Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '11

 
Kategori
Güncel
 

Kaset Var mı Kaset?

Kaset Var mı Kaset?
 

Güzel ülkem kaset skandallarıyla çalkalandıkça çalkalandı. Hala da sular durulmuş değil. “Yok artık daha neler, bundan da beteri olmaz herhalde” dediğimiz anda bir yenisi eklendi. Her çıkan bir öncekini de unutturdu iyi mi!

Son olarak MHP üst düzey yöneticileri ile ilgili dördüncü kaset de çıkınca artık şaşkınlıktan –daha önce birkaç kere küçük dilimizi yuttuğumuzdan–neyi yutacağımızı şaşırdık. Prensip gereği bu tür kasetleri/görüntüleri izlememeyi ilke edinmiştim. Hatırlayacağınız üzere ilk kaset kurbanı Deniz Baykal olmuştu. O görüntüleri izlemeden çeşitli yorumlarda bulunmuştuk.

Ancak MHP yöneticileri ile ilgili kasetlerde bir de tasvip edilmeyecek konuşmalar geçtiği söylenince izleme gereği hissettim. Çünkü bahsedilen kasette vahim cümleler kurulduğundan dem vurulmaktaydı. Ancak daha videonun başlarında midemin bu görüntüyü kaldırmayacağını hissederek izlemekten vazgeçtim. İyi de ettim.

Zira daha sonra o konuşmaların bir kısmından haberdar oldum. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Evet, özel hayatın içerisinde, dört duvar arasında, dostlar meclisinde onun-bunun hakkında atıp-tutmayı seven bir milletiz.

Evet, kendi aramızda küfürlü konuşmayı samimiyet ifadesi sanırız.

Evet, mahrem alanlarda birisi duyar da yanlış anlar mı diye düşünmeyiz.

Evet, içimizden geçenleri özel sohbetlerde dile getirmekten çekinmeyiz.

Ancak..

Özel de olsa genel de olsa kimsenin inancına alenen hakaret etmeyi kendimize verilmiş bir hak olarak göremeyiz.


“Ele verir talkını kendi yutar salkımı” diye bir laf vardır bizim dilimizde. Aynen öyle bir durum.. Bu şahıslardan biri –aileden sorumlu genel başkan yardımcısı olduğu söyleniyor– aleviler (ve daha bir çok konuda) bir sürü şey söylüyormuş.

Ben işin bel altı kısmında değilim
. Bazı kişiler böyle bir yaşantıyı tercih etmiş olabilir, edebilir de. Zamparalığı bir halt zannediyor olabilirler, olabilir. Cumaya gitmeyip, herkese “gittim” demeyi de matah bir şey bellemiş olabilirler, olabilir. Bunların hepsi kişiyi ilgilendiren meselelerdir. Bir de evliyse ailesini ve yakın çevresini alakadar eder. Hesabını onlarla görür, görecektir.

Lakin burada esas vahim olan kişilerin inançlara bakışı, bunu dillendiriş şekilleri ve bunu dile getirdikleri ortamdır. Rakı sofrasında mevlit okutmak gibi bir şey. Belki daha da kötü!

MHP iktidara gelse adı geçen bu kişiler belki bakan olacak, grup başkanı olacak vesaire.. İşin vahametine bakın. Bu zatlardan birisi muhtemelen Aileden Sorumlu Bakan olacaktı. Aman Allah’ım!

* * *

Siyaset hakikaten zor iş.
Göz önünde olmak, sürekli dikkatleri üzerine çekmek her kişinin taşıyabileceği bir yük değil sanırım. O arenaya çıkanların bunu iyi düşünmesi gerek. Elbette özel hayatlarına da azami dikkat göstermeleri..

Tabi bir de siyasetin akış yönünü belirleyen aktörlerin özellikle de -Siyasi Partiler Kanunu nedeniyle- parti başkanlarının idari kadroyu belirlerken kılı kırk yarmaları gerektiği aşikar.

Görünen o ki sayın Devlet Bahçeli bu hususta biraz yanlış tercihlerde bulunmuş..
Herkes gibi onun da hata yapma hakkı var elbet.. Ancak hatayı çeşitli bahanelerle örtmeye çalışmak hatanın kendisinden de vahimdir. Mesela kasetlerin okyanusun neresinden geldiğinin çok önemi yok. Komplo olmaları kısmen muhtemel olsa bile o konuşmaları zorla yaptıran bir güç de (hipnoz vesaire) yok.

O zaman eğri oturup doğru konuşmalı ve gereğini yapmalı..

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

İstanbul / 9 Mayıs 2011

Twitter.com/murathacioglu

murathacioglu.com

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..