Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

10 Haziran '14

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Dev Survivor Adası Türkiye! [Van]

Dev Survivor Adası Türkiye! [Van]
 

UYARI: Bu yazı dizisinde gezilen her ilin kent yaşamındaki eksiklikler, çarpıklıklar varsa iyi yanları ele alınarak bu ilere atanacak devlet memurlarını, bu ileri gezecek turistleri bilgilendirme amacı güdülmektedir. Dolayısıyla amaç hiçbir ili doğrudan kötülemek değildir. Yazının tamamı okunmadan, yazı içeriğinden bağımsız, salt hemşehrici zihniyetle yapılan "Sen memleketimin ağacına kurban ol ne anlarsın!" tipinden sığ ve kalitesiz yorumlar ciddiye alınmayacaktır.

-Müdüriyet-

 

Not: Serinin diğer yazıları için Google'a "Dev Survivor Adası" yazmanız yeterlidir.

 

 

GİRİŞ

Televizyonlarda PKK illeti yüzünden sürekli olumsuz haberlerle görmeye alıştığımız güzel ilimiz Van'a gittiğimde tek kelimeyle şunu söylemeliyim ki şok oldum. Gördüğüm olumsuzlukları bir yana bırakıp sadece gözlerimi kapatıp hayal ettim: Burada bu terör illeti olmasaydı, burası adam gibi yatırım alsaydı, ruh sağlığı yerinde insanlar tarafından belediyecilik hizmetleri görseydi ve güzel bir yerleşim planı yapılsaydı nasıl bir yer olurdu diye...

Gözümün önüne gelen manzara dudak uçuklatıcı oldu. Eşsiz bir göl manzarasının etrafına dizilmiş Osmanlı mimarisine sahip bahçeli güzel evler, gölde seyir turlarından vapur gezilerine, balıkçı teknelerinden balık çiftliklerine bir dolu faaliyet hayal ettim.

Doğunun zorlu coğrafyasına karşın göl kenarında uzanan upuzun, yerleşime çok müsait harika bir coğrayfa hayal ettim. Dağlara teröristler yerine doğa aşıkları çıksa ve o çırılçıplak verimli topraklara ağaçlar dikmek için yarışsalar Van dünyanın belki en güzel iki üç şehrinden birisi olabilirdi diye düşündüm.

O upuzun düzlükte muntazam bir geometriye sahip planıyla güzel evler, parklar, yaşam alanları olsa ve o bölgenin insanı güzel bir yaşam sürse...

Tabi ki bunlar doğası harika ancak sosyo-ekonomik ve sosyolojik şartları rezalet durumda olan bir il olan Van'ı gören hemen tüm aklı selim insanların aklından geçen ilk düşüncelerden olmanın ötesine geçemiyor. Şimdi de gerçeklerle yüzleşme zamanı... Hazır mısınız?

 

ŞEHİR YERLEŞİMİ

Van'a ayak bastığınızda gördüğünüz binlerce binanın size hissettireceği ilk şey şüphesiz buranın büyük bir şehir olduğudur. Ancak kafanız karışmasın. Binaların çokluğu demek şehrin büyük olduğu ya da burasının bir büyük şehir olduğunu kesinlikle göstermez.

Eciş bücüş ve iç içe geçmiş saçma sapan binaların Türkiye'nin her köşesinde olduğu gibi burada da hükmünü sürdürdüğünü belirtmek gerekir. Çirkin ve dokusu olmayan binalar burada da kontrolü ele almış görünmektedir.

Van'ın bir diğer önemli özelliğinin de pisliği olduğunu söyleyebiliriz. Sanıyorum ki bu pisliğin sorumlusu olarak belediye dışında bir adres göstermek pek mümkün değil. Özellikle yağmurlu veya karlı bir havada Van'ın işlek caddelerinden birinde gidiyorsanız silme balçık ve bakımsız caddelerden gitmeye hazır olun.

