Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '12

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Devletin adı Türk devleti olmayacaktı da ne olacaktı?

Devletin adı Türk devleti olmayacaktı da ne olacaktı?
 

Bu ülkede yaşam güzel bir çiçekten daha güzel olabilir, istenirse!


Öğrenci andından yola çıkılıyor da hani deniliyor ya “siz Türk olmaktan mutlu olursanız, diğerleri de neyse ondan mutlu olur, iş karmaşaya sebep olur” diye... Gelin bakalım şu ant neymiş?

Öğrenci Andı,
Madde 12 — İlköğretim okullarında öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca aşağıdaki "Öğrenci Andı"nı söylerler.
"Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!
Yabancı uyruklu öğrencilerin "Öğrenci Andı"nı söyleme zorunluluğu yoktur.
***
Yukarıdaki metinde söylenenlerden nefret ediyorlarmış Kürt vatandaşlarımız!
Neden?
Ben anlayamıyorum bir türlü… Kürt vatandaşlarım anlatırlarsa memnun olurum!
Doğru olan, çalışkan olan, küçüklerini koruyan, büyüklerine karşı saygılı olan kişi,
Türk olsa ne olur sanki? Bir insanın bir ırka mensubiyetten nefret etmesi çok başka bir şey olmalı…
Örneğin o ırk mensuplarından insan onuruna dokunacak kadar… Canına kastedecek kadar kötülük görmesi lazım! Var mı böyle bir olgu? Yok! Tarih yalan söylüyorsa, o utansın!
Ben biliyorum ki; “birçok Türk kızı Kürt aileye gelin gitmiş… Bir o kadar Kürt kızı da Türk aileye gelin gitmiş… Yani bir hor görme, bir aşağılama yok ortada!” Atatürk bu devletin adını Türk koyarken asla ırkçı bir yaklaşımla hareket etmemiştir! Bunu da “Ne mutlu Türküm diyene!” vecizesinde vurgulamıştır! Bu söyleyiş tamamen ırkçı bir söylemden öte bir kolaylama işidir. Kanı Türk kanı taşıyanları aramamıştır Türk’ü kastederken! Gönlünde başka bir ırkın gurur ve de şuurunu taşımayanları kasdedmiştir! Bunda gücenilecek ne var ki; seni ben kendim gibi görüyorum… Benim gibisin, “biriciksem ben” sen de öylesin diyorum!
Kaldı ki Türk Devleti kan bağı üzerine kurulmamış, vatandaşlık bağı üzerine kurulmuştur!
Bir de şu gerçek var tabi; çoğunluğu Türk olan bir toplumun devletinin adının Türk Devlet’i olmasından daha doğal ne olabilir ki?
Şimdi bunları biliyoruz, hem de dik alasını diyorsunuz değil mi? Olsun ben yine de bu soruyu sormayı yararlı görüyorum! Sahi ya Kürt Vatandaşlarım niye siz bu “ant”tan hoşlanmıyorsunuz, hatta nefret ediyorsunuz? Bu ne aşağılık duygusu böyle? Kardeşiz biz!
Bir başka anlayamadığım konu ise; her partinin bir genel başkanı varken;  BDP’nin niye bir tane genel başkanı yok! Onun yerine iki tane eş başkanı var? Acaba diyorum bu partinin asıl genel başkanı Abdullah Öcalan olup da o da hapiste olduğu için; bu vatandaşlar onun yerini doldurdukları için mi eş başkan oluyorlar?
Eş başkan… Yani Abdullah Öcalan’ın eşiti iki başkan! Yerine başkanlar! Bir tane yetmiyor! .

Hey Tanrım ne günler göreceğiz daha... Necip Fazıl geliyor aklımda: “Öz yurdunda esirsin, öz yurdunda parya..”
Saygılarımla…

 

 
Toplam blog
: 1253
: 175
Kayıt tarihi
: 04.07.10
 
 

1949 yılında Söke Nalbantlar köyünde doğdum. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümünden mez..