Din İstismarı ve Alevilik

1970’ten beri hatırladığım en düzeysiz seçim dönemini yaşıyoruz. Liderlerin birbirine hakaretlerine alışığız, ama ilk defa din unsurları bu kadar fazla kullanılarak yığınlar galeyana getirilmeye çalışılıyor. Çok ama çok tehlikeli sulara dümen kırıyoruz. 

Sayın başbakanın miting konuşmalarını irkilerek ve ürpererek izliyorum. Kılıçdaroğlu’nun, “Statükocunun Allah’ı Ankara’da” sözünün Tanrı’ya hakaret olduğunu söyleyerek her mitingde konuşmasının önemli bir kısmını buna ayırıyor, CHP başkanını alçaklıkla itham ediyor.. Türk dilinde çok yoğun olarak kullanılan bu tabirde Allah’a hakaret unsuru bulmak için dilimizi hiç bilmemek lazım. 

1970’li yılların o kanlı süreçleri de dâhil olmak üzere hiçbir seçim kampanyasında din bu kadar istismar edilmemişti. Bazı politikacılar benim halkımın naif hislerini hep iyi kullandı. Her türlü hırsızlığı, dolandırıcılığı, adam kayırmacılığı yap, haram ye; ama dilinden Allah düşmesin… En makbul adam sensin!!! 

O dönemde bazı politikacılar her miting öncesinde namaza durur, böylece sadece seçim döneminde günde 15-20 vakit namaz kılarlardı... Olsun, fazladan zarar gelmez. Ancak hiçbiri rakip partilerin dini inancı hakkında görüş beyan etmezdi. 

Sayın Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na giydirmekle kalmıyor, cevap imkânı olmayan İnönü’ye bile sataşmakta sakınca görmüyor. İnönü’nün, mitinglerde halkı etkilemek için Allah kelimesini sıklıkla kullanmasını tavsiye eden arkadaşlarına, “Allah’a ısmarladık diyorum ya!” sözünü kullanıyor. 

Biraz zorladığımda bunları bir nebze anlayabiliyorum. Başbakanın her zamanki dobra tarzıdır, deyip geçmek de mümkün. Ancak… 

Kılıçdaroğlu’na bir sataşması var ki, ilk duyduğumda kanım donmuştu. Herhalde dil sürçmesidir veya cümleyi toparlayamadı diye yorumlamıştım. Sonraki mitinglerde aynı cümleyi defalarca kullanınca, bunun bilinçli yapıldığına emin oldum. 

CHP’deki kaset skandalını ve Kılıçdaroğlu’nın sıklıkla dil sürçmesini eleştirmek için cümleye şöyle başlıyor: “Sayın Kılıçdaroğlu, sen Alevi değil misin? Alevi kültürünü bilmen lazım. Eline, diline, beline hâkim olacaksın.” 

En insaf sahibi insan bile niyetin Kılıçdaroğlu’nu edebe davet olmadığını anlayacaktır. Burada düpedüz Kılıçdaroğlu üzerine projektör tutuluyor ve “İşte bu adam Alevi’dir” deniliyor. Maksat Alevi vatandaşlarımıza antipati duyan bazı seçmene, “Eğer oy vermeye niyetleniyorsan, gözünü aç, bu adam Alevi’dir, ” mesajı veriliyor. 

Açıkça söyleyemiyor. Öyle yapsa tepki toplayacağını biliyor. Bir de Alevi açılımı çabalarının(!!!) inandırıcılığını külliyen yitireceğinin bilincinde. Ama bir yolunu bulup Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu vurgulaması lazım. Dolaylı yöntemin amacı bu. 

21. yüzyıla girsek ne olacak; kafalar hâlâ 1500’lü yıllarda, Yavuz Selim çağında… 

Ne diyelim? Ayıp! Yakışık almıyor! Bu yol, yol değil! 

Lütfen elinize, dilinize, belinize hâkim olunuz…