Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '06

 
Kategori
Resim
 

Devasa bir kalbin ağırlığı ile...

Devasa bir kalbin ağırlığı ile...
 

Akademi binasına adım attığınız ilk gün çabucak farklı bir havaya bürünür, sanki tüm ressamları, sanat akımlarını ve teknikleri biliyor oluverirsiniz. Artık siz sanatçı adayı değil, sanatçının ta kendisi olmuşsunuzdur çünkü artık kendinizi sanata adamaya ve bu yolda tüm yeniliklere açık olmaya, yaratmaya cesaretiniz vardır. İster yolun başında olun, ister sonuna gelmiş olduğunuzu düşünün...

Tarihte 'ressam' diye tabir edilen, isimlerini beyinlerimize kazıyan insanlar bu sıfatları, emin olun ki yaptıkları ne olursa olsun asla yılmadıkları için almışlar. Kendi yaptığı şeyin gerçekte ne olduğunu bilmek bence her 'sanatçı' ya ait bir meziyet değil. Benim hikayesini okuduğum en güzel örneklerden birisi Henri de Toulouse-Lautrec'dir.

Aristokrat bir ailenin çocuğu olarak hayatının ilk yıllarında resim ile tanışmış ve çok küçük yaşlarda resim yapmaya başlamış. 14 ve 15 yaşlarında kırılan iki bacağının iyileşmemesi sonucunda gelişen vücuduna oranla kısa kalan bacakları, tüm hayatı boyunca onu rahatsız etmiş ama kendisi de sanatının gerçek amacının bunun üstesinden gelmek olduğunu daha sonraları anlamış. Ünvanını, ailesini ve tüm varlığını geride bırakarak, Paris'in bohem hayatına gömülüp kendisini resmine adamış. Hayatındaki her kadına kalbinin tamamını vermiş, o büyük kalbin ağırlı altında ezilen kadınlar tarafından üzüntülere boğulmuş. Ama her kalp kırıklığının ardından, hızla alkole boğulan ve sanatını daha açığa çıkaran bir adam haline gelmiş. O tarihlerde kimse tarafıdan ciddiye alınmayan poster ve baskı sanatını zirveye taşımış ve resme getirdiği yeniliklerle herkesin beğenisini kazanmış.

1901 senesinde 37 yaşında öldüğünde ardında, en güzel zamanlarını geçirdiği ve cesaretlendirdiği dostları ve sanat eserlerini bırakmış. Fikrimce onu ezip geçen hayatı değil, sanatının büyüklüğü olmuştur. Tahta bir baston, devasa bir kalbi taşıyabilir mi?

Eğer gerçekten sanatına sarılmış, herşeye rağmen son nefesine kadar resim yapmış birisinin hayatını okumak isterseniz, Lautrec'i öneririm.

 
Toplam blog
: 12
: 3123
Kayıt tarihi
: 08.05.06
 
 

Hayatını her türlü çizgi roman, çizgi film ve birçok insanın 'çocukça' olarak nitelendireceği şeyler..