Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '13

 
Kategori
Matematik
 

Dokuz rakamı neden Türk Mitolojisi'nde çok önemli ve herşeyde var?

Dokuz rakamı neden Türk Mitolojisi'nde çok önemli ve herşeyde var?
 

9 rakamı


Mitolojilerle başım dertte dersem abartmış mı olurum?

Bir meraklıyım bir meraklıyım ki sormayın. Uykuma keder veriyorum, gezmelerime ara veriyorum, kendime zaman ayırmıyorum. Tek ihmal etmediğim ailem. Onlarıda ihmal edersem pes artık!

Ben gerçekten takık olarak yaşıyorum mitolojilere. Bu konuda yayınlanmış iki kitabım var. Yayınlanmamış olanları varki, yazdığım, hazırladığım bir köşede duran, sırasını bekleyenlerim… Nedeni bende dur durak olmaması, nedeni çok meraklı oluşum, nedeni tarihe, mitolojiye bağımlı olmam…

“O nedir, kim, ne nasıl olmuş?”

Bu defa aklıma takınlanları sizinle soru sorarak paylaşmak istiyorum.

 

Dokuz rakamı neden Türk Mitolojisinde çok önemli ve her şeyde var?

Cevabı bilenler hemen anlatmaya başlayacaklardır. Benim gibi meraklı ve öğrenmek isteyenlerde dikkatlice okuyacaklardır…

 

Bir örnek:

Dokuz sayısı, Türkler'in destanlarında da çokça geçer: dokuz ağaç, dokuz boy, dokuz dallı ağaç, dokuz dev, , dokuz felek, Dokuz Oğuz gibi.

 

Bu yazıyı hazırlamak için çok okudum. Gerçekten enteresan dokuz rakamanın Türk mitolojisindeki yeri…

Rakamlar hayatımızda önemlidir. Herşeyimizi matematik üzerine kururız. Hayatın gerçek matematik değerlerine göre düzenlendiğini düşünürüm. Bende kitaplarımı yazarken yâda gazetelerdeki yazılarımda matematik yaparım.

Elbette ki ama bazı rakamlara takılırmıyım?

Rakamlar doğum tarihimizden itibaren hayatımızı etkilerler. Burçlar rakamlara göre saptanır, günler, aylar, haftalar rakamlarla bağlantılıdır.

Tabiki hayatın her anında rakamlar vardır. Uğurlu ve uğursuz rakamlar olduğunu da biliyorum. Herkesin olduğu gibi bir uğurlu rakamım var, bir çok yaptığımı üç kez yapmaya çalırım. Yâda dualarımda da bazı rakamlar olur. Bu benim dünyam bendeki rakamlarla arkadaşlığım. Rakamların bulunması hayatı kolaylaştırmış. Bu kabulümüz. Sayı – ya geldiğimizde de şöyle diyebiliriz:

Belli bir çokluğu ifade etmek, göstermek, anlatmak, yazmak, belirtmek için kullandığımız birim. Sayıları da yazılı olarak şekille göstermek için rakamları kullanırız. Sayıların anlamları var bunu biliyoruz. Hatta sayıların anlamları ile bağlantılı araştırmalar çok eskilere gidiyormuş.  En büyük sayı ile bilgileneceğimiz ise Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim’dir…

Ayetler ve sureler belli bir matametikle sıralanmış ve toplamlarda da aynı eşit sayıya denk gelmiştir.

Bir çok kültürde de sayılar önemliydi. Sıraladığımız zaman:

Mısır’da sayılar resimler şeklinde,

Fenikeliler ilkel sayı formatını kullanmışlar.

İslam’da Ebcet hesabı var.

Yahudillikte Kabala’nın sayılarının özel anlamları varmış.

Sıraladığımız zaman o kadar çoklara rastlanınıyorki…

Beni okurlarım bilirler; bazı zamanlar bir konu üzerinde çokça dururum. Bu günlerde de sanıyorum rakamlar aklımı başımdan almış, kendi gelmiş yerleşmiş.

