Didimli Çevrecilerin nükleer santrallere karşı duruşu...

Kısa adı DİÇEP olan Didim Çevre platformu, Japonya’da dokuz şiddetindeki deprem ve sonrasındaki tsunami ile birlikte Fukuşima  Daiiçi’deki nükleer santral kazasının yıl dönümünde, Didim Ticaret odası salonunda bir bilgilendirme toplantısı düzenlediler... Bu kaza sonrası 20bin kişi ölmüş, 200bin Fukuşimalı da bu bölgeden tahliye edilmişti... Asıl büyük tehlike çevreye yayılan radyasyondu... Bu radyasyonun etkisinin de en iyimser tahminle birkaç yüzyıl süreceği yönündedir...

DİÇEP adına Türker Ertuncay, sinevizyon eşliğinde Nükleer kazaların boyutları, ülkemizde kurulmak istenen nükleer tesisler üzerine bir konuşma yaptı... Konuşmadan kısa satır başlarını sizlerle paylaşmak istiyorum...

Öncelikle bilinmesi gereken “Neyi, niçin yapıyoruz” sorgulamasıdır...

Nükleer tehlikenin boyutlarını yaşadığımız santral kazaları göstermiştir... Basına yansımayan, gizlenen çok sayıda santral kazasıı vardır...

Japonya gibi teknolojisi ve nükleer deneyimi fazla olan bir ülke nükleer kazalarla karşı karşıya kalıyorsa, Bizim gibi bu konularda bilgi birikimi, teknolojisi ve deneyimi olmayan ülkelerin vay haline... İş güvenliği ve sağlığını önemsemeyen, biraz da kaderci takılan anlayış, felaketlere her zaman davetiye çıkarmaya hazırdır...

Ülkemizde kısa adı TAEK olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu var... Bu kurum Enerji Bakanlığına bağlı ve bağımsız bir kuruluş değil... Siyasilerin emir kulu durumundadırlar hiçbir etki, yetki ve güçlü donanımları yoktur...”Bu kurum, hangi birikimle Rusya’nın daha önce hiç yapmadığı “yeni” bir reaktörü denetleyecek?

Nükleer’in ucuz olduğu düşüncesinin saçma olduğunu belirten Ertuncay, Nükleer santrallerin ortalama ömürlerinin 25 yıl olduğunu, bu süre sonrasında da sökülmesi gerekiyor, ne yazık ki Ruslarla yapılan antlaşmaya göre bu santralleri sökmenin bedeli de vatandaş olarak bizim ceplerimizden çıkacak... Bir kilo nükleer atığın bertaraf edilme maliyeti 500- 700 Dolar arasındadır... Kurulacak nükleerin söylendiği gibi yerli olmayacağı, bizi dışarıya bağımlı olmaya devam ettireceğidir...

5710 sayılı yasayla nükleer güç reaktörünü kuracak işletecek şirkete vergi muafiyeti getirilmiştir...

Tüm Dünya yavaş yavaş bu nükleer tehlikelerden uzaklaşıp, temiz enerjiye geçme çalışmaları yaparlarken bizim başlıyor olmamız da çok garip... Bir de daha ne olduğu ve ne olacağı bilinmeyen bir teknolojiyle bu işe başlıyoruz...

Didimliler bu konuda çok duyarlılar ve  tepkilerini DİÇEP aracılığıyla dile getiriyorlar... İşte böyle bir bilgilendirme toplantısını da başarıyla gerçekleştirdiler...

Nükleer santrallere hayır...