Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

Dilara'yı astılar; Münevver'i kestiler!

Dilara'yı astılar; Münevver'i kestiler!
 

Milliyet.com.tr'den


İran, İslam devrimini gerçekleştirdiğinden beri, Türkiye'nin nasırına basan ülkelerin başında gelir olmuştur.

İranın kendine özgü din anlayışı, bu anlayışın zaman zaman toplum üzerinde baskı haline dönüşmesi, Türkiye'deki, özellikle laik kesimlerde, sürekli bir "acaba bunlar Türkiye'de de olur mu?" endişesini yaratmış ve belirgin bir şekilde bir "İranafobia" oluşturmuştur.

Korkunun baş ögesi de "kadın hakları" ana başlığında toplanabilecek, kadınların yaşama tarzlarındaki serbestiyetin sınırlanması, örtünme zorunluluğu ve uygulanan cezai müeyyidelerdir.

Aslında İran, İslam hukukunu kendi şartlarında uygularken sadece kadınlara değil, suç işleyen kadın, erkek herkese uygulamaktadır. Uyuşturucu kaçakçılarının, kadın pazarlayıcılarının, çocuk tecavüzcülerinin ipin ucunda sallanan görüntülerini, tüm dünya gibi biz de izliyoruz İran'da..

Son olayda idam edilen Dilara adlı genç kız ise bir cinayet suçlusu..İşin özünü tam olarak kestiremesek de bizim basına yansıdığı kadarıyla, reşit olmadan işlediğini itiraf ettiği cinayet suçundan daha sonraki yıllarda suçu sabit görülüp idam ediliyor..Bu idamı dikkat çekici kılan da idam edilenin yine bir kadın oluşu..

Türkiye'de de bir genç kız öldürüldü..Hala gündemden düşmemiş bir cinayet bu; "Kesik baş" cinayeti..

Zanlısı hala bulunamayan, babası sokak sokak gezerek "adalet" arayan Münevver'in başı gövdesinden ayrılarak bir çöp tenekesine atılmıştı.

Cinayeti işlediği iddia edilen erkek arkadaşı, yurtdışına kaçırılmış bile..Nerdeyse, devletin bile elinin ulaşamadığı bir güç bu..

Hataların, hukuksuzlukların ya da cinayetlerin kıyaslanmasından sağlıklı sonuçlar elde edilmeyebilir; ancak Türkiye ile İran bu anlamda karşılaştırılırken bazı gerçekleri göz ardı etmemek gerekir..Özellikle de başkalarının acıları üzerinden "insan hakkı" savunuculuğuna girişmek, bizatihi "insan hakkını" çiğnemek olur.

Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım; Münevver adlı genç kızı vahşice öldüren kişi -her kimse- onun cezasının ne olması gerekir?

Bu soruyu, meri kanunlara sormadan önce bir kere Münevverin sokak sokak dolaşarak "adalet" arayan babasına sormalı..Oysa, meri kanunlar çeşitli açıklıklar ve zaafiyetler taşır..Kuvvetli bir veya bir kaç avukat bulur, belki de bir kaç yıl ceza ile işi yırtabilirsiniz..

Peki, böyle olunca adalet tecelli etmiş olur mu? Vicdanlar teskin olur mu?..

Türkiye, nice cinayetler işleyip de devletin "affıyla" serbest kalmış ve çıktıktan sonra yeni cinayetler işlemiş adamlar bilir.

İran'ın cezaları sert bulunabilir; ancak unutmayalım ki, suçun cezası hakkıyla verilmezse, suçsuzluğun bir anlamı kalmaz.

İran'ın suçlarından dolayı "astıklarına" ağıt yakarken, Türkiye'de "kesilenlerin" hukukunu aramak da bir vicdan görevi olmalıdır.

Sorun sadece suçluyu bulmak değil; suç'a hakettiği cezayı verebilmektir.

Dilara bir cinayet suçlusu olarak asılmış; ama Münevver'i kesenler hala ortada yok!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..