Dil eğitiminde yenilik

Eğer daha önce yapılanları yapmaya devam ederseniz gene aynı sonuçlara varırsınız. Yapılanları ve gidişatı değiştirmek de hiç kolay bir şey değildir. Sizle aynı eğitimi almış, aynı şeyleri okumuş, aynı hocalardan geçmiş insanlardan ne kadar farklı olabilirsiniz ki? Dil eğitimi veya farklı bir alanda o katma değeri nasıl sağlayabilirsiniz? Bu yazıda dil eğitiminde yenilik ve inovasyonla yüksek verimliliği sağlama yollarını irdelemeye çalışacağım.

Eğer dünyadan örneklere bakarsak, o katma değeri farklı perspektifden bakabilen ve alanlara interdisipliner ya da disiplinlerarası yaklaşabilen insanların sağlayabildiğini görüyoruz. Finans' da Japon bankalarına çağ atlattıran "Genetik Algoritmalar" ve bir yapay zeka uygulaması olan "Yapay sinir ağları" biyoloji kökenli bilim adamlarının İşletme ve Finans alanına girmeleriyle şekillenmiştir. Interdisipliner yaklaşımları İşletmeden Biyoloji'ye Fizik'den Sosyoloji'ye ve Dilbilime kadar geniş bir yelpazede gözlemleyebiliriz.

İngilizce veya herhengi bir dili öğrenmeye geldiğimizde, aynı şekilde Matematikden, Kaos teorisinden ve yapay zeka uygulamalarından neden yararlanmayalım ki? 21. yüzyılda Derin Öğrenme ile beraber yüzeysel öğrenme tüm geçerliliğini kaybetmişken, ülkemizde halen yüzeysel öğrenme değişik makyajlarla yenilik diye karşımıza çıkarılmaktadır. Açıkça söylemek gerekirse, dil eğitiminde yenilik ya da inovasyon diye sunulan şeyler bildiğimiz yüzeysel öğrenmenin biraz süslenmiş hallerinden başka bir şey olamamaktadır: Kelime ve kalıp ezberletme, sonra da bunları belletme.

Benim üzüldüğüm nokta, bu uğurda heba edilen milyarca lira ve gene yüzlerce saattir ki insanımız dünyayla bütünleşememektedir. Çözüm kanımca şudur: İnterdisipliner ve verimli yöntemlerle İngilizceyi öğretecek "İngiliz Dili ve Edebiyatı" dışından bilim insanlarına ihtiyaç vardır. Bu yöntemler geliştirilirken de merkezde "Derin Öğrenme" yer almalıdır.

Önümüzdeki yazılarımda kendi geliştirdiğim Interdisipliner yaklaşımı anlatacağım. Herkese kolay gelsin:)