Doğallığı bozulmayan bir cennet: KARABURUN

İzmir’in incilerinden biridir Karaburun. Deniziyle, havasıyla, basitliğiyle, balığıyla ve alternatif gezi planlarında yer almasıyla. Başlıkta dediğimiz gibi; doğallığı bozulmayan kıyı yaşam formlarından biridir. Şimdilik doğallığı pek fazla bozulmadı ama, hızla yapılaşmaya mahkum olacaktır ileriki yıllarda. Çünkü Karaburun ve biraz ilerisindeki Mordoğan yeniden keşfedilen yerlerden biri olma yolunda. Bu da ilerisi için beni ürkütüyor. Çünkü genelde bu tür yerlerde, önce ormanlık alan yok edilir, sonra tarla olarak alınan yerlere evler, arkasından siteler dikilir. Hızla bir yapılaşma başlar, yollar genişler, oteller dikilir, deniz ve kumsallar parsellenir, henüz denizden çıkan balığı yediğiniz yörede, daha sonra çiftliklerde yetişmiş balıklar yersiniz. Sonra da kıyılar bozulur ve artık o eski görünümünden eser kalmaz. İşte bu yüzden korkuyorum ve endişeliyim. Bence Karaburun ve biraz ötesindeki Mordoğan, hatta diğer güzelliliklerden Foça, Gümüldür gibi yerler bir Bodrum’a yada Çeşme’ye benzetilmemeli. Evet belli bir oranda gelişmeli ve tahribat yapılmamalı. Zaten ne kadar kaldı ki bu tür güzellikler? Karaburun’dan söz açılmışken biraz bilgi vermekte fayda var.

Karaburun Yarımadası, Anadolu Yarımadası'nın Batısının büyük bir bölümünü oluşturan Ege Bölgesi'nin Ege Denizi'ne doğru uzanan ve en çıkıntı yapan kara parçası olan Urla Yarımadası'nın Kuzey bölümünü oluşturur. İzmir'in batısında kuzey-güney doğrultusunda bulunan ve yaklaşık yüzölçümü 550 km2 olan bir yarımadadır.

Yarımada genelde oldukça engebeli bir yeryüzü yapısına sahiptir. Zaten Çeşme otobanından, Karaburun-Mordoğan sapağından saptığınızda bunu çok sert biçimde algılayabiliyorsunuz. Dönme dolap gibi sürekli virajları kat ederek yaklaşık 1,5 saatte ulaşabiliyorsunuz yarımadaya. Yol çok virajlıdır ama her virajı döndüğünüzde dantel gibi işlenmiş küçük koylar çıkar karşınıza ve bu yolculuğu keyifli kılar.

Karaburun’dan önce Mordoğan’a ulaşılır. Yol boyunca toplu ya da tek tek yazlıklar sıralanır. Yarımadanın orta bölümünde kuzey-güney istikametinde uzanan Bozdağ kütlesi, yarımadanın en yüksek kesimini oluşturur. Yakın komşuları olan Mordoğan, Yeniliman, Badembükü ve Denizgiren mıntıkalarının bir bölümü ovalıktır, fakat Karaburun’da dağların denize dik konumda olması sebebiyle, buradaki sosyal yerleşimi oldukça etkilemiştir ve yerleşke daha çok Mordoğan ve Yeniliman tarafına kaymıştır. Durum böyle olunca da Karaburun’da yapısal anlamda bir gelişme sağlanamamış ve hala küçük bir “balıkçı kasabası” halinde kalmıştır. Aslında belki de böyle kalmalıdır.

İzmir Körfezi'ne giriş noktasında bulunan Sarpıncık Feneri’nin en yüksek tepesi 1218 m. yüksekliğindeki Akdağ'dır ve bölgenin kuzeyinde yer alır. Engebeli bir oluşumu vardır ve Paleozoik, ikinci zaman ve neojen tortulları ile andezit bazaltlardan oluşan ve kısım kısım da kireç taşlarına bağlı olarak oluşmuş değişik boyutlarda karst şekillerinin de olduğu karmaşık bir jeolojik yapısı vardır. Bu yüzden Jeologlarının ve öğrencilerin en uğrak araştırma yeridir.