Van'daki belediyecilik hizmetlerini uzun uzadıya anlatmaya gerek görmüyorum, zira burada belediyecilik diye birşey yok. Devletten gelen paranın %90'ını dağ kadrosuna belediye araçlarıyla aktarmaktan halka hizmet sunmayı aklının ucundan bile geçirmeyen kafadan bahsetmenin anlamı yok.

Van'lı kardeşlerime de hem üzülüyorum hem de şaşırıyorum. Kendi elleriyle seçtikleri adamlar kendi paralarını çarçur edip keyif sürüyorlar, bu yüzden pislik içerisinde yaşıyorlar, sürekli devlet bize bakmıyor diye şikayet ediyorlar ve devletin oraya getirmeye çalıştığı hizmetler için araçlar yakıldığında da seslerini çıkarıp isyan etmiyorlar.

Neyse, buna takılmıyorum. Eğer kendi paralarıyla birilerinin sefa sürmesi, yollarının kesilmesi ve pislik içerisinde yaşadıkları şehirde kafalarına esen günlerde sağdaki soldaki dükkanlara ve insanlara molotof atılmasıysa ne diyebilirim ki?

Neyse efendim gelelim ev kiralarına. Karadeniz bölgesinde "Yer yok" diyerek terör estiren ev sahiplerinin burada da "Hayat pahalı, sular kesikti, yoğurda sinak kaçtı" gibi türlü bahanelerle kiracılara tecavüze yeltendiklerine ve 800 TL civarında kiralar istediklerine şahit olmaktayız.

Önceki yazılarımı okuyanların aşina oldukları bu acı tablo bize göstermektedir ki Türkiye'de vahşi ev sahiplerinin saldırısından kurtulabileceğiniz çok az yer kalmış durumdadır. Malesef bu yerler de genelde köyler ve kasabalarda bulunmaktadır.

Çocuklarınızın neşeyle parklarda oynaması gibi konular genelde fanteziden ibarettir bu ilde. İnsanlar semt semt değişkenlik gösterse de bu rutin etkinlikleri ruh sağlığı daha yerinde olan yerlere göre daha seyrek yapmanız çocuğunuzun sağlığı açısından daha yerinde olacaktır.

 

SAĞLIK

Van'da sağlık hizmetlerinin pek iç açıcı olmadığını söylemek gerekir. Büyük ve çarpık bir şehirleşmenin getirdiği bütün saçmalıkları barındıran güzel şehrimizde dahiliye kapılarında telef olma ihtimaliniz oldukça yüksektir.

Ayrıca binaların fiziksel olanakları da bir hayli sorunlu bir yapıya sahiptir. Ancak Van 100. Yıl Üniversitesinin hastahanesinde fiziksel koşullar daha iyi bir durumdadır. Buna karşın sağlıklı hizmet alabileceğiniz yerlerin sayısındaki azlık nedeniyle bu hastahenedeki yığılmanın nasıl bir handikap yaratacağını varın siz düşünün.

Kısacası Van'da hastahaneye işiniz düşerse işiniz iş gibi görünmektedir. Ancak geleceğe bakacak olursak devlet bölgeye çok nitelikli hastahaneler yapmak için kolları sıvamış durumdadır. Yeni yapılacak hastahanelerin projelerine bakıldığında doğunun da tıpkı batı gibi güzel hastahanelere kavuşması yakın görünmektedir.

Yalnız bu konuda Van'lı kardeşlerimizden bir ricada bulunmak yerinde olacaktır. Kendi elleriyle seçtikleri adamların kendilerine kaliteli sağlık hizmeti vermek için yapılacak inşaatlarda çalışan iş makinelerini yakmalarına da bi zahmet ses çıkarırlarsa bu hizmetleri daha hızlı alabilirler.

Her canı sıkılanın fantezi diye sağa sola attıkları molotoflardan bir tanesini de kendileri ve çocuklarının daha kaliteli sağlık hizmeti alabilmeleri için bu işleri engelleyenlere atarlarsa kendileri için daha hayırlı olacaktır. Bu, naçizane benim görüşüm tabi. Zor şartlarda yaşamaktan rahatsız olmuyorlarsa saygı duyarım.

