Dilek ve şikayet kutusu

Öküz-tren, bahtsız bedevi-çöl-kutup ayısı karikatürleri gitsin, deli karikatürleri devam etsin.

- Karşıma bi kung-fu ustası çıksın. Mümkünse yaşayan efsane olsun. Beni eğitsin. Bildiği her şeyi öğretsin. Sonra onun ağzını burnunu kırıp yeni efsane ben olim.

- Komşularımdan şikayetçiyim. Apartmana kedi girse bizden biliyolar. Aslında korkuyla karışık bi merakları var bize karşı. Kapıya kim gelse ‘çok sesiniz geliyo. Eve kızlar geliyo. İçki içiliyo.’ diyip şöyle bi kafalarını içeri uzatıyolar, belki ilginç bi şey görürüm diye. Sanırım her akşam içip içip grup seks yaptığımızı sanıyolar. Nerdee!

- Arada bir güneşin doğmasından bir iki saat önce uyanıp güneşin doğuşunu seyretmek lazım.  Geçende sabah 4 buçukta bi kabustan uyandım. Uyku sersemi halimle ne yataktan çıkabildim ne de uykuya dalabildim. Sıkıntılı geçen bi iki saatin sonunda güneşin doğmasıyla birlikte tüm sıkıntım gitti. O an o kadar saygı duydum ki güneşe, daha fazla maruz kalabilmek için kalkıp yürüyüşe çıktım. Canım güneş. Değerini bilmek lazım. Nasıl olsa her gün doğuyo diye ilgisiz bırakmamak lazım.

- Bankamatikte işini halledip, makbuzu dahi eline alan adam bankamatiğin önünde daha fazla vakit geçirmesin. Acaba bi arıza çıkar da paramı geri çıkartır ve ödemem yapılmamış olur, bu da yetmiyomuş gibi parayı da benden sonra gelen alır korkusuyla yaklaşmasın bankamatiğe. Elinde kapı gibi makbuzun var, korkma, bi şey olmaz. Hadi, git. Bizim de işimiz var orda.

- Lisansını bilmem nerde, yüksek lisansını şurda, masterını orda yapmış, ne torpillerle ne işler yaptığını anlatan ağabey, lafın sonunda 1200 lirayla işe girdiğini söylemesin, kendine saklasın.

- Ajda Pekkan’ın Düşünme Hiç şarkısı sağda solda çalınsın, güzelmiş.

- Minibüste insanlar para uzatmak için tek bi kişiyi gözüne kestirmesinler. 15 kişinin parasını uzattım bugün yemin ediyorum. Ben miyim lan İstanbul’un zayıf halkası?

- Her yere metro ve vapur olsun.

- Leyla ile Mecnun her hafta iki yeni bölüm birden çıkarsın. Bir tanesi yetmiyo zira.