Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '08

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Diyabet nedir?

Diyabet, başta karbonhidratlar olmak üzere protein ve yağ metabolizmasını ilgilendiren bir metabolizma hastalığıdır ve kendisini kan şekerinin sürekli yüksek olması ile gösterir.

Diyabet hastalarındaki temel metabolik bozukluk, kan yoluyla taşınan glükozun (şekerin) hücrelerin içine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki depolardan kana salınan glükoz pankreas tarafından salgılanan İNSÜLİN hormonunun yardımıyla hücre içine girer ve orada yakılarak enerjiye dönüşür. Hücrelerin üzerinde değişik maddelerin girmesine izin verilen kapılar vardır. Bu kapılar normalde kilitlidirler ve uygun anahtar varlığında açılırlar. Diyabet, hücrelerin üzerindeki glükoz kapısının açılamaması durumudur. Bu örnekten ilerlersek diyabet, anahtar işlevi gören İNSÜLİN hormonu yetersizliğine ve/veya insülinin etkilediği reseptörlerin (hücre kapısındaki kilidin) bozukluğuna bağlı gelişmektedir.

Nedenlerine göre bir çok diyabet tipi olmakla birlikte diyabet vakalarının çok büyük bir kısmını Tip 1 ve Tip 2 diyabet vakaları oluşturmaktadır.

Diyabetlilerin beslenmesinde dikkat etmesi gerekenlerden bazıları;

Yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmeli. Öğün atlamamalı

Bireye uygun vücut ağırlığı sağlanmalı ve sürdürülmeli.

İnsülin ve/veya ilaç zamanlarına ve dozlarına dikkat edilmeli.

Önerilen fiziksel aktivitelere (yürüyüş gibi) özen gösterilmeli.

Sigaradan uzak durulmalı.

Ancak şu da bir gerçek ki, diyabet hastalarının sadece küçük bir kısmı diyabetten ölüyor, yüzde 80’i kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatlarını kaybediyor.

Yapılan araştırmalara göre; diyabetli bir hastanın 10 yıl içinde kalp krizi geçirme riski yüzde 20 civarında. Bu rakam daha önce kalp krizi geçiren bir hastanın bu krizi tekrar geçirme olasılığı kadar yüksek.

Eğer tip 2 diyabet hastasıysanız aşağıda yer alan besinleri sofranızda sık, sık bulundurmanızda fayda var.

Buğday: Bir besin liften ne kadar zenginse, sindirimi de o kadar gecikiyor. Böylelikle midenin boşalma hızı ve kan şekerini yükseltme özelliği de azalıyor. Buğday da lif oranı yüksek besinlerden. Bu tür besinlerin kan şekerini düşürücü etkisi de oldukça fazla.

Buğday; mısır, yulaf ve arpa gibi tahıl tanelerine göre sindirimi daha zor olsa da glisemik indeksi düşük olduğu için tercih edilmeli. Çünkü, kan şekerini yavaş, yavaş yükseltiyor ve uzun süre tokluk sağlıyor.

Kalsiyum, demir ve çinkodan zengin olan buğdaydan üretilen tam buğday ekmeği de beyaz ekmeğe göre kan şekerini daha az oranda yükseltiyor.

Kırmızıbiber: Eğer tip 2 diyabet hastasıysanız sofranızda kırmızıbiber bulundurmaya özen gösterin. Çünkü yapılan çalışmalarda, hastaların kırmızı pul biber yedikleri öğünlerde, kan şekerini düşürecek olan insülin gereksinimlerinin azaldığı tespit edilmiş. Kırmızı biberin aynı zamanda da ciddi bir C vitamini deposu olduğunu da unutmayalım. Bu vitamin hücre koruyucu etkisiyle yüksek şekerin yol açtığı tahribatı önleyebiliyor.

Ispanak: Soframızda genellikle ana mönü olarak yer alan ıspanağın salatası da damağımızda unutulmaz bir tat bırakabiliyor. Üstelik ıspanak kalp sağlığımızı korumak gibi önemli bir rol de üstleniyor. Demir yönünden zengin olan bu yeşil yapraklı bitki, aynı zamanda bolca posa içeriyor. Posa açısından zengin besinler de kan şekerinin dengede kalmasını sağlamak gibi önemli bir işleve sahipler.

Bu besinlerin dışında yenmesi gereken diğer lifli besinlerden bazıları;

Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek tercih edilmeli

Pirinç yerine bulgur tercih edilmeli

Meyve suyu yerine meyve yenilmeli, kabuklu yenen meyveler kabukları soyulmadan yenmeli

Günde en az 5 porsiyon sebze-meyve yenmeli

Öğünlerde salata yenmeli

Kuru bakalgiller sıklıkla tüketilmeli.

Tüketilmemesi gerekenler;

Enerji içerenler; fruktoz, sorbitol, mannitol, ksilitol, enerji içermeyenlerse sakarin, siklamat, asesülfam- K, aspartamdır. Enerji içeren tatlandırıcılar, belirli miktarların üzerinde tüketildiği takdirde kan şekerini yükseltebilirler. Sorbitol fazla alındığında ishale neden olabilir. Enerji içeren tatlandırıcıların bulunduğu yiyecekler diyetisyene danışılmadan tüketilmemelidir.
Tatlandırıcıların, cinsine göre günlük en fazla kullanılabilecek miktarlarının farklı olduğu unutulmamalıdır.

Diyet ürünleri hiçbir kısıtlama olmadan yenilebilecek yiyecekler olarak düşünülmemelidir.Diyet ürünlerinin etiket bilgileri mutlaka okunmalıdır. Her diyet ürünü kullanılabilecek özelliklere sahip olmayabilir. En önemli nokta ürün içeriğinin enerjisi ve kullanılan tatlandırıcının cinsidir. Çoğu diyet ürününün karbonhidrat içeriği düşük, yağ içeriği fazladır.

Herkese sağlıklı günler…

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..