Karaburun ilçe merkezi Kaza, İskele, Burgaz Arkası, Bodrum olarak 4 ana bölüme ayrılmıştır. İskele kazanın balıkçı barınağının bulunduğu yerdir. Aynı zamanda da akşamları insanların yürüyüş yaptığı kordon boyudur. Burgaz arkası daha çok yazlık evlerin olduğu kesimdir. Bodrum adı verilen yer ise ilçenin en işlek plajının bulunduğu kısımdır. Burası hafta sonu, bölge dışından oldukça fazla sayıda ziyaretçi alır ama bir Çeşme ile kıyaslanamayacağı için çekilebilir bir yerdir.

İzmir'e uzaklığı yaklaşık 100 km. olan Karaburun'da İskele'nin önünde Büyük Ada ve Burgaz arkasına bakan Küçük Ada bulunmaktadır. Merkezi aynı adlı yarımadanın kuzey-doğusundadır. İç denize bakan tarafının karşı kıyısında Foça, Küçükbahçe tarafında Çeşme ilçeleri yer alır. İzmir yolu üzerinde bulunan Seferihisar ilçesi üzerinden ara bağlantılarla, doğrudan Kuşadası'na geçiş mümkündür. Karaburun, doğal güzelliğiyle değil de, Şeyh Bedrettin’in müritlerinden Börklüce Mustafa’nın önderliğindeki köylü ayaklanmalarının geçtiği yörelerden biri olarak biliniyor. Günümüzde İlçe’de ve çevre köylerde o döneme ait hiçbir iz, hiçbir anı olmamasına rağmen, çarşaflı kadınlar, sakallı haşemalı erkeklerle ufak ufak irticai faaliyetler görülmeye başlandı son zamanlarda ama bölge halkı bunu benimsemeyecektir.

İzmir çevresinin en temiz denizinin bulunduğu Karaburun dalma merakı olanlar hatta rüzgar sörfü yapmak isteyenler için Alaçatı kadar olmasa da rüzgar alması bakımından ideal bir yerdir. Alternatif gezi planı içinde bölgeye gezi yapmak isterseniz, Büyükada ve Küçükada’ya tekne turuna katılabilirsiniz. Adaların denize girmeye uygun son derece güzel sahillerinin olduğunu da not edelim. Issız yerlerde kamp kurmak ve doğayla baş başa olmak isteyenler çadırlarını, sırt çantalarını toplayıp Karaburun’a koşsunlar. Sakin ve çok güzel yerler bulacaklar. Günübirlik geziler için çok uygun bir yer Karaburun. Karaburun’a ulaşmaksa çok kolay. Kendi arabanız varsa İzmir’den Çeşme otobanına çıkıyorsunuz ve yaklaşık 30 dakika sonra Karaburun-Mordoğan sapağından sağa sapacaksınız. Kendi arabanız yok ise, gerek İzmir otogarından, gerekse Çeşmeden ulaşım mümkün. Adnan Menderes havaalanından yaklaşık 120 km., İzmir merkezden de yaklaşık 90-100 km mesafede. Ayrıca, önümüzdeki günlerde İzmir’in Üçkuyular mevkiinden 12 YTL’ye deniz otobüsü seferleri de başladı. Bölgede muhtelif pansiyonlarda kalabileceğiniz gibi küçük otellerde mevcut.

Bu arada, unutmadan burada ne yenilebilir sorusunun cevabını armaya gerek yok sanırım. Tabiî ki de balık. Kıyı lokantalarının birinde oturup siz yalnızca balık siparişinizi veriniz. Gerisini onlar halledeceklerdir. Benim tavsiyem ise Karaburun Çipurasının ızgarasını yemeniz. Yanında bol zeytinyağlı mevsim salatasını sipariş vermenize gerek yok. Dedik ya, onlar işini bilir diye. Siz istemeden gelecek nasıl olsa.. Arkanıza yaslanın ve hem denizi seyredin hem de denizden yeni çıkmış balığınızı afiyetle yiyin.

../..