 

SOSYO-EKONOMİK YAŞAM

Bu ilimizde öyle büyük alışveriş merkezi bulamayacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hatta uluslararası hemburger zincirlerinin kollarının buralara kadar uzadığını görünce şaşırabilirsiniz. Peki bunun gündelik yaşama bir artısı var mı?

Sebze meyve fiyatlarında öyle pek umutlu olmayın derim ama karadeniz bölgesi kadar saçmalanmadığını da bilmenizde fayda var.

Kiraların çok acıttığını söylemiştim. Ancak bir konu var ki buradan rahat edebilirsiniz. Van'lı dostumla birlikte Van'ı gezerken şunu öğrendim ki, Van'da hiçbirşeyin orijinali asla kullanılmıyor. Herkes mümkünse İran, değilse Irak'tan birşeyleri kaçırmayı meslek haline getirmiş durumda.

Bu durum size ucuz mazot imkanı sağlamakta ancak dikkat edin, ucuz mazot alayım derken arabanızın motorunu dağıtabilirsiniz.

Kaçakçılık Van'da öyle bir sektör haline gelmiş durumda ki dağlarda fren lambaları kırık birçok aracı gece yarıları dağlardan İran'a gitmeye çalıştığına şahit olabilirsiniz. Eşek sırtında yapılan kaçakçılık işlerini ise saymıyorum.

Mazot kaçakçılığı yöre halkına oldukça masum bir iş gibi görünse de sigara, çay, silah, uyuşturucu gibi aklınıza gelebilecek yüzlerce kalem değerli mal sınırlardan çatır çatır geçirilmektedir. Bu durumun bir sonucu olarak terör örgütü bu işi yönetmekte, zenginleşmekte ve o paralarla yine o bölgenin insanının anasını ağlatmakta, bir de üzerine belediyeyi alıp vatandaşı pisliğe boğmaktadır.

Van'lı dostuma sordum ve burada kaçakçılık yapmanın bir kültür haline geldiğini söyledi. Ayrıca Van gölü etrafında yapılmış çok güzel villa tipi evlerin önemli bir kısmının da bölgedeki söz sahibi olan kaçakçılara ait olduğu bilgisini benimle paylaştı.

Kısacası tükettiğiniz herşeyi kaçak ürünlerden seçerseniz daha ucuza bir yaşam sürmeniz pekala mümkündür bu ilde.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Şehir içi ulaşıma dair sistemin genel olarak dolmuşçuların elinde olduğunu söyleyebiliriz. Astronomik olmayan ulaşım ücretleriyle il içerisinde yer değiştirme imkanınız var. Ancak kaçak mazotla taşımacılık yapıldığında fiyatların istenildiğinde daha aşağı çekilebileceğini de belirtmek gerekir. Yani burada bir tatlı kar meselesi bulunmakta.

Şehir içi ulaşımın kalitesi konusunda malesef pek iyi yorumlar yapamayacağım. Büyükşehir bütçesi alan güzel ilimiz Van'daki paraların önemli bir kısmı terör faaliyetleri için il ve ilçe parti teşkilatlarına aktarıldığından olsa gerek ulaşım da şehrin genel durumu gibi içler acısı bir görünüme sahip.

Kısacası Van'daysanız şehir içi ulaşımda biraz bunalabilirsiniz.

 

ŞEHİRLER ARASI ULAŞIM

Van'da şehirler arası ulaşımın biraz çileli ve büyük ölçüde kalitesiz olduğunu belirterek başlayalım söze. Çok nazik olmayan muavinler, pis kokudan bayıltabilecek otobüsleriyle Van'dan batıya gitmek gerçek bir işkenceye dönüşebilir.

Evlere şenlik otogarının moralinizi rahatlıkla bozabileceği Van'a ayak bastığınızda biraz rahatlarsınız. Zira belediye hizmetlerini veren arkadaşlar yüzlerini gözlerini kapatıp yolda kimlik sorma bahanesiyle birilerini öldürme, kaçırma veya birilerine tecavüz etme riski taşıdıklarından asker sık kontrol yapmakta ve bu da sizin ulaşımınızı olumsuz etkielemtedir.

