Din ile Ahlak

Dünyanın ve galaksilerin oluşumunu, bilim tarafından beş milyar yılına kadar olan bölümü bilimsel verilerle aydınlatılmış olup, beş milyar yıl öncesi hakkında bilinmezlik devam etmekte ve çalışmalar sürdürülmektedir.

Büyük patlama sonrasında dünyamızın rastlantı sonucu yirmi üç buçuk derece eğik olması sebebiyle gece ve gündüzün ve de mevsimlerin meydana geliyor olması, evrenin ilk oluşumundan günümüze kadar olan süreçte sürekli olarak kendi kendine yenileyerek evrim sürecini tüm hızıyla devam ettiği gerçeğinden yola çıkarak şu söylenebilir; üç büyük dinin ortak inancı olan tanrı kavramının büyük bir enerji olduğunu ve gerek uzay gerek yeryüzündeki tüm canlı ve cansız varlıkların her biri bir tanrı olarak kabül etmek gerekir zira her bir canlı-cansız varlık dünyanın ve yaşamın dengesini oluşturduğu inkar edilemez.

İlk Sümerler döneminde başlamış olan dinlerin sayılarına bakıldığında yaklaşık olarak yüz elli civarında farklı din inançlarının olduğu bilinmekle birlikte dünya genelinde üç büyük din üzerinde odaklandığıni söylemek mümkün.

Peki, insan ahlakının dinlerle bir bağlantısı var mı?

Tüm dinler insanları doğru yöne yönlendirmek ve özellikle sevgi ekseni üzerinde telkinlerle dolu olduğu gerçeğinden yola çıkılarak, ahlakın dinlerle değil kişinin davranışlarıyla ilintili durum olduğunu söyleyebiliriz.

Madem dünyada bir iyiler bir de kötüler vardır, insan seçimini kendisi yapar. Ya iyi olur ya da kötü. Din ile hiç bir alakasının olmadığını düşünenlerdenim.

Size şöyle örnek vermeye çalışayım.. 

İnanmış olduğu dinine son derece bağlı ve tüm ibadetlerini yerine getiren bir kişi öz yeğeni ile birlikte kader birliği yaparak aynı evi aynı iş yerini seksen yıl paylaştıktan ve yeğeninin kişisel becerileriyle kazançlarına kazanç kattıktan sonra seksenbirinci yıl yeğenini yok sayıyor ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor.

Soruyorum, din bunun neresinde?

Bu tamamen ahlaksızlık tamamen insanlık dışı!

Demek ki ne imiş?

Ahlak, din ile ilgili değil miş..