Doğa'l yaşam!

Zamanımızı ve enerjimizi doğru yerde ve doğru zamanda kullanmayı öğütleyen sevgili hocamız Nilüfer Pembecioğlu'nun: ''Nerede olursanız olun iyi gözlemleyin, izlenimlerinizi doğru aktarın.''sözleri günün tazeliği gibi kulağımdadır. Gözlemledim ve dedim ki: keşke bizde de... keşke bizde de...

Çevre bilincim oluştuğundan beri hep öykünmüşümdür her atığı geri dönüştürmeyi başarabilen toplumlara. Önce İngiltere'de tanık oldum bu duruma; kağıdın, plastiğin, cam şişelerinin ve sayamadığım birçok şeyin tüketicisi tarafından çöp konteynırlarında nasıl ayrıştırıldığına. Şimdi de Almanya'da görüyorum bu büyük özveriyi. (Yaşamak için, yaşatmak için...)

Örneğin;
- Pet şişeler evlerde biriktirilir, sonra marketlerin yanında özel geliştirilmiş makinelere teker teker okutulur. Manyetikten geçen her şişenin 25 cent geri ödemesi vardır. (Alışveriş esnasında sizden alınan şişe başı 25 cent, bu şekilde tekrar cebinize girmiş olur.)

- Mutfaklarda çöp kutuları genelde üç bölmedir. ( Kağıt için, plastik için, cam şişeler için...)
- Yerleşmeler, doğa tahrip olmadan yapılır. Doğaya saygı sonsuzdur. (Diğer canlılar için, huzur için...)

Aslında tüm bu yapılanlar, bu büyük inanış, insanların hayatında öyle bir yer edinmişki, gündelik dilde konuşmaz olmuşlar, bilirler çünkü, bu bir gerekliliktir. (Gelecek için, çocuklar için...)
Sus-pus hayatlar
Azdır bizde doğa' yla aynı düşünenler. İnanarak bir şeyler yapmaya çalışırlar fakat büyük yaptırımlar olmayınca işin içinden çıkamazlar, çünkü sürekliliği yoktur. Sürüden ayrıldığınız zaman dışlandığınızı, anlaşılmayı beklerken batı özentisi olduğunuzu öğrenirsiniz.
Akıp giden düzenin bir parçası olmak zorundasınızdır. Alternatifleriniz tutukludur. Örneğin; yangınlar çıkar, ağaçlar kesilir, her gün katil uyanırsınız. Bütün bunlara rağmen hesabını soramayacak kadar tutuklusunuzdur. Doğa'l yaşam alanınıza girilmiştir farkında değilsinizdir. Ve bundan böyle başkalarının yazdığı 'filmin 'acı son'unu beklersiniz!
Boşverin şimdi bunları. Ne diyorduk: İnşallah, Maşallah...
Hadi hayırlısı.