Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '09

 
Kategori
Haber
 

Deveye gerdan kır demişler…

Deveye gerdan kır demişler…
 

İşte "Kasımpaşalı, Babayiğit başbakanımız" olmasının fotğrafı... Oldu bile...


Bizim Kayseri’de bir laf vardır…

<ı>“Deveye gerdan kır demişler, dokuz köyü birbirine katmış” derler…

Akşam, Davos zirvesinde İsrail Cumhurbaşkanı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Ararp Birliği Genel Sekreteri ve Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın katıldığı paneli izliyoruz.

BM Genel Sekreteri konuştu. Ardından Arap Birliği Genel sekreteri…

Sıra Başbakan ERDOĞAN’a geldi. O da konuştu…

Konuşmalar elbette İsrail’in Filistin’de Gazze’ye yaptığı insanlık dışı saldırı ile ilgili idi ve geleceğin nasıl şekillenmesi gerektiği üzerinde duruluyordu.

Sözü İsrail Cumhurbaşkanı Perez aldı ve uzun bir konuşma yaptı… İnsanlık dışı saldırılarına kılıf uydurma çabası içinde olduğu o kadar açık ki, söylediklerinin yapılanları haklı göstermeye yarayan hiçbir yanı yok.

Konuşması sırasında da sık sık Başbakan’a dönüyor, ona hitap ediyordu. Başbakan da sık sık not alıyordu. Belli ki cevap verecek.

Konuşması bittikten sonra Başbakan söz istedi ve cevap vermeye hazırlanırken, oturumu yöneten kişi, oturumu kapatmak zorunda olduğundan söz ederek Başbakanı konuşturmamak istedi…

İşte ne olduysa orada oldu…

Başbakan, bilinen tavrını takındı, kendisine elle de müdahale eden panel yöneticisine elle karşılık vererek İsrail Cumhurbaşkanına çok ağır sözler söyledi…

Ve defterini temeseğin toplayıp paneli terk etti…

İlk bakışla değerlendirdiğimizde başbakan için <ı>“Deveye gerdan kır demişler, dokuz köyü birbirine katmış” sözü aklınıza gelebilir.

Aklıma sığınıp da düşündüğümde bana öyle geldi…

Ancak, oturumun genel değerlendirmesini yaptığımızda, işin içine bir de duygularımızı kattığımızda ise <ı>“Ama haklı da değil mi” diye kendi kendime sormadan edemedim…

Evet, biz bu tür tepkilerine <ı>“Yurtiçi” kapsamında alışığız, ama uluslar arası bir ortamda böyle bir tepkinin ne sonuç vereceğini düşünmek, diplomatik dil ve nezaketten uzaklaşmamak gerekir…

Böyle diyebiliriz… Aklı işin içine kattığınızda böyle söylüyor.

Ne yalan söylemeli…

Ben bile bu kez duygularımı işin içine kattım <ı>“Ama haklı da değil mi” diye düşünmeye gayret ettim.

İsrail Cumhurbaşkanı da paneli yöneten de hak etti, başbakan da haklarını avuçlarına verdi demeye getirdim duygularımla…

Aklımızı öne çıkararak <ı>“Başbakanın davranışının uluslar arası olumsuz yansıması olur mu?” diye düşünecek olursak…

İsrail Cumhurbaşkanının sonradan arayıp özür dilemesine bakılırsa, yakın zaman içinde <ı>“Olumsuz” bir yansımasını beklememek gerek. Ancak bu günün bir yerlere <ı>“Not edildiğini” de bilmekte fayda var.

Ayrıca…

Ortadoğu’da tesis edilmeye çalışılan barış görüşmelerine Türkiye’nin bir şekilde katılması kapısı sıkı sıkıya kapanmasa bile, bundan böyle Türkiye’nin katılımı için çok da istekli olmayacakları açık.

Başbakan’ın konuşması sırasında açıkladığı İsrail Başbakanı ile yaptığı görüşmenin içeriğinden anlıyoruz ki, Filistin Kurtuluş Örgütü ile Hamas arasında görüş ayrılığı var, bu Türkiye için aslında bilinmeyen bir şey de değil. Ve Başbakan Hamas örgütünden yana ağırlık koymaktadır. İşte bu nedenle Başbakan her ne kadar Hamas örgütünün de görüşmelere katılmasının gerektiğini vurgulasa da, yakın gelecekte Filistin Kurtuluş Örgütünün istemediği belli.

İşte o zaman Filistin, Türkiye’nin katılımını istemeyecek, diğerlerine de gün doğacak. Bu panelde yaşananlar da buna tuz, biber hatta ilaveten karabiber olacak…

Sonuçta aklımı öne çıkarıp<ı> “Keşke diplomatik olsaydı” diyeceğim…

Duygularımla düşündüğümde ise <ı>“Onlar da hak ettiler” diye düşünüp, başbakanımız da her zamanki bilinen asabi halini ortaya koyarak <ı>“Gerdan kırayım” derken dokuz köyü birbirine kattı diyorum.

Başbakan, bu çıkışı ile elbette içeride belli prim yapacak, seçmenin <ı>“Kasımpaşalı, babayiğit başbakanı” olarak kalmaya devam edecek, bu bir gerçek.

Ancak…

Uluslar arası ortamda <ı>“Asabiyet” gelecek zaman içinde <ı>“Ödenecek bedel” demektir. Oysa diplomatik dil kullanılarak bundan daha ağır konuşmak da vardı…

N’apalım?

Oldu olacak, kırıldı nacak…

Yaşasın <ı>“Kasımpaşalı, babayiğit başbakan”ımız…

İyi gerdan kırdı doğrusu…

<ı>30 OCAK 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..