Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Ocak '18

 
Kategori
Güncel
 

Dilek Yardım: ''Hiçbirinizi İstemiyorum!''

Dilek Yardım: ''Hiçbirinizi İstemiyorum!''
 

Dilek Yardım... İki çocuğunun babası Ali Yardım içki içiyordu, çalışmıyordu. Bu kadın, "ne yapayım eşimdir" demedi, çalıştı. 

Eşine boşanma davası açtı. Eşi geldi yalvardı, barışmak istedi. Sözler verdi belki. Ancak verdiği sözleri tutmadı. Huyundan vazgeçmedi. Hatta eşi Dilek Yardım'ı bıçakladı. Dilek, "kocamdır, iki çocuğumun babasıdır" deyip susmadı. Tekrar boşanma davası açtı. Koca için uzaklaştırma kararı çıktı.

Ama Ali Yardım durmuyordu bir türlü. Bu sefer ölüm tehditlerine başladı. Hem boşanmak üzere olduğu eşi Dilek'i, hem de kızlarını -özbeöz kızlarını- öldürmekle tehdit etti.

Dilek durmadı, soluğu poliste aldı. Durumu anlattı. Hem kendisinin hem kızlarının can güvenliği yoktu. Polis ne yaptı? Uzaklaştırma kararı vardı ya, daha ne yapacaktı? Elbette bir şey yapmayacaktı. (!) 

Uzaklaştırma kararı vardı olmasına lakin Ali Yardım'ın haftada bir kere çocuklarını görme izni vardı. Evet, bilmem kaç metre yanınıza dahi yanaştırmayan bu uzaklaştırma kararı, haftada bir gün tehdite maruz kalan yavruları tehdit sahibinin eline bizzat verebiliyordu.

Dilek çalacağı tüm kapıları çaldı, alabileceği tüm önlemleri aldı. Eşine, dostuna, akrabalarına yalvardı. Sağ olsun duyarlı akrabalar (!) da "karı ile kocanın arasına girmeye" yeltenmedi bile.

Ve olanlar oldu. Ali Yardım, hakkı olduğu üzere çocuklarını haftanın bir günü aldı, evine götürdü. Ve önce iki masum kızını, sonra da kendisini pompalı tüfekle öldürdü.

Dilek, sıradan bir kadın değildi. İki çocuğu ile "kol kırılır yen içinde kalır" deyip sineye çekmedi hiçbir çileyi. Direndi, çalıştı, savaştı. Mor çatıya sığındı, polise sığındı, akrabalarına yalvardı. Ama olacaklara engel olmayı başaramadı. 

Yavrularının cenazesine elinde kızlarının emzikleri ile gelip, "yavrum emziksiz uyuyamaz" dedi. Eşi dostu, akrabaları Dilek'i teselli etmeye çalıştı.

Dilek, kendisine yakışır şekilde davrandı, susmadı ve haykırdı: "Yalandan ağlamayın."

Nasıl sahici, nasıl da insanı şakaklarından vuruyor. Gerçekten seviyordunuz, gerçekten üzülüyordunuz da neden kol kanat germediniz bu yavrulara. Şimdi ağlamak, riya değildir de nedir? 

Devam ediyor Dilek: "Hepinize yalvardım, hepinizin kapısını çaldım.  Hiçbiriniz bana sahip çıkmadınız. Kimse bana yaklaşmasın. Hiçbirinizi istemiyorum." 

Evet. Hiçbirinizi istemiyorum. İki çocuğumla sahip çıkmayan eşim dostum... 

Hiçbirinizi istemiyorum; mağduru, tehdit altındakini yapayalnız bırakan yasanızı da, kanununuzu da...

Hiçbirinizi istemiyorum; yavrularım öldükten sonra bir iki gün yetersiz kalan yasalarımızı, duyarsız akrabalarımızı konuşup durup sonra hayatına kaldığı yerden umarsızca devam eden...

"Hiçbirinizi istemiyorum" dedi Dilek.

Sana, bana, hepimize...

Haberin video'su için;

https://www.youtube.com/watch?v=ugGh5UE1DIk

 
Toplam blog
: 10
: 739
Kayıt tarihi
: 30.09.17
 
 

Edebiyatsever, sanatsever, mizahı da sever, hatta bazen politika bile sever bir mühendis. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara