Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '08

 
Kategori
Siyaset
 

Devletin ve bireyin laikliği

"Tarihin tekerrür ettiği" söylenir. Tarihimize baktığımız zaman bunu doğrulayan pek çok olay görürüz. Fakat bunun yanında şöyle de denir, "Eğer ders alınsaydı tekerrür etmezdi"... İşte, birkaç gündür gündemi işgal eden konu, tarihin tekerrür etiğine bir örnektir. Ne deniyor, "Devlet laik olur, birey olmaz"...Bu söz bana hiç yabancı değil...2003 Şubat..2004 Temmuz aylarında da aynı konu gündeme gelmişti...Nereden hatırlıyorum...Arşivime baktım da ondan...Unutkanlık genlerimizde olduğu için, ben de böyle önemli konuları özel arşivime alırım..Sizler de söylediğim yılların gazetelerini karıştırırsanız görürsünüz...

Şimdi konumuza dönelim, ne deniyor."Devlet laik olur, birey olmaz"...

Artık, din ve vicdan özgürlüğü kapsamındaki İslami değerlerin, İslami yaşam tarzının, inanç ve ibadetin bireysellikten çıkarılıp toplumsallaştırılarak ve ideolojik bir temele oturtularak siyasallaştırılmak istendiği açığa kavuşmuştur.

Bu ortamda, bulundukları siyasal ve bürokratik konumlarını korumak ve sürdürmek için İslam'ı bir araç olarak gören bazı politikacılar ve yöneticiler de bu yöndeki düşünce ve girişimlerini demokrasinin "hak ve özgürlükler" kapsamına sokarak sözüm ona demokratik bir tavır göstermektedirler.

Mevcut siyasal sistemi ve devlet düzenini değiştirme ve toplumu yönlendirme sorumluluğunun yalnızca kendilerine özgü bir görev olduğunu sanan bazı "aşırı özgürlükçü aydınlar" da "temel bir özgürlüğe karşı çıkan bir konuma düşmemek için" İslamcıların oyununa gelmekte ve onlara destek vermek zorunda kalmaktadırlar.Bu tür aydınların bazıları da İslamcı ideolojinin aydınları ile ağız birliği etmişçesine "laiklik fertler için değil, devlet içindir" ya da "devlet laik olabilir, fakat insanın laik olup olmaması tamamen onun özgür iradesine kalmış bir tavırdır" diyerek "doğru ile yanlışı" bir arada kullanarak, laikliği değişik bir tartışma ortamına çekmektedirler.

Bireylerin zorlama ile laik düşünceye getirilmesi ve bireysel dini yaşamlarının zora sokulması, elbette demokrasinin "özgür düşünceye, din ve vicdan özgürlüğüne ve bireyin tercih ettiği yaşam şekline" saygılı ilkeleri ile bağdaşmaz.Zaten Türkiye'deki hiçbir insan da böyle bir zorlama ile karşı karşıya değildir ve laiklik kavramı içinde de bireye yönelik böyle bir yaptırım yoktur.Kimseye de "sen laik misin, değil misin" diye bir soru da sorulmamaktadır.Eğer insanımız böyle bir soru sorulursa ve türbanlıların ya da başını bir şekilde örtenlerin arasında "ben laikim" yanıtı da alınabilir.İşte bu yanıtı verenler, Müslümanlığı laik bir yaşam içinde yaşamak isteyenlerdir.

Ancak demokrasinin bu hoşgörüsüne rağmen, "devletin laik, bireyin laik olmaması" düşüncesi bana doğru bir görüş gibi gelmiyor.Açıklayayım...

Devletin laikliği yanında, devletin var olma nedeni olan bireyin laik olmaması "birey, toplum ve devlet" ilişkilerinin sağlığı açısında bir zorunluluktur.Aksi halde, laik olmayan bir kamu görevlisi, devletin laik doğrultudaki yaşamıyla - ya da icraatı ile - nasıl bir uyum sağlayabilir; ya da Laik olmayan bir vatandaşımız, devletin laik icraatından memnun kalabilir mi?...Devletin birey için olan varlığı zedelenmez mi?...Devlet, birey ve toplum arasındaki uyumsuzluk, demokratik gelişmeyi engellemez mi?...Daha kötüsü, "devletin laik bireyin laik olmaması" görüşü, insanımızı "laik olanlar" ve "laik olmayanlar" gibi ikiye ayırdığı gibi, "birey, toplum, ve devlet birlikteliği"nin çözülmesine de neden olur.

Laik birey, laik toplum ve laik devlet özdeşliğinin ya da birlikteliğinin sağlanmadığı bir ülkede demokrasiden söz edilemez.Bu nedenle siyasal, toplumsal ve kültürel bir bütünlük içinde düşünülmesi uygulanması ve yaşanması gereken laikliğin, "fertler için değil, devlet içindir" diyerek sınırlarını daraltmak doğru değildir.

Laikliğin ve demokrasinin özünü kavramış, gerçek demokrat aydınlarımız ve laik yaşamı benimsemiş ve Müslümanlığı laik yaşam içinde sürdürmek isteyen tüm insanlarımız, bu tür gereksiz tartışmaların içine girerek oyuna gelmekten sakınmalıdırlar.

SON SÖZ:
Devletin laik, bireyin laik olmaması, cüppe ve şalvar üstüne fötr şapka giyilmesi kadar uyumsuz ve yakışıksızdır.


cdenizkent

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..