Doğallıkta kusur vardır; güzelliği yaratan da işte bu kusurdur

İnsanların çoğu kendini beğenmez. Beğenenler de beğenmez, başkalarına hava atarlar ama güzel olmadıkları konusunda endişeleri vardır.

İnsanların bu hallerini çözüme kavuşturmak lazım. Sorun önemli. Ama gerek literatürde gerekse güzellik uzmanı, psikolog, çevre, yani hayatın içinde bu önemli konunun açıklığa kavuşması için bir çalışma yok.

“Kusursuz güzellik olmaz. Bu kadar kusur kadı kızında da olur. Allahın yarattığı beğenilmez mi?” tarzında klişe sözlerle geçiştiriliyor.

Allahın yarattığı beğenilmez miymiş? Beğenilmez, nolmuş yani. Bazılarına bakıyoruz da yaratan hiç uğraşmamış gibi.

Efendiler sahtekâr tesellilerinizi kendinize saklayın, beşeri fıtratta eksiklikler var işte! Tanrı yaratmış bahane mi bulacakmışız. Bulurum ne olacak! Gerekirse beğenmem!

Bu insanlar açıklama istiyorlar… Sevgili insanlık, açık söylemek gerekirse yaratılışta adaletsizlik var. Sizde olanla idare edeceksiniz. Yani uzuvlarım tam diye teselli bulabilirsiniz mesela. Beterin beteri varmış, ya örneğin şeyiniz olmasaydı. Kalçanız az biraz bir yana kayık olmuş. Tolere edilir efendim tolere edilir. Siz de yan yan yürürsünüz anlaşılmaz. Bu kader takdir dünyasında bir kalçanız olduğuna bile şükredin. O da olmayabilirmiş! Bazıları her şeyi takdire bağlıyor, insan sinir oluyor ya!

Kendilerince güzellik referansları verenlere ne demeli! Ben böyle beğeniyorum, benim için güzel budur diyemiyorsun. Az biraz selülitli dolgun beyaz kıvrımlarda ölçünün önemli olamayacağını anlamıyorlar.

“Ama korkut senin dediklerin hep evde kalıyorlar” Vücutla güzellikle ilgisi yok, kendilerini geliştiremedikleri için. Ama yine de 40 kilo ya da 100 kilo kadın olmaz yani.

Bir de şu 90–60–90 manyaklıkları var ya… Erkeklerin aklını çeliyorlar. Getirin şu mankeninizi Fahriye abla ile yarıştıralım. Pürüzsüz düzgün vücut insana heyecan vermez. Ben, sivilce, tüy, selülit, az et, kıvrım, dolgunluk, tatlı gülüş, üzüm karası dağınık saçlar, balıketi balık gibi… Sen bunlarla güzelsin. Güzel olan sensin.

Ölçü neymiş ya, kereste mi bu? Şekil neymiş, kadına/erkeğe benzesin yeter. Tanrınıza ilk defa hayran oldum. Herkesi ölçüyle yaratsaydı iki günde bıkardık. Herkese ayrı bir şekil vermiş, ayrı bir endam vermiş. Herkes başka, bak bak bitmiyor. Sizi beğenmeyenler, seçmeyenler öküzse bırakın seçmesinler.

Hep bu sinema filmleri, kitaplar vs yüzünden. Kendilerine göre ideal bir kadın yaratmışlar. Bari bir şeye benzeseler. Bu filmleri kitapları yazanlar kadın görmemişler ki. 90–60–90 resimlerin hayaliyle mastürbasyon yapmışlar. Türkan Şoray’mış. Leyla Sayar’mış. Hangi aptalın icadı bu uyduruk kadın standardı! Zekâ sorunu var onların.

İnsanlarımızı “ben güzel değilim” diye strese sokuyorlar ya… Bizimkiler de saf saf inanıyorlar. Entel dantel erkekler onları beğeniyorlarmış. Kadında düzgün vücut diye bir şey yoktur. Düzgün vücut aptalların işidir. Şimdi evlenecek gençler 90-60-90 peşindeler. Zekâlarında sorun var çünkü. Bir de en önemlisi gerici cahil toplumun değerlendirmesi” Bula bula bunu mu buldun” Boyu kısa, az kilolu, vücudu düzgün değil… Söyleseydiniz de hızara vurup öyle yaratsaydı Tanrı!

Bunlardan birine dünyalar tatlısı bir kardeşimizle evlen dedik…”Bacaklarının kalınlığını görmüyor musun” dedi.  Erkekçikler seçme hakkına sahipler ya… Üstelik kızlar için evde kalma var… “90–60–90 olsun” Şeyin yere 10 santim. Mazı gibi bacağın var. Göbek sarkmış. Kız beğenmiyor.

Ya ben kızlara çok kızıyorum… Kendinizi pazarda inek alır gibi niye seçtiriyorsunuz ya! Dişlerinize de bakıyorlar mı? Yamru yumru bir erkeğin yanında manken gibi kız! Kız 90–60–90 olacak. Erkek manda yavrusu gibi olsa da olur. Biri demiş ya “Erkekte güzellik aranmaz”

Kızların aklında” beni bu halimle kimse beğenmez, evde kalırım “ var… Mutlaka düzelmesi gereken çok ciddi toplumsal sorunlar bunlar. Ne yapsak ne etsek insanların algısını değiştiremiyoruz.