Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dinlemenin ve kavramanın boş verilişliliği

Dinlemenin ve kavramanın boş verilişliliği
 

Karşımda durmuş, belki emin oluşundan, belki çoğunlukla heyecan duymasından kaynaklanan el kol hareketleriyle yüzüme doğru konuşuyordu. Ben olan kendim ise, yani öz ve öz ben, sol kulağımı ona doğru döndürmüş boşluğa gözümü dikmişken, nereden aklıma gelmiş ki, filin kocaman kulaklarına özenmişim de o yüzden, sol elimi kulağıma götürmüşüm, böylece kulağımı büyütmüşüm, fil kulağı örneği elimi hafifçe ileri geri oynatmışım. Sanki bütün anlatılanları anlayacakmışım da, dikkatlice dinliyormuşum gibi.

Sonrası?

O anda aslında peşinen kabul ettiğim kavramları duyuyordum sadece. Gerisi önemsiz, sıkıcı detaylar gibi sıralanıyordu ardı ardına. İlgi alanıma mı girmiyordu yoksa anlamıyor muydum ne? Konuşmanın bir kaç cümlesini can kulağı ile dinlemiş, geri kalanlarını sadece duyarken, çaktırmadan benliğim çoktan başka konulara yolculuk etmişti bile. Anlatana ne haksızlık! İyi ki arada “ne söyledim ben” diye sormamıştı.

Peki bu, karşımda konuşanı önemsemediğimin bir kanıtı mıydı? Kesinlikle değil. Benliğimin ister istemez verdiği bir tepkiydi sadece.

Anlatılanlar ne kadar anlatanın kavrayışı çevresinde bize aktarılabiliyorsa, dinleyen de o kadar kavrayışı çerçevesinde anlatılanları anlıyor. Anlatılanlar ile kavrananlar arasındaki fark, kulaktan kulağa aktarılan sözlerin değişime uğraması ile oluşan farka benzer. İlk söylenen ile son duyulanın aynılığı arada aktaranların emin olabildiği kadardır. Anlatanla kavrananın aynılığını ise sadece karşılıklı kabulden kaynaklanan bir varsayımdır.

Karşılıklı diyaloglarda anlatanın heyecandan parlayan gözlerini izlemek gerekir ki, çoğunlukla derini anlayabilelim. Ya da şöyle yazayım; karşımızdaki muhatabımız konuşurken onun heyecandan parlayan gözlerine irademiz dışında, aynı anda, zaten bakabiliyorsak derini anlayamaya başlayabiliyoruz demektir. Konu, ilgi alanımız içerisindeki yerine ya da kavrayış kapasitemize uygun gelmiştir.

Aksi durumda, belki de, anlatanın dinleyene sunmuş olduğu önemli artı bir değeri, dinleyen o anda kavramamakla, bir gün kavradığında neler kaçırdığının hayıflanma olasılığını kendinde taşıyordur.

O anda onu ne yazık ki bilemez.

 
Toplam blog
: 136
: 1494
Kayıt tarihi
: 16.02.07
 
 

Yaşam ışığını 1968 yılında Bafra’da gördü. İnşaat Mühendisi ve aynı sektörde yazılım geliştiren bir ..