- Kategori
- Anılar
Dikkat ördek var

Bazı insanlar gerçekten geçici olan güzellik üzerine yoğunlaşıp yaşamlarını bunun üzerine geliştirdikleri için ne yazık ki mutsuz yalnız yaşama kendilerini ittiklerin farkına bile varamıyorlar. Dostlarını arkadaşlarını kırıyor kendinden uzaklaştırıyorlar. Yanlarına yaklaşanların ise çıkarları doğrultusunda beklentilerinin sona erişine kadar yanlarında olacağını göremiyorlar. Oysa insanları güzelleştiren yüreklerinden fışkıran duygularının güzelliğidir. Bu kadın içinde erkek içinde geçerlidir.
Geçen gün otobüsten indim telefonum çaldı ona cevap verirken, çok değer verdiğim bir arkadaşımın eşini bir “Kafe” de gördüm, o da beni gördü, benim kendini görmemem için yanındaki arkadaşının arkasına saklanmaya çalışıyordu. Çok komik geldi oysa hayatım boyunca onun ve ailesi hakkında en ufak yanlış bir davranışım hatta konuşmam bile olmamıştır. Üstelik kendisini çok takdir ederim. Tabi o saklanmaya çalışınca kendisine selam veremedim ama çok üzüldüm. Niye kaçar ne için buna ihtiyaç duyar diye düşünürken aklıma şu öykü geldi, sizlerle paylaşmak istedim…
Üç bayan (şimdi kadın oldu) arkadaş bir kaza sonucu aynı anda hayatlarını kaybedip cennete giderler. Cennetin kapısında onları karşılayan melek: "Bizim burada uymanız gereken tek kural var. O da ördeklere dikkat edin sakin üstlerine basmayın" der.
Sonra kapı açılır üç kadın cennete girerler. Gerçekten de etrafta ördek doludur.
Üstlerine basmamak adeta imkânsızdır. Dikkat etmesine rağmen kadınlardan biri kazayla bir ördeğin üstüne basar. Hemen Cebrail belirir. Yanında son derece çirkin bir adam vardır. Kadını kolundan adama kelepçeler ve "Ördeğin üstüne basmanın cezası olarak sonsuza kadar bu çirkin adama kelepçeli olarak yaşayacaksın" der.
İkinci gün kadınlardan biri yine kazayla bir ördeğin üstüne basar ve Cebrail anında yanında çok çirkin bir adamla gelip onları kadına ceza olarak birbirlerine kelepçeler.
Üçüncü kadının gözü bu olaylardan çok korkar. Diğerlerinin akıbetine uğramamak ve sonsuza kadar çirkin bir adama kelepçelenip yaşamamak için her attığı adıma acayip dikkat etmeye başlar. Aradan aylar geçer ve hiçbir ördeğin üstüne basmaz.
Derken bir gün Cebrail belirir. Bu kez yanında boylu poslu inanılmaz derecede yakışıklı bir adam vardır. Cebrail hiçbir şey söylemeden yakışıklı adamla kadını kelepçeler ve yine bir şey söylemeden çeker gider. Kadın artık mutluluktan uçmaktadır. O güne kadar gördüğü en yakışıklı adamla kelepçelenmiştir.
Adama döner ve "Ben acaba ne yaptım da sonsuza kadar senin gibi güzel bir adamla birlikte olmayı hak ettim" diye sorar.
Adam suratı asık bir şekilde cevap verir. "Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördeğin üstüne bastım" der.
Ben Adana da çok beğendiğim hatta sevdiğim, gençken kimseyi beğenmeyen burnundan kıl aldırmayan, öylesine kibirli yani burnu yere düşse eğilip almayacak kadar kibirli kendini beğenmiş bir bayanın, babamın mezarını ziyarete gittiğimde etrafa bakınırken öldüğünü öğrendim, ilginçtir mezar taşının üzerinde aynen şöyle yazıyordu:
“Yalnız yaşadı yalnız öldü”
Bırakın güzelliği bırakın serveti varlığı ne kefenin cebi var ne tabiatın kimseye iltiması yani Azrail’in kimseye şike yaptığı yok. Herkes kimin ne olduğunu nereden geldiğini niye birilerine yar olduğunu da birilerini niye hor gördüğünü de biliyor, lütfen ne kazandığınıza ve ne kaybettiğinize bakın artık, unutmayın artık genç de değilsiniz ve kalan yolumuz çok uzun değil…
Ne diyor şair; “Baki kalan bu kubbede hoş bir sadaymış...”
Yine de siz bilirsiniz “ördeklere dikkat”…
Erdoğan Özgenç