Dokunulmazlık zırhı ve meclis

TBMM DOKUNULMAZLIK ZIRHI

Aslında şu an verilen beyanatlara bakılınca her fikri temsil eden gurubun meclis içinde bulunmasında fayda olduğunu düşünenlerdenim. Eğer bazı guruplar mecliste temsil edilmeselerdi şimdi ağızlarından çıkardıkları sözleri bilme olasılığımız olmayacaktı ve içlerinde saklayarak düşüncelerini gizli gizli gerçekleştirmek için fırsat kollayacaklardı. Ama şimdi hiç değilse akıllarından ne geçiyor bunu öğrenmiş olduk.

Mesela DTP milletvekili Aysel Tuğluk mecliste olmasaydı ne düşündüğünü Türkiye için aklındaki fikirleri öğrenme şansımız yoktu. Şimdi sözler ağızlarından dökülüyor, akıllarındaki düşünceler meydana çıkıyor.

AKP’nin ortaya bıraktığı bomba için, Ne diyor Millet vekili Aysel Tuğluk; <ı>sadece bizi muhatap almanız yetmez PKK’yı Öcalan’ı da muhatap olarak kabul edeceksiniz, 300 tutukluyu serbest bırakacaksınız (biraz daha asker öldürsünler diye), silahsızlanma için diretmeyeceksiniz, şimdilik Türkiye sınırları içinde bağımsız halk olmamız kabul edilecek, kendi silahlı gücümüz olacak, kendimizi belli konularda serbest hissetmemiz lazım, eğer gerekirse Türkiye’den de ayrılabiliriz. Başka bir arzunuz var mı diye de sormamız gerekecek her halde…

<ı>

İşte son kelime benim kimyamı bozuyor. Kardeşim sen nasıl böyle bir beyanat verebilirsin, yıllardır Türkiye’nin ekmeğini yedin onun sınırları altında güvence ile yaşadın şimdi “gerekirse ayrılırız diyorsun” Bu sınırlar için yıllar önce çoluk çocuk, yaşlı kadın demeden herkes kanını akıtmışken kim Türkiye’yi bölme lafını ağzına alabilir. Türkiye bir bütündür ve hiçbir şekilde, hiçbir güç onu bölemez. Maalesef toplumumuz futbolla, cinayet haberleri ile paparazzi olayları ile dizilerle o kadar oyalanıyor ki bu tip gelişmeleri hiç dikkate almıyor. Hâlbuki tartışma konularımız; eğitim kalitemiz, çevre kirliliğimiz, ekonomik zayıflığımız, beyin göçümüz, sağlık sorunlarımız, emeklilerimiz, işsizliğimiz olmalı, Türkiye’mizi nasıl daha güzel ve mutlu yaşanır bir hale getirebiliriz bunu konuşmamız bunu tartışmamız gerekir. Televizyonlarda bu konularla ilgili açık oturumlar yapılması gerekir.

1970 li yıllarda öğrenciler bugün söylenenlerin yüzde birini söyleselerdi hemen o gün mahkemeye çıkarılır vatanı bölme suçundan idama mahkûm olurlardı. Hey gidi günler hey nerelerden nereye geldik. Neymiş bunun adı açılım, sevsinler açılımları…

Sevgi ve sağlıkla kalın, güzel bir Türkiye için…

Erhan Sirekin