Devletiniz itinayla ahlakınızı korur!...

 Devletiniz itinayla ahlakınızı korur! Malum memlekete ‘tımarhane’ görüntüsü veren ilginç haberler gün geçmiyor ki gözümüze batarcasına medyada yer almasın. Önce Mardin Yeşilay Cemiyeti Müdürünün ‘Üniversiteli gençler Mardin’e ahlaksızlık getirdi’ açıklaması düştü medyaya.

“Artık kız- erkek gençlerimiz özgürlük ve medeniyet adına el ele, kol kola, sarmaş dolaş, uluorta gezmeye, gün ortasında herkesin önünde hayasızca sevişmeye başladı. Büyükşehirler Ankara, İstanbul ve İzmir’deki gençler arasındaki hayasızlık manzaraları Mardin’de de sık sık görülmeye başlandı. Gençlerimiz her geçen gün bu işi ilerletmeye başladı. Artık bir kısım gençlerimiz kız- erkek parklarda, çimenler ya da banklar üzerinde uzanarak işi öpüşerek sevişmeye kadar götürdü.”

Kamuoyundan tepkiler geldi, Yeşilay soruşturma açtı. Haber ulusal basında oldukça geniş bir şekilde yer aldı. Mardin Yeşilay Cemiyeti Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu yetkilileri göreve çağırıyor.

Mardin olayı soğumadan Zonguldak Valiliğinin İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan kararların uygulanması ile ilgili haberde düştü medyaya.

Vali Ayyıldız açıklamasında, “Bu konuda Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bakanlıktan gelen genelge ve emirler var. Çocuklarımız her şeyden önemli. Öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin koruyup kollanması, iyi bir eğitim öğretim geçirilmesi için alınan bir karar” ifadeleri yer aldı.

Valiliğin aldığı kararı uygulayan polislerin, Ticaret Meslek Lisesi’nin yanında Fener Anadolu, Endüstri Meslek ve Kız Meslek Liseleri ile Fener ve Yayla İköğretim Okullarının da bulunduğu Fener Semti’nde çalılık alanları ve deniz kenarındaki kayalıkları kontrol ettikleri, uygunsuz hal ve davranışlarda bulunanları uyardığı fotoğraflar eşliğinde kamuoyuna yansıdı.

Biraz eskilere gidip benzer birkaç haber paylaştıktan sonra devam edelim.

2004 yılında Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin 9 kişilik motorize zabıta ekibi, deniz kenarında buluşup birbirlerine sarılarak sohbet eden sevgilileri ‘uygun’ şekilde davranmaları için uyardığına dair haberler yer almıştı.

2008 yılında RİZE’de sivil plakalı otomobille okul önlerini denetleyen Vali Kasım Esen’in Kız Meslek Lisesi önünde bekleyen 3 genci yanına çağırarak ‘kız okullarının önünden uzak durmaları’ için uyarmıştı. Vali gençlere, “Senin bacına iki adam böyle baksa yakışır mı?” diye azarlamıştı.

Yurdum insanının deneyimlerini yazdıkları yorumlarda ‘ahlak zabıtalığı’ örneklerini görmek mümkün.

***

Her ile üniversite açılmasına ‘ahlaksızlık’ diyen İlber Ortaylı’nın da eleştirileri vardı. Ortaylı’nın eleştirilerinin odağında illere açılan üniversitelere giden öğrencilerin ve özellikle kızların istismar edildiğine dair düşünceleri ses getirmişti.

İlber Ortaylı öğrencilerin yaşadıklarını “Evvela bakkal çakkal çocukları kandırıyor. Ondan sonra oradaki ev sahipleri kazıklıyor çocukları. Ondan sonra her şehirde vardır onlardan bir sürü pis herifler genç kızları kovalıyor. Bunu söylediğim zaman bizde olmaz öyle şeyler diyor.” diye ifade etmişti.

***

İlber Ortaylı’nın  açıklamalarını ‘ahlak zabıtalığı’ örneklerinden  ayrı tutmak gerekir. Ortaylı her ile üniversite açmanın kendine göre sakıncalarını ortaya koyuyor. Artı öğrencilerin, özellikle kız öğrencilerin yaşadığı/yaşayacağı olumsuzlukları ifade ediyor, gerçeklik payı var ama problemin asıl kaynağını; ekonomik ve sosyal eşitsizliği örten bir bakış açısı ortaya koyduğunu da ifade etmek gerekiyor.

Gelelim ‘ahlak zabıtaları’na. Gerek sivil toplum kuruluşu gerekse de devletin iş göreni vali/emniyet/milli eğitim vb. müdürleri bilinçaltında var olan ‘ahlak anlayışlarını’ topluma dayatmaya ve bu dayatmayı yaparken arkalarını genelgelere/siyasi iktidarın yaratmak istediği toplum tasavvuruna yaslıyorlar.

Önce çocuklarını gerekli bilinç ve donanımla yetiştiren ebeveynlerin ‘ahlak zabıtalarına’ gereksinimleri olmadığını ifade edelim. Ailede sevgi/saygıya dayalı iletişim, bilinç, paylaşım ve güven oluşturulmuşsa  ‘devletin ahlak zabıtalarının’ uygulamalarının onur kırıcı, insan hak ve özgürlüklerine saldırı olarak görülmesi olağan bir sonuç olarak karşımıza çıkar.

Asıl  ‘ahlaksızlık’ devletin yaşama/özel hayata müdahale etmesinin yanında;  toplumca genel kabul gören değerleri istismar ederek uygulanan adaletsiz ekonomi politikalarını gizlemeleridir.

***

Yeşilay Cemiyeti Başkanı ‘ahlak zabıtası’  şahsa Mardin’de N.Ç’yi istismar eden, tecavüz edenlerin kaç tanesinin üniversite öğrencisi olduğunu sormak gerekir!

Üniversite öğrencilerinin yan yana, el ele gezmesi ‘ahlak zabıtasını’ ürkütüyor. Niyet okuyuculuğu yaparak, “Önce el ele, sonra sarılarak, sonra da dudak dudağa öpüşerek fiili zinaya doğru gidiliyor. Derhal bu ahlaksız davranışların önüne geçilmelidir. Bu kendini bilmez kişiler her yerde uyarılmalıdır.” diyen  Yeşilay Mardin Şube Başkanı’nı nasıl bir önlem tatmin eder bilinmez ama günün birinde Haçlı Seferine çıkan Romalı askerler gibi ‘bekaret kemeri’  önerisi ile birileri ortaya çıkarsa şaşırmamak lazım.

***

Bel altı, bacak arasından çık(a)mayan kafaların yaşadığı paranoyanın su yüzüne çıkması, medyaya yansımasını besleyen gelenek/görenek/kültürün topluma egemen kılınması çabası; memleketin ‘tımarhane’ görüntüsü flu bir fotoğraf olmaktan öte.

***

Ahlak koruyucuları nasılda bir birlerine benziyorlar. Adeta tornadan çıkmış gibi. Kafasında kurduğu hayatı topluma dayatacak, sosyal yaşama, insanların özel hayatına müdahale etmeyi olağan görecek kadar izandan yoksunlar.

...

Rahat olun, devletiniz itinayla ahlakınızı korur!