DOĞRU TÜRKÇE’NİN BOYUTU

Doğru bir iletişim için; doğru BİLgi, doğru TÜRKçe, doğru dil gerekiyor.

Doğru TÜRKçe, ana dil olmaktan öte evrensel boyuttadır.

Doğru TÜRKçe; Dünyâ dilidir.

Doğru TÜRKçe; bilim, teknoloji dilidir.

Doğru TÜRKçe; kolaydır, güzeldir, özeldir, uygundur, uyumludur.

Doğru TÜRKçe; doğru

Diksiyon

Spikerlik

 Sunuculuk

Dublaj

Oyunculuk

Sesvermece

Muhabirlik

Editörlük

Eğitimcilik

Türkçe Dil Bilgisi

Dilbilim

Edebîyaz

Şarkı

Türkü

Şarkı sözü

Senaryo

Çeviri, meâl, tefsir

Hitâbet

Vaaz

Sunum

Sanat

Kültür

Zihnîyet

İyi niyet

Kişilik

Karakter

Onur

Nâmûs

Şuur

Mantık

Zekâ

Samimîyet

Sevgi

Saygı

Güven

Gurur

Ahlâk

Bilgelik

Her türlü ders eğitimi

Yabancı dil demektir.

Bunu yanlış bilgi, yanlış dil ile kalbini, beynini daraltmışlar anlamaya bakmalıdır. Böylece 5 duyuları, kalbleri, beyinleri gelişir ve evrensel boyutta bir insân olurlar. Kimseyi yanıltmazlar.

Yanlış öğüt, öneri, bilgi, haber, övgü, tanım, örnek, şık, mesaj yaymazlar. Ukâlalık yapmazlar.

Yukarıdaki yazdığım sözcelerin arasına virgül koymadım. Fakat bu; Türkçe Dil Bilgisi kurallarını bilmediğim mânâsına gelmez.

Üstelik yazdıklarımı anladınız, değil mi?

Bunlara rağmen bunu böyle uygulamayı başkalarına önermek doğru olmaz.

Günümüzdeki birçok kişi; câhil, okumuş câhil, her konuda profesör konumundadır. Hafif akıllılık ürünlerini yalan yanlış, yararlı zararlı demeden yaymaktadır. Bu normal midir?

Peki! Bunlar ve bu yalan, yanlış, sahte bilgiler niçin benimseniyor, beğeniliyor, yayılıyor?

Sonra da millet her şeyden, herkesten şikâyet eder duruma geliyor. Bunların nedeni nedir? Kim neden oluyor?

Türkçe; kimsenin özel oyuncağı değildir. Yazboz tahtasına çevrilemez. Nedenlerini de artık biliyoruz! Öyleyse yanlışlara ödün vermemeliyiz.

Bunun için de; yanlışları düzeltmeliyiz,  doğru bildiğimiz yanlışları da düzeltmeliyiz.

Sosyal medya üzerinde Türkçe öğretir gibi yapıp Türkçe’yi allak bullak edicilerin sayfaları yaygındır.

Bu kişiler; Türkçe’yi okulda böyle mi öğrendi, böyle mi öğretildi? Hayır!!! Bunlar kendi kendine ukalalık yapıyor.

Türkçe’ye okullarda da, televizyonlarda da, basılı yayınlarda da, sosyal medyada da değer verilmiyor.

Siyasal saldırılar da var. Yanlış öğretmek de var. Şımarıklık da var!!! Hafif kafalık da var!!!

Bir milletin değerlerine milletin içinden saygısızlar neden çıkıyor?

Bunların altında ne yatıyor? Zihnîyet, niyet, kültür, sağlık, eğitim, bilgi, ahlâk, imân, anlayış, …

Eskiden insânlar gaf yapmaktan, mahcûb olmaktan utanırdı! Şimdi kişiler; hiçbir şeyi ciddîye almıyor.

Bunda yabancı kültürlerin birçok konuda her yere sızmasında rol vardır. Dil, dîn, kültür, insân bu yollarla bozulur. Yani silah zoruyla değil! Çünkü bu en kolay yoldur. Göze batmaz! Kalbi, beyni işgâl eder.

Böyle bireylerden oluşmuş bir milletin hayâttaki ereği ne olabilir? İster istemez yalaka, çaresiz, bencil, muhtaç, düşmân, âciz, hastalıklı, şuursuz, tutarsız, modern köle olmaktan başka yolu kalır mı?

Vatan nedir? Vatan niçindir? Millet nedir? Millet niçindir?

Bu soruları vicdan çerçevesinde düşünmeliyiz. Millî değerlere, dinsel değerlere, insânsal değerlere sahib çıkmalıyız. Yoksa sahib çıkacak bir şey bulamayız.

Kendimiz de kayboluruz. Yardım sesimizi kimse duyamaz’ Duysa da kimsenin elinden bir şey gelmez!

Özgürlüğümüzün değerini bilelim!

Doğu Türkistan, Suriye, Filistin, Yemen, Kenya, Somali, Libya, Irak, Lübnan ne durumdadır?

Hiçbir otorite yok! Dînsel değer yok! Millî değer yok! Bir avuç salt çıkarcı, oralarda leş kargası gibi ava çıkmış!

Doğru Bilginin, doğru Türkçe’nin, doğru dilin değerini anlayalım.

Şimdilik belki ihtiyacın olmayabilir, fakat ihtiyacın olduğunda onu bulamazsın!!!

Doğru bir iletişim için; doğru BİLgi, doğru TÜRKçe, doğru dil gerekiyor.

Doğru TÜRKçe; bir milletin sonsuzluk sesidir.

Ramazan Gülsen TÜRKçe Şâi’ri Yazarı