- Kategori
- Seçim
Dicle'den sonra, Haberal ve Balbay'a yargı engeli...
Genel seçimler demokratik(!) şekilde geçti…
Bir yanda devlet desteği, öbür yanda devlet kösteği…
AKP üçüncü dönem iktidara gelirken, anayasayı tek başına değiştirecek, en azından referanduma götürebilecek çoğunluğu elde edemedi. Ancak devlete ait ve bağımsız olması gereken kurumlar hemen faaliyete geçip, en azından referanduma götürebilecek çoğunluk için çalışmalara başladı!
Evet, seçimler bitti…
Dakika bir, gol bir…
BDP’li bağımsız(!)Hatip Dicle’nin milletvekilliği YSK tarafından düşürüldü!
Neden mi?
Kesinleşmiş mahkûmiyeti olduğu için!
Mahkûmiyet ne zaman kesinleşti veya YSK’nın ne zaman haberi oldu?
Seçimden üç gün önce, yani 9 Haziran’da…
Aslında daha önce öğrenmesi gerekiyor!
Nasıl mı?
YSK üyesi bir hâkimin, Yargıtay’da Hatip Dicle’ye verilen mahkûmiyet kararını onaylayan dairede görevli olması…
Dakika iki, iki gol birden…
İkinci dakika içinde 2 gol birden atıldı!
Durum şimdilik üç sıfır!
Nasıl mı?
Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ın CHP’den milletvekili seçilmelerine rağmen, İstanbul 13. ağır Ceza Mahkemesi, tahliye taleplerinde olduğu gibi, 2 ye 1 tahliye taleplerini reddetti.
Ret gerekçesi mi?
Evlere şenlik!
Neymiş deliller toplanamamış, delil karartma şüphesi varmış, kamunun vicdanı sızlarmış!
İyede bu milletvekillerini kamu seçmedi mi?
Demek ki halkımızın vicdanı seçerken sızlamıyor, cezaevinden çıkmalarına sızlayacakmış.
Demek ki iki hâkimin verdiği karar, en az yüz bir kişinin oy verdiği insanı hapislerde tutmaya yetiyormuş:)
Şimdi sırada Engin Alan paşa ve 5 kişilik BDP’li bağımsızlar var.
Bunlarda içeriden çıkartılmadı mı, meclis oturumuna katılamayacakları için, milletvekillikleri düşürülür! Onların yerine o ilden seçilemeyen AKP’liler meclise girer, böylece anayasa değişikliği ile ilgili yapılan çalışmalar, rahat bir şekilde referanduma götürülebilir.
Aslında AKP’lileri sevindiren bir başka olay da; BDP’li bağımsızların meclisi boykot etme girişimi! Eğer BDP’li bağımsızlar meclisi boykot ederlerse, onların yerine de AKP’li seçilemeyenleri eklediniz mi, alın size 365 milletvekili, bunun üzerine CHP’li İlhan Cihaner ve Sinan Aygün’ün milletvekillikleri de düşürülebilir! Yerlerine 2 AKP milletvekili getirdiniz mi, alın size anayasayı istediğiniz gibi değiştirme fırsatı!
Evet, referanduma bile götürmeden yaptığınız anayasayı uygulamaya koyarsınız.
Ve Yeni Osmanlı İmparatorluğunu kurup, sultanımızın padişahlığını ilan edersiniz!
Seçimlerin üzerinden tam 12 gün geçti. YSK seçimlerin kesin sonuçlarını 11 günde zor açıkladı. Tutuklu milletvekillerinin tahliyeleri için verilen dilekçelere mahkemeler anında cevap veremedi. Acaba neden?
Tahliye kararı verecek olan hâkimler bir yerlerden işaret mi bekledi? Veya ‘İleri Demokrasi’nin Mimarı, Ustamızın söylediği “Seçilmiş olmaları onların meclise geleceği anlamına gelmez. Kararı yargı verir” sözü bir işaret miydi? Beklide Bülent Arınç’ın söylediği, “Milletvekili seçilen tutukluların serbest bırakılması gerekir” sözünü tersten okudular!
Her neyse…
Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’a öncelik verilerek, diğer seçilmiş tutukluların önü kapandı diye düşünüyorum. Bu görüşümü, çeşitli toplantılarda ve arkadaş ortamında dile getirmiştim. Bu karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden döner.
Böyle bir kararın ülkemiz açısından ne kadar yaralayıcı olduğunu söylememe gerek var mı?