Devlet asker kaçakları üzerine gidiyor... Neden şimdi?

Asker milletizdir, deriz ve bununla övünürüz de, tıpkı çok devlet kurmakla övünüp de aynı zamanda çok devlet yıktığımızı unutmamız gibi, asker millet olmamız yanında "asker kaçağı" millet olduğumuzu unuturuz.

Altı yüz bini aşkın asker kaçağı varmış bu "asker millet"in içinde...Devlet şimdi bu kaçakların üzerine gidiyor.

Resmi dilde, Yoklama Kaçakları ve Bakayalar denilen bu kişiler kaçak zamanlarına göre çok ağır para cezalarına çarptırılıcak... Hem bu 46.000 TL yi bulan cezayı ödeyecek hem de askerliğini yapacak...

Başbakan Erdoğan'ın açıklamasıyla bir kere daha gündeme gelen asker kaçaklığı aslında, o meşhur Osmanlı Türküsündeki, "Zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir" bile değil... Cumhuriyet dönemi kaçakları hem kaçıyor hem de bedel vermiyor.

Devletin haksız ve adaletsiz bu "kaçakçılık"a son vermek için, harekete geçmesi çok önemli... Bir yandan askerlik süresi kısaltıldığı ve bazıları için bedelli imkanı getirildiği halde, birileri hala kaçıyorsa, bunların cezası verilmelidir.

Vatan, millet diyince mangalda kül bırakmayanlar, adam gibi gidip vatan görevini yapacaktır. Zenginlik, torpillilik  gibi imkanlar bu korkaklığın payandası olmamalıdır.

Kaçaklara dünya dar edilsin ki, kaçmaktansa gidip görevini yapsın... 46.000 TL'ye kadar varan cezaları çok bulanlara verecek bir cevap var: Paranı bu kadar seviyorsan git, askerliğini yap!...

Devletin bu işe bu denli kararlılıkla gitmesinin başka nedenleri de olabilir... Bölgemizdeki gelişmeler Hükumeti ve TSK'yı böyle zorlamalara itmiş olabilir.

Nihayetinde, TSK'nın alışılmış düzeni de süre kısaltmaya bağlı olarak bozulmuş olabilir... Madem süre kısaltılmıştır, o zaman kaçaklar da gidip askerlerini yapmalıdır.

Bu durum, devletin vergiyi azalttıktan sonra, yaygınlaştırması gibi bir şey... Vergiyi azaltırsanız, yaygınlaştırmak ve vergi kaçıranları yakalamak zorundasınız... Aksi halde, devletin geliri azalır...

Şimdi devlet, askerlik süresini kısaltmakla isabetli bir karar vermiştir... Ama, bu kısaltma askere olan ihtiyacı artırmıştır... Bunu gidermenin yolu, kaçakları askere almaktan geçiyor.

Konuyla ilgili otuz yıl öncesine ait bir anektodu da yazıvereyim son olarak:

O zamanlar İstanbulda  bir karakolda görev yapan bir yakınım, asker kaçağı olan İstanbulun zengin müteahhitlerinden birini yakalıyor... Adam, arkası sağlam olduğu için asker kaçağı olduğu halde, evine gelene kaygısızca kapıyı açıyor... Anlaşılan her gelenin eline bir kaç kuruş verip 'yok' dedirtmenin rahatlığını yaşıyor.

Aynı şeyi, onu evinde kıskıvrak yakalayan polis memuru yakınıma da yapmak istiyor... Karakola gidinceye kadar yol boyunca rüşvet miktarı  artıyor... Adamın arabasıyla karakola gittikleri için, adam  bizimkini ikna etmek için yolu uzatıyor da uzatıyor... Sonunda rüşvet bir ev parasını buluyor...

Ama çok şükür ki, bizim mayamız haramı kabul etmez... Benim bu yakınım adamı  getirip karakola teslim ediyor...

Sonra ne mi oluyor?... Adam, karakol komiserlerine verdiği üç beş kuruşla serbest kalıyor...

Bu eski bir hikaye... İnşallah artık böyle şeyler olmuyordur bu ülkede...

Ama, eski veya yeni bir haksızlık gideriliyorsa bu takdire şayandır...

Kaçakçılığın her türlüsü haramdır, suçtur, haksızlıktır...

Asker kaçaklığı ise daha büyük suçtur...