- Kategori
- Bilim
Dilimiz düşüncelerimizi şekillendirir mi?

R.Free
Bundan 70 yıl kadar önce, 1940 yılında, Benjamin Lee whorf dikkat çekici bir şekilde, dilin düşünce gücünü etkilediğini ve zihnin dilin etkisi altında kaldığını, zayıf bir anadilin akıl gücüne baskı yaptığını ve onu sınırladığını hipotez olarak ortaya atmıştı. Yakın zamana kadar bu iddia başka kaynaklardan destek görmedi.
Son birkaç yıldır bu hipotez tekrar gündeme geldi. Whorf, ana dilin düşüncelerimiz üstünde etki yaparak düşüncelerimizi sınırlandığını ve gerçekleri düşünmemizi engellediğini öne süren görüşleri üzerine genel tartışma veya iddia,
"Anadil ancak bildikleri, tanıdıklarını kavrar, bilip tanımadığını, içinde taşımadığını kavrayamaz." şeklnde öne sürüldü ve bu görüşten hareketle konu ile ilgili bilim dünyasında yeni bir tartışma başladı,
Örneğin, anadilde gelecek kavramı yoksa, o dili konuşan, gelecek zamanı nasıl kavraya bilir, sorusuna cevap arandı.
Aynı zamanda, dilin içeriğindeki vecize ve özlü sözler, dilin gerçek gücünde önemli bir yer tuttuğu, düşüncelerimizi bunların sınırladığı ve neyi düşünüp düşünemeyeceğimiz konusunda bizi zorladığı dile getirildi.
İngilizce olarak küçük bir örnek vermek gerekirse,
" I spent yesterday evening with my neighbour" :
Dün geceyi komşum ile birlikte geçirdim. Bu cümle ile ilgili olarak, komşunun kız mı, erkek mi olduğunu merak edebilirsiniz. Fakat aynı cümle Almanca veya Fransızca olarak konuşulduğunda, bu dillerin özelliğinden komşunun cinsiyeti belirtilmek zorunda ve bu yüzden komşunun dişiliğini erkekliğini merak edip düşünmezsiniz, komşunun cinsiyeti dilin içinde zaten vardır.
İngilizcede isim yerine kullanılan zamirlerde dişilik erkeklik bellidir. Türkçede ise, ancak isim doğrudan kullanıldığında, aldığı isimden dolayı cinsiyeti bilinir.
Diğer bir örnek, Çince cümle kurarken zaman yapısını kullanmak zorunda değilsiniz. Yukarıdaki cümleye dönersek, komşu ile geçirilen gecenin ne zaman olduğu sorusu düşünülebilir. Bu örnekten Çince'de zaman kavramı olmadığı çıkarılmamalıdır.
Diller çok erken çağlarda oluştuğundan insan düşüncesi de buna göre şekillenmiştir diyebiliriz. İngilizcede yatak çok yumuşak dediğinizde, yatağın çok yumuşak olduğu anlaşılır. Ama ibranice'de, aynı cümle kadını çağrıştırır.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bu yoldan hareketle, gramer yapısının ve dil zenginliğinin düşünce gücünü geliştirdiği öngörülmektedir. Hüseyin Seyfi
Kay; Guy Deutscher- New York Times