok lüks dubleks dairelerden çok kalitesiz gecekondulara kadar her keseye uygun evi bulmanız mümkün. Türkiye'nin pek çok yerinde bulunmayacak kadar çok öğrenciyi barındırmasına karşın şehirde "Nasıl olsa öğrenci bu parayı basar" mantığıyla 1 milyara ev kiralamaya çalışan hasta ruhlu ev sahiplerinden bulmanız pek mümkün değil. Bazı vampirler bu gibi denemelerde bulunmuş olabililer ama şehrin genelinde uygun ev bulmanız pekala mümkün. Zira çeperlerde ev bulsanız bile tramvay sayesinde uygun bir ulaşımla istediğiniz yere rahatlıkla gitme imkanınız var.

SAĞLIK

Şehrin sağlık altyapısının oldukça iyi düzeyde olduğu söylenebilir. Şehirdeki musluklardan defalarca su içtim ve herhangi bir rahatsızlık hissetmedim. Musluklardan akan sulardan hastahanelik olmadığım için hastahanelerin hangi kalitede hizmet verdiklerini tam olarak söylemem mümkün değil. Ancak sayısal olarak değerlendirilecek olursa ildeki hastahanelerin sayısının ortalama düzeyde olduğu, ciddi şekilde artırılması halinde daha kaliteli hizmet verilebileceği söylenebilir.

SOSYO-EKONOMİK YAŞAM

Şehirde vahşi kapitalizm kapsamına girebilecek bir ekonomik yaşamın olmadığını açıkça belirtmem gerekiyor. Birbirlerinin kanını emmeye çalışan yurdum vampirlerinin burada ciddi bir eylem içerisine girdikleri söylenemez. Ekonomik yaşam üniversitelerin de etkisiyle üniversitelere yakın yerlerde vahşileşse de bunun dozajının çok üst düzeyde olduğunu iddia edemeyiz. En ciddi vampirizm yine üniversitelere yakın kiralık evlerde yapılıyor. Ancak bunun dışındaki konularda çelikleşmiş şuursuz esnaf saldırganlığı söz konusu değil.

Bir diğer başlık olarak kültürel etkinliklere değinmek gerekir. Belediyenin bilboardlarında sürekli konserler, tiyatrolar, sempozyumlarlar yapıldığına dair faaliyetler görüyorsunuz. Sosyal yaşamına özen gösteren, monotonluğa savaş açmış birisiyseniz bu şehir tam size göre. Sürekli bir etkinlik akışı devam ediyor bu şehirde. Amatör müzik grupları için müzik stüdyolarından, tiyatro sahnelerine, kültür merkezinden müzelere herşeyi bulmak mümkün bu şehirde. Kısacası "Şehir Eskişehir'dir" sloganı namının  hakkını veriyor. Buraya bir kültür başkenti de denilebilir. (Zaten bu yüzden Türk dünyası kültür başkenti seçilmiş durumda)

Bu arada eğer yaz mevsimindeyseniz ve kız arkadaşınız yanınızdaysa Porsuk Çayı'nda bir gondol sefasını tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Bu keyif yaşamaya değer...

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Adeta Viyana sokaklarını andıran Eskişehir merkezinde işler, çeperlerde yürüdüğünden daha farklı yürüyor. Burada yolun heryerine park edildiği için tıkanmış bir trafik, dolmuşçuların zulüm halini alan "zorunlu ve kalitesiz" taşımacılık ağından eser kalmamış. Burada tam anlamıyla bir halkçılık uygulanmış. Yollar vatandaşa ait olduğu için yolların tramvay için daraltılmış olması dikkatinizi çekiveriyır hemen. Beş dakikada bir gelen tramvayla koskoca şehrin bir yanından öbür yanına 1.80 TL'ye insanca yolculuk edebiliyorsunuz.

Dolmuşlar yine var ve hala aktif olarak işliyorlar ancak trafik terörü yaratırcasına değil, henüz tramvay hattının erişemediği yerlere sefer yaparak bu hizmeti veriyorlar. Ancak ben Eskişehirli dolmuşçuların, hatlarının olduğu bölgeye de tramvay hatları uzadığında işi bozgunculuğa vereceklerini düşünmüyorum. Zira bunu deneseler de karşılarında dirayetli bir yönetici bulacaklardır. Şahsen başkanın onları da mağdur etmeden bu dolmuş taşımacılığını bitirebileeğine inanıyorum.

Şehirde dolmuş ve tramvayın haricinde bir diğer seçeneğiniz de taksiler. Ancak bir önceki yazımda ifade ettiğim vampirizmin doruklarına ulaşılmasından eser yok bu şehirde. Burada taksimetreyi hakkıyla açan, "taksimetreyi 5 liradan mı açsam 4'ten mi?" gibi vicdansızca soruların peşinden koşmayan, çok daha dürüst bir taksici kitlesiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Kısacası işiniz aceleyse Eskişehir'de güvenle taksiye binebilirsiniz. Sadece emeğinin karşılığının peşinde koşan taksiciler karşılayacaktır sizi.

 

ŞEHİRLER ARASI ULAŞIM

Olaya Eskişehir'in konumuna bakarak eğilirsek gerçekleri rahatlıkla görebiliriz. Türkiye'nin hemen her yerine ulaşmak için Ankara'dan sonra en merkezi konumdaki ilimiz Eskişehir... Şirin sayılabilecek, orta ölçekli bir otogara sahip. Gönül ister daha estetik bir dizayna sahip olsaydı ama olmamış. Neyse, bu meseleye o kadar da takmamak lazım sanırsam. Çünkü Türkiye'nin hiçbir şehrinde estetik duygularımı tatmin eden bir otogara henüz rastlamadım. Dolayısıyla Eskişehir'in bu konuda fazladan bir eksisi olduğunu söylemek sanırsam abesle iştigal olur (ama yine de söyleyelim, otogarı insanın estetik duygularını zedeliyor).

Bu ilin şehirler arası ulaşımında en büyük avantajın Eskişehir'in de tıpkı Ankara gibi Türkiye'nin ortasında bulunuyor olmasından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Yani eğer Eskişehir'deyseniz Türkiye'nin her yerine yakınsınız demektir. Ayrıca Türkiye'nin ulaşım hamlelerinin en büyüklerinden birisi olan hızlı tren hatlarının hemen hemen hepsinin kesiştiği iki noktadan birisi Eskişehir' de. Dolayısıyla bugün batıyla olan mesafe 5 saatken gelecekte bu zaman 2,5 saate inecek. İstanbul ve İzmir daha yakın olacak. Ankara'yla olan 3 saatlik karayolu uzaklığı bugün tam 1,5 saate inmiş durumda. Dolayısıyla bu iki şehir arasında gidip gelmek istiyorsanız son derece lüks, hızlı ve keyifli bir yolculuk yapabilirsiniz.

 

SON İZLENİMLER

Türkiye'nin tüm şehirlerini acımasızca eleştiren birisi olarak bu şehre aşık olduğumu açıkça belirtmeliyim. Bu şehirde yaşanır! Bozuk şehir çeperlerine rağmen gelecekteki kentsel dönüşümün bu ile de uğrayacağını, bu gecekonduları temizleyeceğini de hesaba katarak bu şehri Türkiye'nin en güzel şehirlerinden birisi olarak ilan etmemek için hiçbir neden göremiyorum. Kısacası bu şehirde yaşamakta fayda var. Eğer bunu yapamıyorsanız mutlaka Eskişehir'e gelip dünya gözüyle bu güzel memleketi bir kere görün derim.

Bir sonraki yazım büyük olasılıkla İstanbul'la ilgili olacak. Ancak belli olmaz. Her an bir başka yerde soluğu alabilirim.

 

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara