Dinler Savaşına Doğru

Bilim tarafından tam olarak henüz iç yapısının çözülemediği beynimizin komutuyla düşünüyor hareketlerimizi kontrol altında tutuyor veya harekete geçiriyoruz.

Dünyada yapısı gücü ve yaptırımları bilinen Amerika ise dünya ülkelerini istediği şekilde gerek meta gücü ile gerekse askeri donanım gücü ile yönlendirmekte ve ahtapot misali sarmalamaktadır.

Amerika Afganistan'dan çekilmesiyle kendi örgütlemiş olduğu Taliban örgütüne ülkeyi teslim etmesini çoklu okumak mümkün.

Bir çok analistlere göre Amerika'nın yenilgisi şeklinde yorumlanmaya devam edilse de dünyayı her türlü yönetmekte olan super gücün varlığını inkar etmiş oluruz diye düşünüyorum.

Amerika olsa olsa Taliban yapısını dünyaya tanıtmak ve islam inancının sanki insan öldürmekte olan inanç algısını oluşturur bu yaklaşımıyla. Tırnak içinde şunu söylememiz gerekiyor 'Gerçek islam inancı Sosyalizm ilkelerine benzemekte ve asla insan öldürmez, sevgi odaklı paylaşımcı bir inançtır tıpkı diğer dinlerde olduğu gibi'.

İnsan öldüren yapı algısı asla kabül etmeyeceğimiz dinler savaşına kadar gidebilir. Fakat savaşarak değil, uzun vadede 20-30-40 yıl içerisinde Amerika insan öldürmekte olan Taliban örneğiyle zaman içerisinde belki üç büyük dinin bir arada barış içerisinde yaşamalarını sağlayacaktır (İbrahimi dinler)

Küresel sermaye Taliban ile birlikte yirmi yılda Afganistan'dan kazanmak istediği uyuşturucudan tutunuz tüm yeraltı kaynaklarından kazançlarını elde etmiştir.

Şu anda Taliban'a destek veren Afgan halkına halkın yaşam kalitesini yükseltecek şimdiden yeni lider arayışına geçmeli ve asla Taliban ile yönetilmemelidir Afganistan. Bunu önümüzdeki zaman diliminde BM tarafından gerçekleştirileceğini öngörmekteyim. Aksi halde dünyada bir dinler kaosu yaşanır ki bu durum küresel sermayenin de işine gelmez.