 

Mesela Türk Mitolojisindeki dokuz rakamının sırrı nedir dedim!

Şöyle bir olay ortaya çıktı:

 

“Türk ve Altay mitolojisinde, halk kültüründe, halk inancında ve şamanizminde kutlu rakamdır.”

 

O zaman yapılacak bir şey kaldı. Türk Mitolojisindeki kutlu rakam nerelerde ve nasıl kullanılmıştır, buna bakmak… Birçok yerden alıntı yapacağım ve bu konuda hep birlikte bilgileneceğiz…

 

Türk ve Altay Mitolojisinde, halk kültüründe, Şamanizm’de 9 kutlu rakammış.

Tokus, tuğız, tugıs, dokıs, toğuz, tokız olarak da söylenirmiş… Dokuzun as ve üs katları da önemliymiş.

Tuva Cumhuriyetinin başkenti olan Kızıl şehrinin yakınlarında Dokuz Bulak adı verilen bir su kaynağı varmış.

Türklerde 9, 19, 90, 99, 900 şeklinde bir sıralama önemliymiş.

Slav kökenli kültürel anlamda Türkleşmiş olan Boşnaklarda Bosna Irmağı’nın 99 kaynaktan beslendiği söylenirmiş.

Moğollarda güneyde 99, kuzeyde 77 tanrı varmış.

Ayrıca 17 ve 19 diğer kutsal ve önemli sayılar olarak görülürmüş.

 

Moğollarda göğün dokuz oğlu olduğu kabul edilirmiş.

Dokuz Arka; eski dönemlerde soyluluk gösterme ve belli etmesi açısından, bir kişinin babasından itibaren geriye doğru dokuz atasının sayılıp açıklanmasıymış.

Moğollarda Arban Gurban adı verilen dokuz tıp tanrısı varmış.

Nart destanlarında da zaman zaman bu rakama rastlanırmış. Örneğin Demirci Debet’in dokuz oğlu olduğu söylenirmiş.

 

Türk mitolojisinde dünyayı yaratan Kara Han varmış, dünyanın tam merkezine dokuz dallı çom ağacı dikmiş.

 

Altaylar’a göre:

İnsan iskeletini ele almışlar ve demişlerki dokuz ek var, ilk başta bunu bilin ve izah etmişler; baş, bel, diz, topuk, ayak bileği, omuz, dirsek, avuç, el bileği…

Bir kıyamet tasvirinde denizin dibinde dokuz çatallı karataş varmış.

Kıyamet zamanı dokuz yerinden ayrılacakmış.

Demirden ve koyu sarı renkte atlara binmiş dokuz savaşçı etrafa saldıracakmış.

Altay şamanları, omuzlarından dokuz ok (Yebe) ve yay (Ya) simgelerini eksik etmezlermiş. Onlara göre bu dokuz ok ile yay, Kuday'dan tartkan, yani Tanrı'dan uzatılan şeylermiş.

 

Altay Türkleri'nde şaman (kam), Ülgen'e (Tanrı'ya) kurban sunmak için göğe çıkar. Bu yolculuk üç gün sürer. Kurbanı göğün dokuzuncu katına çıkarınca Ülgen'e sunar. Yeraltı ve gök dokuzar kattır; ikisinin arasındaki yeryüzünde insanlar otururmuş.

Altay şamanizminde Ülgen'in dokuz kızı ve dokuz oğlu varken, kötülüğün simgesi olan Erlik Han'ın (Erlik Han bir tür şeytandır) da aynı biçimde dokuz kızı ile dokuz oğlu vardırmış.

Altay Türkleri'nde, Örüs Sara adını taşıyan bahar bayramı dokuz mart kutlanırmış. Örüs Sara'nın anlamı, sürüleri otlatmağa çıkarma bayramı olmasıymış.

Altaylılar'ın Gök Tanrı Kurbanı ile Dağ Kurbanı bayramlarının törenleri dokuz gün sürermiş. İlkbahar ayinine de dokuz masum kız ile dokuz masum erkek katılırmış.

 

Şamanlar’da:

Şaman davullarında Tanrı Ülgen’in kızının dokuz resmi varmış.

Hırkalarına manyak diyorlarmış, bu hırkanın sağ kolunda dört, sol kolunda beş toplam dokuz çıngırak varmış.

 

Türk destanlarında:

Dokuzoğullarından büyük bir soy türemiş.

 

Oğuz destanında:

Oğuz’un verdiği şölenlerde; 900 at, 9000 koyun kesilmiş, 90 havuzda kımız yapılmış.

Oguz beğlerinin toylarında onlara dokuz karagözlü kâfir kızları sağarak (bardak, kadeh) sürerler, badyalar dokuz yerde kurulurmuş.

 

Yakutlarda:

Gök tanrı dokuzmuş.

Yakut Türkleri'nin Er Sogotoh Destanı'nda gök, dokuz katlıymış.

Kara Han'ın dokuz kızı varmış.

Gök ruhları dokuz adetmiş.

Manas Destanında:

Manas’ın cenaze töreninde:

Manas’ın ölüsüdokuz gün bekletilmiş.

Doksan kısrak kesilmiş.

Halka dokuz kat kumaş dağıtılmış.

 

Sakalarda:

Şaman olacak genç dağa yaşlı şaman ile çıkartılırmış.

Şaman giysisi giydirilirmiş.

Eline bir davul ve at kılı sarılı bir söğüt dalı verilirmiş.

Genç şamanın sağına dokuz erkek,

Soluna dokuz kız çocuk yer alırmış.

 

Gök Türklerde:

GökTürkler çağında bir kişi kagan olduğunda, bir kalkan (ya da bir keçe) üzerine konup, göğe kaldırılarak dokuz kez döndürülürmüş.

GökTürk Anıtları'nda, Tokuz Ersin (Dokuz Ersin) adındaki bir yerden söz edilirmiş.

İlhanlı hükümdarı Hulagu'nun karısı ve en yakın danışmanı olan ve bir hıristiyan olan kadının adı da Dokuz Hatun’muş.

Şaman çeşitli akıl hastalıklarına neden olan dişi ruh için;

Dokuz kakım,

Dokuz sarı sıçan,

Dokuz kokarca,

Dokuz güvercin azad edeceğine söz verirmiş.

 

Moğol Boyu olan Buryatlar’da:

Şaman olabilmek için dokuz gün süren tören düzenlenirmiş.

Dokuzuncu gün bir keçe üzerine oturtulan şaman havaya kaldırılarak şaman ilan edilirmiş.

 

Dokuzla ilgili:

Marco Polo Cengizli Kaganlığı'nda büyük hana verilen armağanların dokuz kat olarak sunulması gerektiğini söylemiş.

Dede Korkut Kitabı'nda geçen dokuzlama çargap da armağanların en büyüğüymüş.

Dede Korkut Kitabı'nda, Deli Dumrul doğduğunda babası dokuz buğra öldürür; ana oğlunu dokuz ay dar karnında taşımış…

Güney Sibirya'da yaşayan Minusinsk Tatarları'nın söylediği bir destanda, İrle Han'ın evinin önünde bir kara ağaç varmış. Bu ağacın kökünden dokuz ağaç yükselirmiş.

Bir Güney Sibirya masalında yer altındaki kötü ruhlar, masalın kahramanı olan çocuğa dokuz zincir vurur ve hapsederlermiş.

Kuzey Asya masallarında altın yeleli, gümüş üzengili, kuyruğu dokuz örmeli, dokuz kolanlı atlardan söz edilirmiş.

 

Birçok yerden toparladıklarımın bir kısmı bu…

Daha geniş araştırmalar yaptığımızda sayıların tarih boyunca ciddi önem taşıdıklarını görüyoruz…

Fırsat buldukça sizlere rakamların sırlarını, nerelerde nasıl kullanılmışlıklarını anlatacağım…

 

 

 

Nazan Şara Şatana

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....