- Kategori
- Edebiyat
Divan şiiri "Redif'e basar...

Bilen bilir de bilmeyene anlatayım....
Divan şiiri "REDİF" üzerine kurulur. Redif öncesi kullanılan "KAFİYE" şiirde ikinci plandadır. Şair önce redifi bulur, sonra şiirini bu redif üzerine inşa eder. Bu öylesine böyledir ki, şiirler "REDİF" leriyle anılır... Sözgelişi, "Gelir redifli gazel", " Döne Döne redifli gazel", "Su kasidesi" gibi....
Bunun dışında Divan şairinin Divan'ında "içindekiler" bölümü olmadığından, Divan'daki şiirler de rediflerinin harflerine göre bulunur... Örneğin Fuzuli Divanı'nda "SU" kasidesi mi arayacaksınız sonun "vav" la (bizim "J" harfini düşünün. Üstteki kısmı döndürüp "J" nin kuyruğuna yapıştırın olsun size "vav" harfi. "v-u-ü" seslerini karşılar yerine göre...) şiirlere bakacaksınız...
"DİVAN" yazmak, şimdilerde buradakilerin yazdığı gibi "aynaya baktım, dişim çürümüş" yazmaya benzemez... Arap alfabesinin her harfiyle (elif -be-cim dal vs.) biten, redifi bu alfabe harfleri olan, şiirler yazmak zorundasınız.... Yoksa şairden saymazlar sizi... Anlamazdınız, günümüzce söyleyim ...
Önce sonu "A" harfi ile biten, ve redif olan şiirler yazmak zorundasınız.... Sonra "B" sonra "C" nihayet alfabenin tüm harfleriyle... Var mı içinizde yazacak bir "babayiğit"... Bir de bunları "aruz vezinlerine göre yazacak" hem redif öncesi kafiyelendireceksiniz...
Eeee, zor iş...
Divan şiiri "yüksek zümre edebiyatıdır" demek kolay... Bu anlattığım koşullarda şiir yazacak bir "ŞAİR" var mı MB'de desenize bana, kim?
Benim MB'de "gazel" diye yazdıklarım, buranın sözde şairlerine "hani yazılabilir böyle de şiirler" demek. Ki sözde bilirim, ne aruz vardır benim yazdıklarımda ne de kafiye... "Redif" üzre yazarım da, BAKi okusa rahmetli, çöp kutusuna atardı yazdıklarımı.... NECATİ'ye bile burun kıvırmış adamdır o...
O zaman şunu aklınızda tutun MB'de şiir yazanlar, "boşa konuşmam"... Bir cümleyi buraya şiir diye alırsanız Baki'nin bana güleceği gibi ben de size gülerim. Kızar, söversiniz de durumunuz bu....
Yazmış biri burada "İslam'ın şartı beşti / ben altı yaptım / kendini bilmek".... (mealen de, dediği bu)
Üstelik ben aktarırken imlâ kurallarına uydum. O birinin "şiir" diye yayımladığı bu cümlede "üç" (rakamla 3) imlâ yanlışı vardı...
Rahmetli Sait Faik derdi : "Balık adlarını bilmeyenden öykücü olmaz." Ben de derim "dilinin imlâsını bilmeyenden ŞAİR olmaz."
Var mı bu dediklerime itiraz eden...
Antalya / 07 Şubat 2013