Ancak sizin canınızı en çok sıkan şey askerin araması değildir elbette. Çünkü asker arama yaptığında "iyi günler" sadece bir güvenlik araması yapmakta ve sizi yolunuza göndermektedir. Oysa teröristler geldiğinde farklı fantezileri hayata geçirmektedir. Bu açıdan yol boyunca inşallah belediyenin gece ekipleri yol kesmez diye bildiğiniz duaları okumadan edemiyorsunuz.

Gerçi çözüm sürecinde devlet yol kontrollerini azalttı, örgüt artırdı söylentileri olsa da her ikisine de denk gelmedim. Umarım gelecekte belediyenin yol kesme ve tecavüz hizmetleri son bulur da ne asker ne belediye kimse yolu kesmez, biz de doğun anadolunun doğal güzelliklerine baka baka gideriz yolumuza.

Tabi ki tüm bu saçmalıkları yaşamak istemiyor ve daha insani koşullarda bölgeye ulaşmak istiyorsanız havayolu en mantıklı seçenek gibi görünmektedir. Henüz troposfere hendek kazmak ya da 800km hızla giden uçağı durdurup içinden insan kaçırmak gibi yeterliklere ulaşamayan örgüte bulaşmadan bölgeye gitmek için uçağa binmek en iyi seçenek gibi görünmektedir.

 

İYİ YANLARI NELERDİR?

Van'ın en iyi yanı bölgede bulunan Akdamar adasına yapabileceğiniz göl turlarıdır. Güzelce fotoğraf çekilebilir ve turizm coşkusunu yaşayabilirsiniz. Ayrıca Van'a gelip gerçekten harika olan kahvaltısını tatmadan gitmemelisiniz. Vanlılar bu kahvaltı işini gerçekten çok güzel yapıyorlar.

Ancak malesef tüm bunların hepsi turistler için iyi yanlardır. Van'da yaşamak isteyenler için Van'ın en iyi yanı bölgenin sınırlı sayıdaki sosyal olanaklara sahip illerinden birisi olmasıdır. Bunun dışında pek yaşamak isteyeceğiniz bir il olmadığı kesin.

Eğer kırsal bölgedeyseniz işler daha da sakat. Kışın yollarınız 4 metrelik karlarla kapanabilir, daş düşebilir va ayı da pekala çıkabilir. Hatta bu ayılar bazen yola bile inebilirler; üstelik mevsim ayırmaksızın!

 

 

SON İZLENİMLER

Güzel ilimiz Van'dan ayrılırken burasının nasıl da yazık edildiğini görüp üzülerek ayrılıyorum bu ilden. Van'lı dostumun da ifade ettiği gibi "Buradaki pek çok eğitimsiz genç, çocukluklarından itibaren genelde aileleri tarafından kafaları 10 numara yıkanmış olarak yetiştirildiklerinden, belediyenin gençlik kollarına beyinleri tertemiz olarak servis edilmektedirler.

Bu yüzden bölgedeki insanlar ruhlarının ve beyinlerinin ırzına geçerek bundan beslenen insanlara dur demedikçe daha çok eziyet çekecek gibi görünmektedirler.

Ancak bir gün bölgenin çocukların o kurak dağlara ellerinde fidanlarla çıkacağı, güzel binalarda ve tertemiz yollarda, sosyal olanaklardan faydalanarak onurlu ve namuslu bir hayata merhaba diyecekleri güzel günlerin geleceğine olan inancım ve duamla şehri terk ediyorum.

Allah Van'a atananları kurtarsın, zaten Van'da bir ömür geçirenleri de aydınlatsın diyorum. Bir sonraki durağım doğuda bir başka güzel şehrimiz olacak; ama sürpriz :)

 

 

Not: Serinin diğer yazıları için Google'a "Dev Survivor Adası" yazmanız yeterlidir.

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara