- Kategori
- Şiir
Dinlersin, seversin, içersin

Dinlersin, seversin, içersin
Düş sokağından yalnızlığa yürüdüm
Üşüdüm ayaz attım kırıldım saç uçlarıma kadar
Ve Sonra geriye bir hayal kaldı elinde
Düşlerin durmadan sen diye lafa girer
Kaç kez yenik düştün dostum .
O eğlenceli o kafasına bir şeyi zerre takmayan insan mı dedim
Karşımda evi gözü önünde bir yangında yanıyor gibi
Elindeki geçmiş zamanın eseri olan bir hayalle
Ve yıpranmış bir gözle bana bakıyordu.
Konuşmasına başlaması o kadar buruktu ki
San ki yanıyor olması, ölüyor olmasıyla aynıydı.
Yaksan bedenini kendine düşman olursun dedim
Yakmasan ömrünce bu acıyla pişman olursun
Kısık bir sesle içimden
Geriye kaldı herşey sana ait olanla
Ve arkada kalır zaman bakamadım
O ve onunla geçen, geçti desen yalan olur.
Geçmedi desen onunla zamanın şimdi deprem olur düşlerim
Sonra ayrılığın adı geçen şarkıların boynu bükük kalır
Sesin inceliğinde ve avuçlarında duaların kalır
Bu kadar sevmeyi ezberlemiş olamazdım körkütüktü her şey
Çünkü diyorum içimden,
Ama susmuyordu bir yandan gözyaşlarım
Dinlersin, seversin, içersin ama küfür edemezsin gelişi güzel sevdiğine
İnsan kırıldı mı her şeyi savurur değil mi?
Ama garip yanı da bu, sadece özlersin!
Sonuçların adı yalnızlıktı ama canı cehenneme ne olur geri dön bile diyemezsin!
Duyduklarım ve okuyabildiğim tek şey umut etmekti
Karşında sanki sen var gibi yaşadım geceleri
Kendime inat vazgeç gönlüm diye haykırırken
Vazgeçmek delikanlıya yakışmaz dedi yüreğim
Ve yılmadan birer kadeh de ben koydum yalnızlıktan
İç yüreğim iç dedim
Çünkü senden başka seni dinleyen yoktu
Sen iç ki seni adına, sen içmeyeceksen kim içecek dedim
Zamanımı eskittim düşlerimle
Her düşündüğümde kaza yaptım senin sokağında
Eyvah ki eyvah
Ahlarım kaldı ah’dan ziyade