Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '17

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

DİYARBAKIR SURLARI VE HEVSEL BAHÇELERİ UNESCO LİSTESİNDE

DİYARBAKIR SURLARI VE HEVSEL BAHÇELERİ UNESCO LİSTESİNDE
 

DİYARBAKIR SURLARI VE HEVSEL BAHÇELERİ NAZAN ŞARA ŞATANA


DİYARBAKIR SURLARI VE HEVSEL BAHÇELERİ UNESCO LİSTESİNDE

Şarkın Modern Geliniadlı kitabımı yazarken, Diyarbakır hakkında yaptığım araştırmalarda neredeyse tarihin en eski zamanlarından beri var olan bir şehirle karşılaşmıştım.

 

Diyarbakır elbette tarihte çok önemli olmuş.

Burada Diyarbakır ile ilgili bilgileri özetleyerek aktarıyorum.

Diyarbakır;

 

Anadolu ile Mezopotamya Avrupa ile Asya arasında doğal bir geçiş yolu bir köprü görevi yapmış.

Bu nedenle de çeşitli uygarlıkların tarihi ve kültürel mirasını günümüze kadar taşımış…

Yontma taş ve Mezolitik devirlerde Diyarbakır ve çevresindeki mağaralarda yaşanmış.

Ergani yakınlarındaki Çayönü Tepesi günümüzden 10.000 yıl önceye tarihlenmesi ile sadece bölge tarihimize değil Dünya uygarlık tarihine de ışık tutuyormuş.

Yabani Buğday mercimekgiller gibi bitkilerin tarıma alınması koyun ve keçinin evcilleştirilmesi ile Çayönü bilim dünyasında önem kazanmış.

2. Bin Yeni Asur Helenistik ve Roma İmparatorluk dönemine tarihlenen önemli bir merkez ortaya çıkarılmış.

Lice yakınlarındaki Birkleyn mağaraları ve Eğil'deki Eğil Kalesi ve kayalardaki kitabeler Asurlardan kalan önemli eserler bulunmuş.

 

Diyarbakır’a imza günü için gittiğimizde detaylı da gezmiştik. Hayranlık ve şaşkınlıkla etrafı izlemiştim. Diyarbakır Kalesi, insanı bir hayli etkiliyor.

Yedi bin yıllık tarihi olan bir kent burası…

 

Diyarbakır denildiğinde akla surları geliyor.

İlki; MÖ.3.000-4.000 yıllarında Huriler tarafından yapılmış.

Bugünkü surlar; MS.346 yılında İmparator II.Constantinius tarafından yaptırılmış.

Diyarbakır surları, dünyadaki en uzun surlardan olan Çin Seddi’nden,

Antakya surlarından ve İstanbul surlarından sonra geliyormuş.

 

Hevsel Bahçeleri, tarih boyunca varlığını sürdürmüş.

 

Dicle Nehri kıyısında, Diyarbakır Kalesi ile nehir vadisi arasında yer alan yaklaşık yedi yüz hektarlık verimli araziymiş.

 

Ve burada otuzdan fazla uygarlık yaşamış.

İzleri hala her yerde!

İşte bunun içindir ki;

 

Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girmiş.

 

Taşı toprağı altın mı denilir,

Taşı toprağı tarih mi denir,

Taşı toprağı görenlerin unutamadıkları eserlerle dolu mu denir?

Ve daha ne çok şey söylenir.

Ben Diyarbakır’ı bir kitapta yazmıştım.

Sanıyorum birkaç kitap daha yazmam gerekecek.

Anlatılacak, aktarılacak, hayal kurulacak o kadar çok kıymetler var ki!

 

Nazan Şara Şatana 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....